CHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel’in başkanlığını yürüttüğü CHP Bilim Platformu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 100. Yıldönümü nedeniyle Türkiye’de çocukların yaşadıkları sorunlara ilişkin “AK Parti rejiminde çocuklarımız yoksul ve mağdur” başlıklı rapor hazırladı. Korona virüsü salgını sürecinde çocukların eğitim alanı başta olmak üzere birçok konuda fırsat eşitsizliği yaşadığı ifade edilen raporda çocuk işçiler ve iş cinayetlerinde ölen çocuklara dair de veriler paylaşıldı.

‘ÇOCUKLAR COVİD-19 SALGININDA DA MAĞDUR’

Serkan Alan'ın GazeteDuvar'da yer alan haberinde, korona virüsü nedeniyle yoksulluk yaşayan ve dezavantajlı çocukların yaşam koşullarının daha da ağırlaştığı belirtilen raporda yakın dönemde çocuklar arasındaki fırsat eşitsizliğinin katmerlendiği ifade edildi. Uzaktan eğitim sürecinde otizmliler, görme ve işitme engelliler gibi özel ihtiyaçları olan çocukların ihtiyaçlarına yanıt verilmediği belirtilen raporda, “Milli Eğitim Bakanı’nın açıklamalarına göre öğrencilerin yaklaşık yüzde 5’inin televizyonlara, yüzde 20’sinin ise internete erişimi yoktur.  Küçük evlerde kalabalık olarak yaşayan ailelerde ise, öğrencinin derslerine tam kapasite odaklanabileceği, öğrenmeye elverişli ortam bulması neredeyse olanaksızdır” denildi.

TÜİK’in yayınladığı Çocuk İşgücü Anketi 2019 verilerine göre çalışan çocukların yüzde 45,5’inin hizmet sektöründe çalıştığını hatırlatan CHP, salgın sürecinde kafe, restoran, kuaför gibi iş yerlerinin kapanmasıyla çocukların işsiz kaldığını belirtti. Sokakta çalışmak zorunda olan ya da sokakta yaşayan çocukların salgın sürecinde en korumasız grup olduğu da ifade edilerek, “20 yaş altındakilere sokağa çıkma yasağı getirilmesinden sonra, çalışanların bu kapsamda idari izinli sayılacakları duyurulmuştur. Ancak bu idari izin yalnızca kayıtlı ve düzenli işlerde çalışan çocuklar için geçerlidir. Tarımda, ücretsiz aile işçisi olarak ya da kayıt dışı çalışan çocukların evde kalmalarını teşvik eden, çocuklarımızın bu süreci zarar görmeden atlatmasını sağlayacak herhangi bir uygulama bulunmamaktadır” ifadelerine yer verildi.

2013 İLE 2018 ARASINDA 319 ÇOCUK İŞÇİ İŞ CİNAYETLERİNDE ÖLDÜ

TÜİK’in ‘Çocuk İşgücü Araştırması’nın 2019 yılı verilerine göre, Türkiye’de 15-17 yaş grubunda çalışan çocuk sayısı 720 bin. 15 yaş altında olan çocuk işçiler de göz önünde bulundurulduğunda bu sayının 2 milyonun üzerine çıktığını belirten CHP, çocuk işçilerin büyük kısmının kayıt dışı çalıştırıldığını ifade etti.
CHP’nin hazırladığı rapora göre 2013 ile 2018’in ilk beş ayı arasında toplam 319 çocuk işçi iş cinayetlerinde can verdi. 2019 yılında ise, 29’u 14 yaş ve altı olmak üzere 67 çocuk iş cinayetinde yaşamını yitirdi.

9 BİN 761 ÇOCUĞA AĞIR CEZA MAHKEMELERİNDE CEZA VERİLDİ

2018 yılında açıklanan resmi verilere göre güvenlik birimlerine suç mağduru olarak gelen 137 bin 482 çocuğun yüzde 59.1’i yaralama, yüzde 13.5’i cinsel suçlar, yüzde 6.8’i aile düzenine karşı suçlardan mağdur oldu. Öte yandan mağdur çocukların yüzde 3.8’i tehdit, yüzde 3,7’si hırsızlık, yüzde 3,1’i ise kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mağduriyet yaşadı.

Türkiye’de güvenlik birimlerine suça sürüklenme nedeniyle getirilen 107 bin 984 çocuğun 35 bin 986’sının bağımlılık yapan madde kullandığı tespit edildi. Bağımlılık yapan madde kullanan çocukların yüzde 85.6’sını 15-17 yaş grubu, yüzde 14’ünü ise 12-14 yaş grubundaki çocuklar oluşturdu. Bu çocukların yüzde 84’ünün sigara, yüzde 6.3’ünün alkol, yüzde 5.4’ünün esrar, yüzde 1.2’sinin ise hap kullandığı tespit edildi.

Öte yandan 2019 yılında Türkiye’de 90 bin 889 çocuğun ceza mahkemelerinde görülen davaları karara bağlanırken, ağır ceza mahkemelerinde ise 9 bin 761 çocuğa ceza verildi.

‘AK PARTİ İKTİDARINDA EĞİTİM SİSTEMİ 16 KEZ DEĞİŞTİRİLDİ’

Hazırlanan raporda dikkat çeken bazı tespitler ise şu şekilde sıralandı:

ÇOCUKLARIN 3’TE 1’İ MADDİ YOKSUNLUK ÇEKİYOR: Çocuklarımıza insanca bir gelecek olanağı sunamayan Saray rejiminde, çocuklarımız yoksulluk ve yoksunluk sarmalına itilmiştir. Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında çocuk yoksunluğunun en yoğun olduğu ülke olan Türkiye’de, çocukların üçte birinden fazlası şiddetli maddi yoksunluk çekmektedir. Dolayısıyla ülkemizde üç çocuktan birinin ısınma ihtiyaçları yeterince karşılanamamakta, düzenli olarak proteince zengin gıdalarla beslenememekte, yılda bir kez bile evden uzakta bir hafta tatil yapamamaktadır. Çocuklarımız sağlıksız ve umutsuz koşullarda büyümeye mahkûm edilmektedir.

EĞİTİM SİSTEMİ 16 KEZ DEĞİŞTİRİLDİ: Türkiye’de eğitim sistemi AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana 16 kez değiştirilmiştir. Yapılan tüm bu değişikler sonucunda AKP, ne okullardaki eğitimin nitelik ve kalitesini artırabilmiş ne de çocuklara değişen küresel koşullara uyumlu bilimsel ve teknolojik bilgi ve donanımı artırabilecek eğitim olanakları sunabilmiştir.

EVLİLİKLERİN YÜZDE 5’İ 16-17 YAŞ GRUBUNDAKİ KIZ ÇOCUKLARI: Türkiye’de çocuğa karşı cinsel istismar konusunda ele alınması gereken bir diğer mesele ise çocuk yaşta evlendirilen kız çocukları gerçeğidir. Türk Medeni Kanunu’nun 124. Maddesine göre olağanüstü durumlar hariç evlenme yaşı 17 yaşını doldurmuş olmakla belirlenmiştir. Ancak TÜİK verilerine bakıldığında 2017 yılında ülkede gerçekleşen resmi evliliklerin yaklaşık yüzde 5’i 16-17 yaş grubundaki kız çocuklarından oluşmaktadır.

CHP NE YAPACAK?

Hazırlanan raporda, CHP’nin iktidar olması halinde atacağı adımlara ilişkin ise şunlar kaydedildi:

EĞİTİM SİSTEMİ YAPILANDIRILACAK: CHP, eğitim sistemini her bir çocuğumuzu geleceğe en iyi şekilde hazırlayacak hale getirecektir. Eğitim sistemi çocuğun üstün yararı ilkesi gözetilerek yapılandırılacaktır. Sosyal devletin temeli ve en önemli haklardan olan parasız ve nitelikli eğitim tüm çocuklarımız için erişilebilir olacaktır. Çocuklarımızın geleceğe en iyi şekilde hazırlanması için eğitim sistemi 1 yıl okul öncesi eğitimi, 8 yıl ilköğretimi ve 4 yıl ortaöğretimi kapsayacak biçimde yapılandırılacaktır.

FIRSAT EŞİTLİĞİ SAĞLANACAK: Çocuklarımız arasında eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, tüm çocuklarımızın birbiriyle denk eğitim olanaklarından yararlanması CHP’nin öncelikli hedefi olacaktır. Bu çerçevede, tüm bölgelerimizdeki tüm okullarımızın eğitimleri arasındaki nitelik ve nicelik farkı ortadan kaldırılacaktır. Köylerimiz dahil ihtiyaç olan her yerde, kapatılan okullar yeniden açılacak ve zorunlu koşullar dışında taşımalı eğitim yapılmayacaktır.