Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan AKP’li kayyım rektör Melih Bulu’yu protesto ettikleri için gözaltına alınan 51 Boğaziçi Üniversitesi öğrencisinin ifade işlemleri Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi’nde devam ediyor.

Yüzlerce öğrenci ise gözaltındaki arkadaşlarını almak için adliye önünde bekleyişlerini sürdürdü.

ÖĞRENCİLERİN AÇ BIRAKILDIĞI İDDİASI

Gözaltında bulunan öğrencilere yemek verilmediği iddiası üzerine Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri öğrencilerle görüştü. Ardından adliye önüne gelerek basın açıklaması yaptı.

Gözaltındaki öğrencilerin yemek ve su  gibi ihtiyaçlarının çok geç karşılandığını söylediğini aktaran vekiller, vejetaryen ve vegan öğrencilere uygun yemek verilmediği için bu öğrencilerin aç kaldığını dile getirdi.

Gözaltına alınan öğrencilerle görüşen CHP Milletvekili Mahmut Tanal, “Bu iddianın peşindeyiz. Ceza Muhakemesi’nin 147 ve 148’inci maddesi uyarınca insanları yoracak, baskı altında bırakabilecek, aç bırakacak şekilde alınan ifadeler yasak sorgu sistemidir. Bir kişi suç işlemiş olsa dahi, onu bitkin, yorgun, aç bırakarak ifade alamazsınız. Eğer böyle bir durum varsa sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacağız” dedi.

Öğrencilerin Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefetten suçlanabileceğini bunun da tutuklama gerektirecek bir durum olmadığını belirten avukatlar, "İfadeye çağırsalardı bütün öğrenciler gelirdi, hem öğrenciler özgürlüklerinden mahrum kalmamış hem de yargı ve kamuoyu meşgul edilmemiş olurdu" dedi.

"İÇİŞLERİ BAKANI YARGILAMANIN ÖNÜNE GEÇİP SUÇ İŞLİYOR"

Anayasa'nın 38'inci maddesinin "Mahkumiyet kararı kesinleşinceye kadar herkes masumdur" ifadesini hatırlatan Tanal, "İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, açıklamalarında yargılamanın önüne geçip inanlara kesin suçluymuş gibi muamele ederek suç işliyor" dedi.

Tanal, "Cumhuriyet Başsavcılarını göreve davet ediyorum, siz Cumhurbaşkanı da olsanız, bakan da olsanız, milletvekili de olsanız, mahkumiyet kararı kesinleşinceye kadar kimseye olağanüstü haller dahil olmak üzere masumiyet karinesinden vazgeçemezsiniz. Aslında İçişleri Bakanı bu ülkede sorunları en aza indirgemesi gereken bakanlık iken sorunları sürekli büyüten ve sürekli kamuoyunu meşgul eden bir bakanlık haline dönüşmüştür” diye konuştu.

Ardından açıklama yapan CHP Milletvekilleri Ali Şeker ve Sezgin Tanrıkulu da öğrencilerin serbest bırakılmasını talep etti.

SON İFADELER ALINIYOR

Açıklamadan sonra savcılıktaki son sürece dair tekrar bilgi alan Sezgin Tanrıkulu, ifade işlemlerinin çoğunun tamamlandığını savcılığın sonraki sürece dair kararının beklendiğini aktardı.

Milletvekilleri ve avukatlar, bekleyişini sürdüren öğrencilere sokağa çıkma kısıtlaması saatinin geldiğini hatırlattı ve onlar adına da adliyede olmayı sürdüreceklerini belirtti.

ÖĞRENCİLER GÜN BOYU ARKADAŞLARINI BEKLEDİ

Yüzlerce öğrenci gün boyu adliye önünde gözaltındaki arkadaşlarını bekledi. Öğrenci ve aileler burada bir basın açıklaması da yaptı.

Öğrenciler adına açıklamayı yapan Boğaziçi öğrencisi Esra Akdere, Pazartesi gününden bu yana yapılan eylemlerde 350 öğrencinin gözaltına alındığını söyleyerek, gözaltına alınan arkadaşları için Çağlayan Adliyesi’nin önünde olduklarını aktardı. Kayyumla birlikte üniversitenin açık cezaevine dönüştürüldüğünü söyleyen Akdere, yaptıkları eylemlerde polis saldırısına dikkati çekti.

"ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

Dün Kadıköy’de yapılan eylemde öğrencilere yönelik saldırıları kınayan Akdere, “Arkadaşlarımız otobüsten zorla indirilerek gözaltına alındı. Yüzlerce kişi orantısız polis şiddetine maruz kaldı. Üniversitemiz bu atamanın ilk gününden beri barikatlarla, TOMA’larla, Akreplerle, uzun namlulu silahlarla abluka altında. Bir aydır üniversitenin bütün bileşenleri bu hukuksuzluğa ve polis şiddetine karşı direngen dayanışmasını sürdürüyor” dedi.

Akdere, Türkiye’de eşitlikçi, demokratik, özgür ve özerk bir üniversite talebinden vazgeçmeyeceklerini yineleyerek, "Asla boyun eğmeyeceğiz. Bizler, muktedirlerin hayalini dahi kuramayacakları haklı ve onurlu bir yerden sesleniyoruz" diye konuştu.

Kaynak: Evrensel