Diyarbakır'da KCK ana davasından 4 yıl 11 aydır tutuklu bulunan Hüseyin Yılmaz, Mehmet Nimet Sevim,  Mazlum Tekdağ, Hasan Hüseyin Ebem ve Ercan Akyol ile ilgili avukatları önceki gün tahliye talebinde bulundu.

Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi tutuklu bulunan 5 kişinin dağ kadrosuna katılabileceği iddiasında bulundu ve tahliye taleplerini reddetti.

Tahliye talebi için dosya mütalaa için Cumhuriyet Savcısına gitti. Cumhuriyet savcısı verdiği mütalaada, “sanıkların eylemlerinin niteliği yasada ön görülen cezasının üst sınırı 3713 sayılı yasanın 5. Maddesinin tatbikinin talep edilmesi eylemin vehameti toplumda meydana getirdiği etki” dikkate alınarak, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.

Mehmet Demir'in yüksekovahaber'de yer alan haber şöyle: Dosyayı inceleyen Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi ise, “sanıkların üzerine atılı ‘silahlı terör  örgütüne üye olmak, devletin birliği ve bütünlüğünü bozmak, silahlı terör örgütünün yöneticisi olmak, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ suçlarının vahameti toplumda meydana getirdiği etki sanıkların üzerine atılı suçlar ile ilgili tanık beyanları, aramalarda ele geçirilen belge ve dökumanları, dijital malzemelere ilişkin inceleme tutanakları, telefon görüşmeleri ve ortam dinlemeleri görüntü inceleme ve fotoğraftan tespit tutanakları, teknik araçlarla izleme ve dinleme çözüm tutanakları, doküman inceleme tutanakları, olay tespit tutanakları ve fiziki takip tutanaklarına göre kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut olguların bulunması” iddiasıyla tahliye talebinin reddine karar verdi.

Bununla yetinmeyen mahkeme, PKK'nin halen faaliyetlerini devam ettirmesi ve bu faaliyetler kapsamında suç işlediği iddia edilen sanıkların delilleri yok etme, gizleme, değiştirme, tanıklar üzerinde baskı kurma, tanıkları etkileme ve beyanları değiştirtmeye dönük eylemlerde bulunma ihtimali ve isnat edilen suçlar için ön görülen ceza miktarı nedeniyle sanıkların kaçma, saklanan ve terör örgütünün dağ kadrosuna katılma şüphesinin varlığının bulunması, sanıklar hakkında ön görülen cezaya göre tutuklukla geçirdikleri sürenin makul ve tutuklama tedbirinin ölçülü olması ve sanıkların delil durumunda herhangi bir değişiklik bulunmaması, yargılamamın ve tutukluluk durumunun uzamasına, sanıkların mahkemeyi protesto etme, duruşmaya katılmama ve sağlık raporu alma gibi kendi iradi eylemleri ile sebebiyet vermeleri dikkate alınarak 5271 sayıyı ceza mahkemesi kanununun 100 ve devam maddeleri gereğince sanık müdafileri tarafından yapılan itirazın reddine, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.