Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarlarının aralarında bulunduğu 5'i tutuklu 19 sanığın yargılandığı davanın 4’üncü duruşması bugün görülüyor.

Cumhuriyet savcısı; Ahmet Şık, Akın Atalay, Murat Sabuncu, Emre İper ve Ahmet Kemal Aydoğdu'nun tutukluluk hallerinin devamını istedi.

Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, muhabiri Ahmet Şık ve muhasebe çalışanı Emre İper ile "Jeansbiri" hesabının sahibi olduğu iddia edilen Ahmet Kemal Aydoğdu'nun tutuklu olduğu 19 sanığın yargılandığı davanın duruşması, saat 09.30'da İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı.

Cumhuriyet savcısı; Ahmet Şık, Akın Atalay, Murat Sabuncu, Emre İper ve Ahmet Kemal Aydoğdu'nun tutukluluk hallerinin devamını istedi.

Akın Atalay ve Murat Sabuncu bir yıl; Ahmet Şık 305 gün; Emre İper ise 208 gündür cezaevinde bulunuyor.

Duruşma öncesi yargılanan Cumhuriyet çalışanlarına destek vermek için aralarında CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Barış Yarkadaş, Muharrem Erkek, Hilmi Yarayıcı ile Uluslararası Basın Enstitüsü Başkanı John Yearwood, Alman gazeteci ve yazar Günter Wallraff, Uluslararası PEN'den Sarah Clarke'nin de olduğu çok sayıda yabancı basın mensubu adliye önünde toplandı.

Gruptakiler, "Susma haykır, gazetecilik haktır", "Hemen şimdi özgürlük" sloganları attı.

"Dışarıdaki Gazeteciler" adına Canan Yıldız, basın açıklaması yaptı.

Yıldız, bugün Cumhuriyet Gazetesi ile Özgür Gündem gazetesi davalarının görüleceğini hatırlatarak, "Biz her iki davadaki tutsak arkadaşlarımız Ahmet Şık'ın, Murat Sabuncu'nun, Akın Atalay'ın, Emre İper'in, İnan Kızılkaya'nın ve Kemal Sancılı'nın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Çünkü defalarca söylediğimiz gibi Cumhuriyet ve Özgür Gündem gazetelerine açılan davalardan tutuklanan arkadaşlarımız sadece ve sadece gazetecilik yaptıkları için yargılanmaktadırlar" dedi.

AZİZ NESİN'DEN ALINTI

Uluslararası Basın Enstitüsü Başkanı John Yearwood da bu davayı başından beri takip ettiğini belirterek, "Umarım bu izleyeceğim son duruşma olur" diye konuştu.

Alman gazeteci ve yazar Günter Wallraff, tutuklu bulunan gazetecilerle dayanışma için defalarca geldiğini ifade etti.

Wallraff, "Dostum Aziz Nesin bir keresinde demişti ki, 'Bir gazetecinin böyle zamanlarda, bulunabileceği en doğru yer hapishanedir" diye konuştu.

Davayı başından beri takip ettiklerini vurgulayan Uluslararası PEN'den Sarah Clarke de "Pen, Cumhuriyet davasını Türkiye'de ifade özgürlüğü üzerindeki en büyük kırılma olarak görüyor" ifadelerini kullandı.

YARKADAŞ: KADERİMİZ DEĞİŞMİYOR

CHP Milletvekili Barış Yarkadaş da, "Bugün olağan Salı toplantımıza hoş geldiniz. Neden her olağan toplantı diyorum. Çünkü her Salı adında adalet olan ama içinde adalet olmayan bu bina içinde tutuklu gazeteci meslektaşlarımız için buluşuyoruz. Ne yazık ki AKP iktidarında kaderimiz bir türlü değişmiyor. Şu an 182 gazeteci demir parmaklıklar arkasında, yazdıklarının, çizdiklerinin, söylediklerinin, attıkları tweetlerin, yaptıkları yorumların bedelini ağır bir şekilde ödüyorlar" diye konuştu.

İLK DURUŞMADA 7 TAHLİYE

Cumhuriyet gazetesinin 24 Temmuz'da görülen ilk duruşmasında Musa Kart, Bülent Utku ve Önder Çelik, Mustafa Kemal Güngör, Güray Öz, Hakan Kara ve Turhan Günay tahliye edilmişti.

11 Eylül'de gerçekleştirilen ikinci duruşmada ise tahliye kararı çıkmamıştı.

KADRİ GÜRSEL SERBEST KALMIŞTI

Davanın üçüncü duruşması ise 25 Eylül’de yapılmıştı. Bu duruşmada, Kadri Gürsel’in tahliyesine karar verilmişti.

Mahkeme heyeti, Ahmet Şık, Akın Atalay, Murat Sabuncu, Ahmet Kemal Aydoğdu ve Yusuf Emre İper'in tutukluluk halinin devamına kararlaştırmıştı.

Mahkeme, karar açıklanmadan önce "sanıkların tutukluluğunun devamına karar verildiği" yönünde haber paylaşan Star ve Akşam gazetesinin sorumlularına karşı suç duyurusunda bulunulmasına karar vermişti.

Öte yandan, hafta sonunda İstanbul Kadıköy’de bir araya gelen gazeteciler, tutuklu meslekdaşları için yürüyüş yapmıştı.

“Gazetecilere özgürlük” pankartının açıldığı yürüyüşe çok sayıda milletvekilinin yanı sıra bazı sanatçılar da destek verdi.

Bu arada, davanın bir yıla girmesi nedeniyle aralarında avukat, sanatçı, siyasetçi ve gazetecilerin de bulunduğu 365 kişi Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarlarının serbest bırakılması için bir bildiri yayımlamıştı.

Yapılan açıklamada, “Cumhuriyet gazetesi davası, bir gazetenin asli faaliyeti olan habercilikten suç üretilmeye çalışmak dışında bir anlam taşımamaktadır” denilmişti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Cumhuriyet gazetesinin 2 Mart’ta yaptığı başvuruyu öncelikli olarak işleme koymuştu.

Mahkeme, haziran ayında Ankara’dan savunma istemişti. AİHM, ek süre talep eden Adalet Bakanlığı’na 7 Kasım’a kadar süre vermişti.

İDDİANAMEDEN

Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları hakkında "PKK/KCK, FETÖ/PDY ve DHKP/C'ye müzahir oldukları" gerekçesiyle Savcı Yasemin Baba tarafından iddianame hazırlanmıştı.

İddianamede, 1924'te Atatürk'ün talimatıyla kurulan gazetenin son üç yıllık dönemde özellikle 15 Temmuz darbe teşebbüsüne uzanan süreç ve sonrasında yayın politikası, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu'nda yaşanan değişiklikler ile eş zamanlı olarak 90 yıllık geçmişinin ve kuruluş felsefesinin tam aksi yönde değişime uğradığı ileri sürüldü.

“Cumhuriyet gazetesine FETÖ tarafından özellikle 2013 yılından itibaren adeta el konulduğu” savunulan iddianamede, "Şüpheli Can Dündar'ın gazetenin başına geçmesi ile birlikte gazetenin, amaç ve hedeflerinin dışına çıkarak farklı bir yörüngeye oturduğu belirlenmişti" denildi.

Gazete bu dönemde adeta FETÖ/PDY, PKK/KCK ve DHKP/C terör örgütlerinin savunucusu ve kollayıcısı olduğu öne sürülen iddianamede, "Basın özgürlüğü ve evrensel hukukun sağladığı ağır eleştiri içeren haber ve yorum yapma hakkının çok ötesinde geçmiş, kayıt dışı illegal siyasete zemin hazırlayarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı asimetrik savaş yöntemleriyle hedef tahtası haline getirmek üzere yoğun bir algı operasyonu başlatmıştır" ifadelerine yer verildi.

FETÖ'nün daha önce manipülatif amaçlarla Taraf gazetesini kullandığı anlatılan iddianamede, MİT TIR'ları ve benzeri haberinin yayınlanması için ise Cumhuriyet Gazetesi'nin seçildiği iddiasına yer verildi.

Gazetenin internet trolü "fuatavni"nin dedikodularını filtre edip doğrulatmadan sürmanşetlere taşıdığı, gazetenin yazarlarından sanık Hikmet Çetinkaya'nın FETÖ'nün güdümündeki Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı ile temas kurduğu, sanık Akın Atalay'ın gazete yönetimine geçmesi ile de Atatürkçü yönetici ve yazarların tasfiye edildiği öne sürüldü.

İddianamede bazı sanıkların ise FETÖ'nün gizli haberleşme ağı olduğu iddia edilen Bylock kullanıcısı kişilerle çok sayıda bağlantı kurdukları da öne sürüldü.

İSTENEN CEZALAR

274 sayfalık iddianamede Can Dündar, Mehmet Murat Sabuncu, Mehmet Kadri Gürsel, Aydın Engin, Bülent Yener ve Günseli Özaltay'ın "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" suçundan ayrı ayrı 7,5 yıl 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

Akın Atalay, Mehmet Orhan Erinç ve Önder Çelik'in "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" ve "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçlarından ayrı ayrı 11,5 yıldan 43 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

İddianamede Bülent Utku, Hacı Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör, Hikmet Aslan Çetinkaya'nın "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" ve "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçlarından ayrı ayrı 9,5 yıldan 29 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması öngörüldü.

İddianamede; şüpheliler Güray Tekinöz ve Turhan Günay'ın "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" ve "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçlarından ayrı ayrı 8,5 yıldan 22 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

Ahmet Şık'ın ise "PKK ve DHKP/C'' silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etmek" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.

İddianamede Twitter'daki "jeansbiri" hesabının sahibi Ahmet Kemal Aydoğdu'nun "silahlı terör örgütünün yöneticisi olmak" suçundan 15 yıldan 22,5 yıla, firari şüpheli İlhan Tanır'ın "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapsi istendi.

(Kaynak: NTV)