Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı, hedef alan iddialar Başkent’te yeni tartışmalara yol açtı.

BirGün’e konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel, çözülmeyi saklamaya çalıştığını söylerken, akademisyen Doç. Dr. Fatih Yaşlı ise muhalefetin iktidar hamleleri karşısında yeterli reaksiyon göstermediğini ifade ediyor.

AKP’nin en büyük başarılarından biri, bizzat kendi eliyle yarattığı sorunları bir “Milli Mesele” gibi gösterip, sonra da arkasında hizalanmayanları “vatan haini” gibi sunabilmesi” diyen Yaşlı, “CHP’nin dış politikadaki ikircikli tutumu iktidarın elini güçlendiriyor. Önce bir Suriye Konferansı düzenledi, ardından Suriye siyasetiyle ilgili eleştirilerini 7 soru halinde iktidara yöneltti, ancak sonrasında bunların hiçbiri olmamış gibi tezkereye Meclis’te “evet” oyu verdi. Muhalefet, bunu böyle net bir şekilde ortaya koymadıkça, AKP “milli çıkarlar” söylemi üzerinden muhalefeti her seferinde hizaya getirmeyi başaracaktır” dedi.

‘TÜKENİŞ İÇİNDELER’

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel, CHP’nin izlediği siyasetle “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni ve AKP’yi geriletmeyi başarmış” bir parti olduğunu savundu.

Açıkel, partisinin, ‘Saray rejimi’ne karşı tüm demokrat kapasitesini en iyi şekilde kullandığını öne sürerek şunları söyledi:

“AKP, CHP’ye yönelik bu nedenle operasyonlar düzenliyor. AKP’nin yalnızca CHP’yi değil, diğer partilere karşı da ‘Dizayn etme’ çabaları oldu. Aslında bu, AKP’nin bir kriz ve tükeniş içerisinde olduğunu gösteriyor. Kolay aşılamayacak bir kriz içerisindeler. Yenilgiyi hazmedemediklerini, CHP’nin ve Millet İttifakı’nın başarılarından ve tüm zor koşullara rağmen bir arada kalmasından duydukları rahatsızlığı gösteriyor.”

‘ERİME GİZLENİYOR’

İktidarın, ilk seçimde kaybedeceğini savunan CHP’li Açıkel, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir tek yurttaşımızı dışlamadan ve ötekileştirmeden, kalkınma ve kucaklaşma yolunda kararlılıkla yürüyeceğiz. AKP bir yandan kendi içindeki erimeyi, diğer taraftan da muhalefet partilerinin demokratik iletişimini sabote etmek için operasyonlar gerçekleştiriyor. Bunların hepsi başarısız olacak. Karşımızda iflas etmiş bir yönetim biçimi ve iflas etmiş bir zihniyet var.”

‘MUHALEFET TARZI DEĞİŞMELİ’

Akademisyen Fatih Yaşlı iktidar hamleleri ve muhalefetin tutumunu BirGün’e değerlendirdi:

Durumu net görmek için iki güncel örneğe bakalım. İlki geçtiğimiz haftalardaki ‘Saray’a giden CHP’li’ haberi. Amacın İnce ve Kılıçdaroğlu rekabeti üzerinden CHP’yi karıştırmak olduğu belliydi. İkincisi, önce Urla Belediye Başkanı ‘Fetöcü’ diye tutuklandı ve yerine Belediye Meclisi’nden bir üyenin seçimle gelmesi gerekirken göreve bir kayyum atandı. Hemen ardından da Sinan Aygün üzerinden Mansur Yavaş hedefe konuldu ve İçişleri Bakanlığı Aygün’ün iddiaları üzerinden müfettiş görevlendirildiğini açıkladı. Bir tahmin olarak, önümüzdeki dönemde bu taktiğin muhalefetin başka isimlerine ve kesimlerine de yöneleceğini söyleyebiliriz, AKP ‘en iyi savunma saldırıdır’ diyerek devam ettirecek.

CHP ise adeta 31 Mart seçimleri yaşanmamış gibi hareket ediyor. Büyük kentler AKP’nin elinden alınmamış, bir gerileme ve hatta çözülüş süreci içerisine girilmemiş gibi davranıyor. Başta derinleşen ekonomik kriz, büyüyen işsizlik ve batağa saplanan maceracı dış politika olmak üzere iktidarı sıkıştırabileceği sayısız başlık varken, düşük profilli bir tutum sergilemeyi tercih ediyor. İktidarın diliyle muhalefet yapıyor, sağcılaşmanın kitleselleşmeyi beraberinde getireceğine inanıyor, “yolsuzluk” yerine “israf” diyor, “kamu yararı” yerine “beytülmala el uzatılmamalı” diyor, yani dinselleşmiş bir dille AKP tabanını etkileyebileceğini düşünüyor.

‘CHP’NİN DIŞ POLİTİKADAKİ İKİRCİKLİ TUTUMU İKTİDARIN ELİNİ GÜÇLENDİRİYOR’

CHP’nin dış politikadaki ikircikli tutumu iktidarın elini güçlendiriyor. Önce bir Suriye Konferansı düzenledi, ardından Suriye siyasetiyle ilgili eleştirilerini 7 soru halinde iktidara yöneltti, ancak sonrasında bunların hiçbiri olmamış gibi tezkereye Meclis’te “evet” oyu verdi.

AKP’nin en büyük başarılarından biri, bizzat kendi eliyle yarattığı sorunları bir “Milli Mesele” gibi gösterip, sonra da arkasında hizalanmayanları “vatan haini” gibi sunabilmesi. Muhalefet, bunu böyle net bir şekilde ortaya koymadıkça, AKP “milli çıkarlar” söylemi üzerinden muhalefeti her seferinde hizaya getirmeyi başaracaktır.

Kaynak: BirGün