CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, 112 gündür açlık grevindeki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mektup yazdı.

Erdoğan’a ‘harekete geçin’ çağrısında bulunan Emir, Erdoğan’ın sıkça kullandığı “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” sözünü hatırlatarak “sözü hangi samimiyetle, hangi amaç için söylediğinizin test edildiği günlerden geçiyoruz. Gülmen ile Özakça, başta şahsınız olmak üzere başında bulunduğunuz Adalet ve Kalkınma Partisi’nin izlediği politikalar nedeniyle ne yazık ki ölümle karşı karşıya” dedi.

Gülmen ve Özakça’nın KHK ile ihraç edilmelerinin ardından yaşanan süreci Erdoğan’a anlatan Emir, “Gülmen ile Özakça, bizzat sizin bakanlarınız tarafından itibarsızlaştırılmaya çalışıldı, ‘terörist’ suçlamasına maruz kaldı. Kendilerinin ve ailelerinin emekleriyle kazandıkları işlerini geri istemekten başka talepleri olmayan Gülmen ile Özakça, eylemlerini açlık grevine dönüştürmek zorunda bırakıldı. İki eğitim emekçisi yaşadığımız vakit itibariyle hayatta kalma mücadelesi verirken, vücutlarında kalıcı hasarlar oluşmaya başladı” ifadelerini kullandı.

‘KALICI HASAR OLUŞMAYA BAŞLADI’

Cezaevindeki eğitimcilerin durumunu da aktaran Emir, “Gülmen’in boyun ve göğüs kaslarında yoğun ağrısı var, kas ağrısından boynunu hareket ettiremiyor, kollarını kaldıramıyor; içtiği bir yudum su bile gaz yapıyor, artık sıvı alımında zorlanıyor ve yataktan kalkamıyor. Özakça’nın açlık grevinden kaynaklı kulakları tıkanmış durumda, kendi sesini dahi zor duyuyor; bacaklarında kas ve kalça kemiğinde yoğun ağrısı var; her iki gözünde batma hissi yaşıyor; boyun ağrısı çok fazla ve sürekli uzanma ihtiyacı duyuyor” dedi.

‘HAREKETE GEÇMELİSİNİZ’

Gülmen’in 36, Semih Özakça’nın da 28 yaşında ölümle yüz yüze getirildiğini belirte Emir, şöyle devam etti:

 “Emin olun, tarih, bu iki insana yaşatılanları kara bir leke olarak sayfalarına alacaktır. O sayfalarda, dönemin devlet yetkilileri olarak başta siz ve başında bulunduğunuz partinin yöneticilerinin isimleri de altı çizili şekilde çokça yer alacak. Övündüğünüz o icraatlarla değil iki insanın ölümünü durdurmamakla anımsanacaksınız. Böyle anımsanmak istemiyorsanız, yukarıda da ifade ettiğim üzere kendinize düstur edindiğiniz “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışı çerçevesinde, karşı karşıya kaldığımız bu insanlık ayıbına son verilmesi için zaman geçirmeksizin harekete geçmelisiniz. İnsanı yaşatarak mı, öldürerek mi devleti yaşatacaksınız ”

(Kaynak: Cumhuriyet)