Cumartesi Anneleri/İnsanları, kayıplarının akıbetini sormak ve faillerinin yargılanması talebiyle sürdürdükleri adalet arayışlarının 579'uncu haftasında yine Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi.

Cumartesi Anneleri, kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerinin yargılanması talebiyle sürdürdükleri adalet arayışlarının 579'uncu haftasında bu kez abluka altındaki Yüksekova’da 7 haftadır eylem yapamayan anneler için oturdu.

Eylemde iktidara, "Siz, hak ihlallerine, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, yıkımlara, ölümlere neden olan şiddet sarmalında ısrar ettikçe, biz ölümden değil yaşamdan yana olanlar; susmayacağız, barışta ısrar edeceğiz" şeklinde seslendiler.

"Failler belli, kayıplar nerede?" yazılı pankartı açan ve üzerine kırmızı karanfiller bırakan Cumartesi Anneleri, kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşıdı.

Sokağa çıkma yasağı ve operasyonların devam ettiği Yüksekova’da, 7 haftadır eylem yapamayan Cumartesi Anneleri'ne selam yollayan Anneler, 90'lı yıllarda Yüksekova’da kaybedilenlerin akıbetini sordu.

Eylemde konuşan Yüksekova kayıplarından Abdullah Canan'ın oğlu Vahap Canan, Türkiye ve Kürdistan'daki bombalı saldırılar ile devlet güçlerinin Kürt illerinde gerçekleştirdiği katliamlara dikkat çekti.

Yüksekova’da 49 gündür yasağın devam ettiğini belirten Canan, "Orada geleceğimiz yok edildi" dedi. Gever kayıplarından Abdulkerim Yurtseven'in torunu Serdar Yurtseven de, "90'lı yıllarda dedemi katlettikleri gibi şimdi de bize yaşayacağımız sokak bırakmadılar" diye konuştu.

‘1993-1996’da YÜKSEKOVA’DA 13 KİŞİ KAYBEDİLDİ’

Kayıp yakınlarının konuşmaların ardından bu haftaki basın açıklamasını İHD avukatlarından Gülseren Yoleri okudu.

Yüksekova’nın 13 Mart 2016 tarihinden itibaren abluka altında olduğunu dile getiren Yoleri, "Hukukun, hak ve özgürlüklerin askıya alındığı Gever'de şiddet egemen oldu. On binlerce insan evlerini terk ederek kendi topraklarında sürgün hayatına mahkum edildi" dedi.

Yüksekova’da yaşanan hak ihlallerinden dolayı kayıp yakınlarının her Cumartesi saat 12.00'de gerçekleştirdikleri buluşmalarının 7 haftadır engellendiğine kaydeden Yoleri, "Bu nedenle 579'uncu haftamızda 'Gever'de kaybedilenleri unutmadık' diye buluştuk" diyerek, İHD'ye yapılan başvurulara göre, 1990-1996 yılları arasında Yüksekova’da 13 kişinin gözaltında kaybedildiğini hatırlattı.

Kaybedilenlerin ise 13-75 yaş aralığındaki çocuk, genç ve yaşlı insanlar olduğunun altını çizen Yoleri, kaybedilenlerin gözaltında tutulduklarına dair tanıklarının olduğunu, ancak hiçbir zaman gözaltına alındıklarını kabul edilmediğini vurguladı.

‘KATLEDENLERİN CEZASIZLIK ZIRHI SON BULMALI’

Yine 90'lı yıllarda Yüksekova’da yargısız infazların da sıklıkla yaşandığını ve kaybedilen ve infazların bilinen faillerinin Jandarma İstihbarat Raporu'nda, Başbakanlık Susurluk Raporu'nda, savcılık ifadelerinde, mahkeme tutanaklarında yazıldığını ancak hukukun işletilmediğini de dile getiren Yoleri, kaybedenleri katledenleri koruyan cezasızlık zırhının son bulması gerektiğinin altını çizdi.

‘BİZ BARIŞTA ISRAR EDECEĞİZ’

Türkiye'nin artık insan haklarına dayanan, herkesin farklılıklarıyla güven ve huzur içinde yaşadığı bir hukuk devleti olması gerektiğini söyleyen Yoleri, devleti yönetenlere de şu sözlerle seslendi: "Sorunları tankla, topla, şiddetle çözme isteğiniz yalnızca çözümsüzlük üreterek, bütün ülkeyi felakete sürüklüyor. Bu keyfiyete son verin, hukukun, adaletin sınırlarına çekilin. Siz, hak ihlallerine, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, yıkımlara, ölümlere neden olan şiddet sarmalında ısrar ettikçe, biz ölümden değil yaşamdan yana olanlar; susmayacağız, barışta ısrar edeceğiz."

Eylem, 23 haftadır katledilen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin faillerinin bulunmaması hatırlatmasında bulunularak sona erdi.

(Kaynak: DİHA)