Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, laikliğin, devletin bütün dinler ve mezhepler ile inanç grupları ve inançsızlar karşısında tarafsız olmasını ve hepsine saygıyla yaklaşmasını gerektirdiğini bildirdi.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Gül, laiklik ilkesinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına girişinin 74. yıl dönümü dolayısıyla bir açıklama yaptı.

Cumhurbaşkanı Gül, açıklamasında, “5 Şubat 1937 tarihinde Anayasaya giren ve 74 yıldır Anayasalarımızda yer alan laiklik ilkesinin, Cumhuriyetimizin diğer nitelikleri ile birlikte çağdaş demokrasiler arasındaki yerimizi belirleyen önemli ölçütlerden biri olmuştur” ifadesini kullandı.

Gül, devletin hiçbir inanç ve düşünceden yana veya karşı tutum sergilememesi, herkesin hak ve özgürlüklerini korumasının çağdaş demokrasilerin gereği olduğunu, laiklik ilkesinin de bu anlayışın en önemli teminatlarından biri olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, 1982 Anayasasının 2. ve 24. maddelerinde, laikliğin, inanç ve ibadet hürriyeti ile devlet ve din işlerinin birbirinden ayrılmasını kapsayan boyutlarının düzenlendiğini anımsattı.

Anayasa koyucunun, bu düzenlemeyi yaparken, laikliğin, “her ferdin istediği inanca, mezhebe sahip olabilmesi, ibadetini yapabilmesi ve dinî inançlarından dolayı diğer vatandaşlardan farklı bir muameleye tabi kılınmaması” anlamına geldiğini belirttiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, şunları kaydetti:
“Laikliğin genel kabul gören diğer tanımlarında da resmi bir devlet dininin bulunmaması, devlet işlemlerinde inanç ayrımı yapılmaması, devletin pozitif hukukunun dini kurallara dayanma zorunluluğunun olmaması, herkesin din ve vicdan hürriyetinin tanınması ve güvence altına alınması gibi evrensel unsurlara yer verilmektedir.

Bu itibarla, laiklik, devletin bütün dinler ve mezhepler ile inanç grupları ve inançsızlar karşısında tarafsız olmasını ve hepsine saygıyla yaklaşmasını gerektirmektedir.

Laikliğin şartlarından biri olan devletin tarafsızlığı, herhangi bir inanca ve dünya görüşüne özel bir himaye veya imtiyazlı statü tanınmamasını zorunlu kılmakta; bu nedenle özgürlükçülüğün ve hayat tarzı tercihlerine saygının da temelini oluşturmaktadır.

Bu anlamda laiklik, birey özgürlüklerini korumayı ve devletin bireylere belli bir inancı dayatmasını engellemeyi amaçlayan bir ilkedir. Başka bir ifadeyle, laikliğin sosyal ve siyasî alandaki temel fonksiyonu, siyaset ilişkilerini en sağlıklı şekilde tesis ederek özgürlüğü ve toplumsal barışı sağlamak ve korumaktır.”

Cumhurbaşkanı Gül, mesajının son bölümünde, “Bu düşüncelerle, laiklik ilkesinin Anayasal bir ilke olarak kabul edilmesinin 74. yıl dönümünde, Cumhuriyetimizin nitelikleri ile milletimizin değerlerinin tartışılmayacak şekilde örtüştüğünü ve büyük milletimizin bu nitelikler üzerinde anlayış birliği içinde bulunduğunu memnuniyetle müşahede ettiğimi ifade etmek isterim” ifadesini kullandı.

Hürriyet