Şırnak'ın Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015 ve 2 Mart 2016 tarihleri arasında ilan edilen 79 günlük sokağa çıkma yasağı sırasında yaşanan ölümlere ilişkin başlatılan soruşturmaların birçoğu "takipsizlikle" sonuçlandı. Bunun yanı sıra, söz konusu ölümlere ilişkin Mardin İdare Mahkemesi'ne, İçişleri Bakanlığı hakkında açılan maddi ve manevi tazminat başvuruların birçoğu da reddedildi. 

81 BAŞVURU'DAN 59'UNA RET

Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHP) avukatları, şu ana kadar vekaleti kendilerinde bulunan toplam 81 kişinin ölümüne ilişkin Mardin İdare Mahkemesi'ne maddi ve manevi tazminat başvurusunda bulundu. Başvurular sonrası açılan davalardan bazıları duruşmalı, bazıları da duruşmasız görüldü. Şimdiye kadar 59 başvuruyu reddeden mahkeme, geriye kalan 22 başvuruyu ise halen sonuçlandırmadı. Avukatlar, yerel mahkemenin verdiği kararların tümünü Gaziantep Bölge İstinaf Mahkemesi'ne taşıdı.

MAHKEME YASAĞIN HUKUKİ BOYUTUNU ES GEÇTİ!

Dosyaların reddedilmesine, bugüne kadar varlıkları çokça tartışılan gizli tanık ifadeleri, kişiler hakkında açılan soruşturma ve davalar, ölümlere ilişkin verilen "takipsizlik" kararları gerekçe gösterildi. Mahkeme, kişileri "örgüt üyesi" ilan ettiği kararlarını ise, "...idareye atfedilebilecek hizmet kusuru ya da kusursuz sorumluluk sebeplerine gidilebilecek bir hususa rastlanılmadığı" şeklinde savundu.

Davacıların belge, bilgi ve araştırma taleplerini tümüyle reddeden mahkemenin, kararlarında sokağa çıkma yasağı ile ilgili herhangi bir hukuki yorum ve değerlendirmeden kaçınması dikkatlerden kaçmadı. 

BAKANLIK GİZLİ TANIKLARLA KENDİNİ SAVUNDU

Yasaklar sırasında yaşananların "karanlıkta" kalmasına neden olacak söz konusu durumun yanı sıra, kararlarlarda hakkında dava açılan İçişleri Bakanlığı'nın yaptığı savunmalar esas alındı. Mahkemeye verdiği savunmalarda hakkındaki tüm davaların reddedilmesini talep eden Bakanlık, kişiler hakkında verilen gizli tanık ifadeleri ile kendini savundu. Yer yer, "..müteveffanın ölümüne güvenlik güçlerinin sebep olduğunu ispata yarayacak herhangi bir kanıt ileri sürülememiştir" diyen Bakanlık, kişilerin çatışma bölgesinde olduğunu ve bundan kaynaklı "örgüt üyesi" olduğunu ileri sürdü. 

Meşru müdafaa sınırının aşıldığına dair herhangi bir kanıtın bulunmadığını iddia eden Bakanlık, açılan davaları ise "hukuki dayanaktan yoksun" şeklinde nitelendirdi. 

Öte yandan, yasak sırasında hayatını kaybeden diğer kişilere ilişkin idare mahkemelerine yapılan herhangi bir başvurunun olup olmadığı, başvurusu yapılanların ise ne aşamada olduğu hakkında herhangi bir bilgi elde edinilemedi. 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı