Cumartesi Anneleri/İnsanları, kayıplarının akıbetini sormak ve faillerinin yargılanması talebiyle Galatasaray Meydan'ında 629’uncu kez bir araya geldi.

Karanfillerle "Hayır" yazılan bu haftaki eylemde, 14 Nisan 1995 yılında Hakkari'nin ilçesi Yüksekova’da gözaltında kaybedilen Kadir Kerimoğlu’nun akıbeti sorulurdu.

Yarın yapılacak anayasa değişiklik referandumu için çağrıda bulunan Cumartesi Anneleri, “Buraya 22 yıldır gelmeyen adalet için, öldürülen kadınlar ve gençler için, ülkenin ‘Hayır’ı’ için, Gezi, Roboskî anneleri ve Suruç şehitleri için ‘Hayır’ diyeceğiz” dedi.

Eylemde, üzerine kımızı karanfiller ile “Barışı” simgeleyen beyaz tülbendin bırakıldığı, “Failler belli kayıplar nerede” pankartı açılarak, kayıpların fotoğraflarının bulunduğu dövizler taşındı. Eyleme, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da destek verdi.

‘22 YILDIR GELMEYEN ADALET İÇİN ‘HAYIR’ DİYECEĞİZ’

Eylemde, ilk olarak konuşan gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun, Galatasaray Meydanı’nda seslerinin 22 yıldır duyulmadığını ve referandumda kayıp yakınlarını yine unuttuklarını söyleyerek, “Siz, bizi unuttunuz, biz ise kayıp yakınları olarak bu yüzden ‘Hayır’ diyoruz” dedi.

Gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in ablası İkbal Eren, yaşamının büyük bir bölümünü sivil darbe ve OHAL’lerle geçirdiğini belirterek, “Böyle dönemlerde yönetilen ülkede sevdiklerimiz kaybedildi. Bize rejim değişikliği ile Anayasa dayatmasında bulundular. Bunun kabul edilebilir yanı yok. Bunun için yarın sandıklara gidip ‘Hayır’ diyeceğiz” diye konuştu.

'ADALET İÇİN 'HAYIR'

Gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız da, referandumda "Hayır" demek için çok fazla gerekçeleri olduğunu söyledi.

Yıldız, “Biz en başından beri herkes için adalet diyorduk. Bu adalet size de lazım olacak diyorduk. ‘Hayır’ dememiz ‘Evet’çilere de yarayacak ama şimdi anlamıyorlar. Buraya 22 yıldır gelmeyen adalet için, öldürülen kadınlar ve gençler için, ülkenin ‘Hayır’ı’ için, Gezi, Roboskî anneleri ve Suruç şehitleri için ‘Hayır’ diyeceğiz” diye seslendi.

Taleplere çözüm üretmeyen Anayasa'nın kendilerine dayatıldığını ifade eden 22 yıl önce gözaltında katledilen Hasan Ocak’ın ağabeyi Ali Ocak da, “Bir toprak ağası olma umuduyla bu topraklarda yaşayanların talepleri görmezlikten gelindiği için ‘Hayır’ diyoruz” dedi.

‘BİZE YAŞATTIKLARIN İÇİN ‘HAYIR’

Son olarak konuşan gözaltı kayıplarından Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır ise, değişiklik yapılması planlanan Anayasa'nın zaten matah bir Anayasa olmadığını savunarak şunları söyledi:

“Köprüler yapabilirsin, yapacaksın kardeşim! Orada marangoz hatası olarak oturmuyorsun. İnsan hak ve çıkarları için ne yaptın? Bize yaşattıkların için ‘Hayır’, Evet şer getireceği için ‘Hayır’.Karar sizin, çocukların vebali omuzlarınızdadır."

Yapılan konuşmalar ardından bu haftaki basın metnini ise Cumartesi İnsanları’ndan Rezzan Karaman okudu.

‘ÇAĞRIMIZ BARIŞ VE DEMOKRASİ ÇAĞRISIDIR’

“Bizim Galatasaray’da oluşumuz; hakikat, adalet, barış ve demokrasi çağrısıdır” diyen Karaman, şöyle devam etti:

“Yarın referandumda oylanacak anayasa teklifi, hazırlanış yöntemi ve içeriği bakımından tüm toplumun sahiplendiği, meşruiyeti tartışılmayacak bir mutabakat metni olmadı. Bu teklif, Türkiye’nin temel sorunlarının çözümüne, toplumsal barışa, hukukun üstünlüğüne ve kuvvetler ayrılığının sağlanmasına yönelik düzenlemeler içermiyor. Aksine; Türkiye’nin demokratikleşme ve hukuk devleti olma imkânlarını ortadan kaldıracak düzenlemeler içeriyor. Bu Anayasa teklifi denge ve denetim mekanizmalarını işlevsizleştirirken, tek kişiye devletin tümüne hükmetme gücü veriyor.”

‘KAYIPLARIMIZ, İNSANLIK ONURU İÇİN HAYIR’

Karaman, yurttaşları hukukun üstünlüğü ile güvence altına almayan metinlerin 200 yılı aşkın süredir gerçek anlamda “anayasa” sayılmadığını ifade ederek, kendi taleplerini şöyle sıraladı:

“Biz de diyoruz ki; Gücü bir kişide toplayarak iktidarı kişiselleştirecek, keyfileştirecek, yozlaştıracak ve demokratik değerlerden uzaklaştıracak bu Anayasa teklifine 'Hayır!' demek yurttaşlık görevidir. Demokrasinin, hukukun, adaletin ve barışın önüne barikat kurmayı hedefleyen bu anayasa teklifine 'Hayır!' demek insanlık görevidir.

Kayıplarımız için, adalet için, hakikat için ve insanlık onuru için 'Hayır!”

(Kaynak: Dihaber)