Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için sürdürdükleri adalet arayışlarının 594'üncü haftasında yine Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi.

"Failler belli, kayıplar nerede" pankartını açıldığı eylemde, kayıpların fotoğrafları ve Şırnak gözaltına alındıktan sonra 79 gündür kendisinden haber alınamayan DBP Şırnak İl Yöneticisi Hurşit Külter'in fotoğrafları taşındı.

Eyleme, HDP'li TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve polisin attığı gaz fişeği ile yaşamını kaybeden Berkin Elvan'ın ailesi ile çok sayıda kişi katıldı.

OHAL uygulamalarının gölgesinde başlayan eylemde ilk olarak 21 yıl önce gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç'un ağabeyi Hasan Karakoç konuştu.

‘KÜRT HALKI OLARAK OHAL’İ YENİ GÖRMEDİK’

83 yaşındaki Barış Annesi Dilşah Özgen'in Diyarbakır’da dün gözaltına alınmasını kınadığını belirterek konuşmasına başlayan Karakoç, "Önce eşini kaybettiniz, şimdi de kendisini gözaltına alıyorsunuz. Kürt halkı olarak bizler OHAL'i yeni görmedik. “Baskının şiddetin her halini gördük. Biz bu alanlardan bizim yakınlarımızı nerede olduğunu sorduk. Bu alanı asla bırakmadık. Asla bırakmayacağız. Vahşet bodrumlarınız, OHAL'leriniz bizi yıldıramaz 100 yıl da geçse bizler mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.

‘BARIŞ OLMADIĞI SÜRECE DARBE PRATİĞİ DEVREDE OLACAK’

Karakoç'un ardından söz alan HDP'nin TBMM Başkanvekili olan Milletvekili Pervin Buldan, 79 gündür kendisinden haber alınamayan Külter'in üzerinde durdu. Buldan, "Biz O'nun nerede olduğunu soruyoruz haftalardır. Bize bunun yanıtını veremeyenler bunun utancını yaşamalısınız" dedi. Türkiye'de Kürtler ile iç barış sağlanmadığı sürece darbe pratiğinin her zaman devrede olacağını söyleyen Buldan, Kürt halkının iradesini hiçbir baskının kıramayacağını vurguladı.

‘DÜŞMAN HUKUKU UYGULANIYOR’

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise da Barış Annesi Dilşah Özgen'in gözaltına alınmasına tepki göstererek, bu uygulamanın tam bir düşman hukuku pratiği olduğunu ifade etti. Özgen'in eşinin de geçmiş dönemde kaybedildiğini hatırlatan Tanrıkulu, Özgen'in yakınlarının yasını tutmasının suç olarak görüldüğünü dile getirdi.

21 YIL ÖNCE KAYBEDİLEN DEMİR’İN AKIBETİ SORULDU

Yapılan konuşmalar sonrası 17 Ağustos 1995 tarihinde OHAL uygulamalarının hakim olduğu Merdin'in (Mardin) Ömerli ilçesinde askerlerce gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan 21 yaşındaki Abdurrahim Demir'in akıbeti soruldu.

'AMCAMI BABAANNEMİN DERİN ACISINDAN TANIYORUM'

Önce yeğeni Beritan Demir'in amcası için yazdığı mektup okundu. Amcası kaybedildiğinde kendisinin henüz doğmadığını belirten Demir, amcasını babaannesinin derin acısında tanıdığını söyledi. "Babaannemin 'Kardeşinden haber aldın mı?' diye sorduğunda babamın aldığı kırgın yüzden tanıdım" diyen Demir, "Babaannem bu yıl aramızdan ayrılana kadar hep amcadan haber alma ümidi ile yaşadı. Gözü açık bir şekilde hakkın rahmetine kavuştu.

"Babaannemin gözyaşı akıtacağı Fatiha okuyacağı bir mezarı olsun istemiştik. Bunu da çok gördüler. Bir mezarı dahi olmadı. Amcamın suçu neydi? 21 yıldır Galatasaray Meydanı'nı kardeşi için mesken eden babamın suçu neydi? Bunca acıyı neden yaşadılar?" diye sordu.

Bu sorunun cevabı verilmeden insan hakları ve demokrasiden söz edilmeyeceğini dile getiren Demir, Galatasaray Meydanı'nın mücadele alanı olduğunu ve bu meydandan ayrılmayacaklarını söyledi.

Haftanın basın açıklamasını ise Cumartesi İnsanları'ndan Maside Ocak okudu. Askerden yeni gelen Abdurrahim Demir'in, Ömerli'deki evinden Adana'daki akrabalarının yanına gitmek için bindiği otobüsten Qoser'deki (Kızıltepe) Şavalet kontrol noktasında askerlerce indirilip gözaltına alındığını belirten Ocak, ancak götürüldüğü Şavalet Jandarma Karakolu'na başvuran ailesine "Biz böyle birini almadık" yanıtı verildiğini paylaştı.

Mardin Emniyeti'nin ise "Abdurrahim pasaport çıkartıp, Fransa'ya garson olarak gitti" açıklamasıyla gerçeğin üstünü kapatmaya çalıştığını söyleyen Ocak, Demir Ailesi'nin defalarca "Bu işin peşini bırakın" denilerek tehdit edildiğini söyledi.

21 yıl boyunca yapılan tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını söyleyen Ocak, "Annesi Kesriye Demir, 'Oğluma ne oldu?' sorusunu 20 yıl boyunca sordu. Oğlunu bulamadan, akıbetini öğrenemeden aramızdan ayrıldı. Kesriye Demir'in yerine bugün Demir Ailesi ile birlikte soruyoruz, ‘Abdurrahim'e ne oldu?' diye sordu.

Ocak'ın Demir'i kaybedenlerin yargı önüne çıkartılmasını talebinin ardından Cumartesi Annesi 595'inci hafta tekrar bir araya gelmek üzere meydandan ayrıldı.