Erdoğdu, TÜİK tarafından nisan ayı enflasyonunun geçen yılın aynı ayına göre yüzde 10,94, mart ayına göre ise 0,85 oranında yükseldiğinin açıklandığına işaret ederek, şunları söyledi: “Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu ana gruplar yüzde 31 ile alkollü içecekler ve tütün, yüzde 20 ile çeşitli mal ve hizmetler ve yüzde14 ile konut oldu.

Mart ayı enflasyonuna ilişkin değerlendirmemizde salgın nedeniyle iç talepte bir daralma olacağını, bunun kurlarda gördüğümüz yükselişe rağmen çekidek enflasyon göstergelerini baskılayacağını, enflasyonu katı seyreden hizmetler sektöründe bu durumu daha net görebileceğimizi ve o nedenle yılın en yüksek enflasyon rakamını Şubat ayında görmüş olabileceğimizi düşündüğümüzü belirtmiştik. Nisan ayı gerçekleşmeleri bunu doğrular nitelikte.”

“Kur farkı fiyatlara önümüzdeki aylarda yansıyacak”
Kur kaynaklı bir maliyet enflasyonunun etkisinin henüz nisan ayına yansımadığını, bunun asıl etkisinin önümüzdeki aylarda görüleceğini ifade eden Erdoğdu şöyle devam etti:

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Covid-19’un Tüketici Harcamalarına Etkisi başlıklı raporuna göre, 24 Nisan haftasında önceki haftaya göre kredi kartı harcamaları yüzde 15 oranında azaldı.

Örneğin 10-17 Nisan haftası içinde genel harcamalar yüzde 22, telekomünikasyon yüzde 27, akaryakıt yüzde 53, giyim yüzde 69, havayolları harcamaları ise yüzde 91 oranında azalmış.

Bu dönemde sadece market harcamaları yüzde 44 oranında artmış. Genel harcamanın beşte bir düştüğü bir ortamda, eski tüketim sepetini varsayarak hesaplama yaparsanız, enflasyon zaten düşük çıkar.

Ama her türlü TÜİK makyajına ve pandemi ile enerji fiyatlarındaki düşüş ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki ılımlı seyre rağmen enflasyondaki düşüş beklentiyi karşılamamış.

Kur etkili maliyet enflasyonunu da göz önüne alırsak, yarın hayat normalleştiğinde bizi nasıl insafsız bir hayat pahalılığının beklediğini görebiliriz.”

‘Vatandaşla alay ediyorlar’
Merkez Bankası’nın geçen hafta açıkladığı Enflasyon Raporu’nda, ‘enflasyondaki aşağı gelişin belirginleşeceği‘ ifadesini kullanarak, yılsonu TÜFE tahminini yüzde 8,2’den yüzde 7,4’e indirdiğini hatırlatan Erdoğdu şöyle devam etti:

“Bu düpediz vatandaşla alay etmektir. 2014 yılından bu yana enflasyon rakamlarını tutturamayan Merkez Bankası’nın bu yılın sonunda yine yanıldığını hep birlikte göreceğiz. Sadece kurdaki artış bile üretici fiyatlarındaki artış eğilimini güçlendiriyor.

Özellikle kur riskini yönetmekte zorlanan küçük ve orta ölçekli firmalar bir de pandeminin etkisiyle iyice zora düştü.

Artan kur nedeniyle ithal ara malı iyice yükselen KOBİ’ler ağır bir maliyet enflasyonu ile kaşlı karşıya. Bu yetmezmiş gibi bir de tüm sektörler korkunç bir talep daralmasıyla karşı karşıya.

Ekonominin dizginlerini çoktan kaybetmiş olan AKP, onları yine borçlandırarak, sorunları ötelemeye ve kendisine nefes aldırmaya çalışıyor. Ancak aldıkları bu plansız önlemler, sorunları çözmediği gibi enflasyonu azdırıyor.”

‘Manipüle edilmiş rakamlar bile ekonominin bu iktidarla düzelmeyeceğini gösteriyor’
Hükümetin yarattığı bu ekonomik ortamın sonucunda ücretlerin eriyeceğini, yoksulun iyice yoksullaşacağını kaydeden Erdoğdu, sözlerini şöyle noktaladı:

“Har vurup harman savurmaya, üretimsiz tüketime devam edilirse ekonominin varacağı nokta burası. Hükümet, düşük enflasyon beklentisi yaratarak halkı ve özellikle sabit gelirleri aldattığını sanıyor.

Enflasyonu yapısal önlemlerle değil, yalana dayalı algı yönetimiyle düşürmeye çalışan bu iktidar gitmeden ekonominin düzelmeyeceğini manipüle edilmiş rakamlar bile artık gizleyemiyor.”