Kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 715'inci haftasında Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelmek isteyen Cumartesi Anneleri, polis tarafından bir kez daha engellendi.

Eylem öncesi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin bulunduğu sokak, polislerce ablukaya alındı. Buna rağmen bina önünde bir araya gelen Cumartesi Anneleri, üzerlerinde kaybedilen yakınlarının fotoğraflarının bulunduğu tişörtler giyip, ellerinde kayıpların fotoğraflarını ve karanfiller taşıdı.

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun da katıldığı bu haftaki eylemde 6 Aralık 1993'te Urfa'nın Siverek ilçesine bağlı Bağlar Mahallesinde gözaltında alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Hüseyin Taşkaya'nın akıbeti soruldu.

Haftanın basına açıklaması Hüseyin Taşkaya'nın yeğeni Sorgul Taşkaya tarafından yapıldı.

'ISRARLA SÖYLÜYORUZ'

Bir yurttaşın hak ve özgürlüklerinin ancak demokratik bir hukuk sisteminde korunabileceğini dile getiren Taşkaya, "Demokratik bir hukuk sistemi için de etkin, bağımsız ve tarafsız yargının var olması zorunludur. Yargı bağımsızlığı; hukukun üstünlüğünün ön şartı ve adil yargılanmanın temel güvencesidir. Tarafsızlık ve dürüstlük yargı görevinin doğru biçimde ifasının vazgeçilmez unsurlarıdır. Türkiye’de demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir yargı sistemi olmadığı için gözaltında kaybedilenlerin akıbeti açığa çıkartılamıyor ve ceza adaleti sağlanamıyor. 15 haftadır kayıplar sorununu kamuoyuna taşıyabilmek için Galatasaray’da gerçekleştirdiğimiz ve Anayasa’nın güvencesinde olan buluşmalarımız polis zoru ile engelleniyor. 15 haftadır ısrarla söylüyoruz; bu engellemeler Anayasa’ya, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Bu engellemeler temel hak ve özgürlüklerimizin özüne ve demokratik değerlere yapılmış bir saldırıdır" diye belirtti.

ÇEYREK ASIRLIK MÜCADELE

 Taşkaya, çeyrek asırdır hakikat ve adalet mücadelesi verdiklerini hatırlatarak, amcasının kaybediliş hikayesini ve verilen adalet mücadelesini şu sözlerle ifade etti:

 "42 yaşındaki 4 çocuk babası Hüseyin Taşkaya tamamen Bucak aşiretinin hakimiyetinde olan Siverek’te müteahhitlik yapıyordu. Adının ölüm listesinde olduğu duyumları gelmeye başlayınca evini İstanbul’a taşıdı. Kalan işlerini tamamlamak için bir süreliğine Siverek’e döndü ve amcası Mehmet Taşkaya’nın evinde kalmaya başladı. 6 Aralık 1993 tarihinde askerler, polisler, Bucak aşiretine mensup korucular otuz araçlık konvoyla, Urfa’nın Siverek ilçesi Bağlar mahallesindeki Mehmet Taşkaya’nın evine baskın yaptı. Üsteğmen Ahmet Şentürk’ün yönettiği baskında Hüseyin Taşkaya gözaltına alındı.

Hüseyin Taşkaya’yı sormak için emniyete, savcılığa, valiliğe giden ailesine 'Sedat Bucak’a sorun' denildi. DYP milletvekili, aşiret reisi- korucu başı Sedat Bucak da 'Bizim ekip almış fakat devlete teslim etmiş; bundan sonra haberimiz yoktur, devlet biliyor' dedi. Oğlundan haber alma umuduyla Siverek İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne giden Fatime Taşkaya’ya 'Bir daha bize gelmeyin. Diğer oğullarınla birlikte burayı terk edin, yoksa onlar da kaybolur' denildi.

SAVCILARI GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ

Ailenin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı. Hüseyin Taşkaya’dan bir daha haber alınamadı. Fatime Taşkaya ısrarlı bir arayışın ve bekleyişin ardından oğlundan haber alamadan 17 Ekim 2015 tarihinde aramızdan ayrıldı. Hüseyin Taşkaya’yı gözaltına alıp kaybedenlerin isimlerini biliyoruz. Dava dosyasında da yer alan failler bu güne kadar haklarında işlem başlatılmayarak cezasızlıkla ödüllendirildi. Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini açığa çıkartacak, sorumlu olanların belirlenmesini ve cezalandırılmasını sağlayacak nitelikte bir soruşturma başlatılması için savcıları göreve çağırıyoruz. Hakikat ve adalet talebimiz gerçekleşinceye kadar kayıplarımızı aramaktan ve kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz!"

'7 YAŞINDAN BERİ ARIYORUM'

Ardından Taşkaya'nın eşi Sultan Taşkaya konuştu.

Kayıplarını aradıklarını dile getiren Sultan Taşkaya, "Kayıplarımızın faillerini bulana kadar adalet mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz" dedi.

Hüseyin Taşkaya'nın kızı Serpil Taşkaya da, şu anda 32 yaşında olduğunu ve 7 yaşından beri babasının akıbetini sorduğunu dile getirerek, "25 yıldır bu mücadeleyi veriyorum. Ben bu mücadeleyi annemden aldım. Bugün ben devam ediyorum bu mücadeleye, yarın çocuklarım devam edecek" diye kaydetti.

15 haftadır eylemlerinin hukuksuz bir şekilde engellendiğini dile getiren Serpil Taşkaya, "9 yaşından beri Galatasaray Meydanı'na karanfil bırakıyorum" dedi.

Serpil Taşkaya, babalarının akıbetini buluna kadar mücadelelerine devam edeceklerini vurguladı.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı