Cumartesi Anneleri, Dünya Kayıplar Günü’nde gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’u anarak adalet istediler.

30 Ağustos Dünya Kayıplar Günü'nde bir araya gelen Cumartesi Anneleri “İşlenen insanlık suçlarını açığa çıkarmamak, sorumlularını yargılamamak suçtur. Bu suçu işlemeye son verin” dedi.

Fehmi Tosun’un anıldığı bu haftaki eylemde konuşan Fehim Tosun’un eşi Hanım Tosun, “19 yıldır adalet için sesleniyoruz ama maalesef hiçbir sonuç alamıyoruz. Biz hiçbir zaman kayıplarımızı aramaktan vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz. Tek bir kayıp kalmayana kadar, Kürt, Türk, Arap diye ayrım yapmadan, her koşulda meydanlarda mücadelemize devam edeceğiz.

Hükümet yeri geldi mi meydanlarda bağırıyor, sizin için bunları yaptık diye. Peki, kayıplarımız için ne yaptınız? Hangi ananın gözyaşını dindirdin, mezar taşını gösterdin, kemiklerini teslim ettin? Kendini beş dakikalığına bizim yerimize koy. Artık arşivlerinizi açın, çiçeklerimizi meydanlara değil, mezar taşlarına koyalım" dedi.

AİHM TÜRKİYE'Yİ MAHKUM ETTİ

“Fehmi Tosun Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Çavundur köyünde yaşıyordu. Köylüler üzerinde korucu olmaları için yoğun baskı uygulanıyordu.

Korucu olmayı kabul etmeyen Fehmi Tosun 1991 yılında köye yapılan baskında askerlerce gözaltına alındı. Uzun süre gözaltına tutuldu, işkence gördü. PKK’ye yardım ve yataklık suçlamasıyla ceza aldı. 1994’te cezaevinden çıkınca tekrar polislerce aranmaya başlandı.

Diyarbakır’da can güvenliği olmadığı için ailesi ile birlikte İstanbul’a taşındı. 36 yaşındaki 5 çocuk babası Fehmi Tosun, 19 Ekim 1995’te Avcılar’daki evinin önünden silahlı, telsizli sivil polislerce 34 UD 597 plakalı beyaz Renault marka araca zorla bindirilerek götürüldü.

Olay komşularının ve ailesinin gözü önünde gerçekleşti. Eşi Hanım Tosun ve İnsan Hakları Derneği (İHD) tüm yasal yollara başvurdu. Fehmi Tosun’un gözaltına alındığı inkar edildi. Ama 4 yıl sonra gözaltına alınan kardeşi terörle mücadele şubesinde ‘seni de ağabeyin gibi öldürelim mi?’ diye tehdit edildi.

Hanım Tosun, Türkiye’deki kurumlardan sonuç alamayınca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. AİHM Türkiye’yi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “yaşam hakkı” başlıklı maddesini ihlalden 40 bin euro tazminata mahkum etti.”