Sendikanın eylemdeki Diyarbakır Şube üyelerini ziyaret eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, bir Diyarbakırlı olarak "tırşıkçılığın" (çanak yalayıcılık) ne olduğunu çok iyi bildiğini söyleyerek, "Diyarbakır'a gelen Binali Yıldırım'ın sofrasına oturan tırşıkçıların bu açığa alınmalardaki rollerini biliyorum ve bunu bir kenara yazdık" diye konuştu.

DİYARBAKIR

KHK kararnamesine ilişkin Eğitim Sen yönetici ve üyelerini ihraç edilen ve sendikalarına yönelik toplu tasfiyenin yapıldığı Eğitim Sen Diyarbakır Şubesini ziyaret eden Sezgin Tanrıkulu, KHK'lerle alınan hukuksuz kararın Anayasa Mahkemesi'nden döneceğini söyleyerek, ilk önceliklerinin öğretmenlerin öğrencileriyle buluşması olduğunu söyledi. 

Başbakan Binali Yıldırım'ın 14 bin öğretmenin açığa alınacağı yönündeki tehditlerinden sonra Hükümetin çıkardığı 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile çoğunluğu Eğitim Sen üyesi 11 bin 285 eğitim emekçisini açığa alması üzerine Eğitim Sen Diyarbakır Şubesi üyeleri tarafından dernek binasında başlatılan oturma eylemi 5'nci gününde sürdü. 

CHP Genel Başkan Yardımcısı olan İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da eylemdeki eğitimcileri bugün ziyaret etti. 'KHK'lerin alınan kararlar yargıdan geri dönecek' Ziyaretinde açıklamalarda bulunan Tanrıluku, darbe girişimini Allahın bir lütfu olarak gören AKP Hükümeti'nin darbeyle değil, demokrasi ve barış ile mücadele ettiğini söyledi.

Tanrıkulu, Kanun Hükmünde Kararnameler'le yapılan açığa alınmaların hukuk ve yasayla izah edilemeyeceğini de vurguladı. Darbe sonrası getirilen OHAL ile birlikte çıkarılan KHK'lerin adalete indirilmiş bir darbe olduğunun altını çizen Tanrıkulu, KHK'lerin Anayasa'ya aykırı olduğunu ve yargıdan döneceğini ifade etti. KHK'lerinnin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvuracaklarını belirten Tanrıkulu, geçmişte emsal kararların olduğunu ve mahkemenin kendi içtihadına sahip çıkarsa alınan kararın iptal edileceğini söyledi.

Tanrıkulu, kararın iptali için çalışacaklarını ifade ederek, ilk önceliklerinin ise hukuksuz bir şekilde açığa alınan öğretmenlerin yeni eğitim yılında okulları ve öğrencileriyle buluşmaları olacağını söyledi.  Sözlerinin devamında bir Diyarbakırlı olarak "tırşıkçılığın" (çanak yalayıcılık) ne olduğunu çok iyi bildiğini söyleyen Tanrıkulu, "Tırşıkılığın ne olduğunu çok iyi biliyorum.

Diyarbakır'a gelen Binali Yıldırım'ın sofrasına oturan tırşıkçıların bu açığa alınmalardaki rollerini biliyorum ve bunu bir kenara yazdık" dedi. Açıklamanın ardından Tanrıkulu, Eğitim Sen üyeleri ile açığa alınmalardan sonra yapılacak hukuki süreci değerlendirerek dernek binasından ayrıldı.  ADANA  Eğitim Sen Adana Şubesi üye ve yöneticileri, sendikalarına yönelik baskıları ve öğretmen arkadaşlarının açığa alınmasını şube binalarında yaptıkları basın toplantısıyla protesto etti.

Toplantıda konuşan Eğitim Sen Adana Şubesi Sekreteri Zeynel Kete, kamu emekçilerinin adli yargılanma ve savunma hakkı bile tanınmadan görevden ihraç edildiğini belirtti.  AKP'nin intikam alırcasına hareket ettiğini söyleyen Kete, "Hükümet, yandaş medya ve yandaş sendikanın işbirliği ile oluşturulan algı operasyonu ve açıkça iftira niteliği taşıyan suçlama ve hedef göstermeler sonucunda gerçekleştirilen açığa almalar, açık bir 'yargısız infaz'dır ve hiçbir yasal hukuki dayanağı bulunmamaktadır" dedi.

'HESAP VERECEKLER'

Açığa alınmaları protesto eden arkadaşlarının polis şiddetine maruz kaldığını da hatırlatan Kete, Adana'da da 18 öğretmenin açığa alındığını belirtti.  Açığa alınmaların ülke çapında açık bir dikta rejimine doğru gidildiğinin somut kanıtı olduğunu vurgulayan Kete, "Etnik ve siyasal kimliklere göre yapılan fişlemeler, sendikal aidiyetler, ihbarlar, sendikal husumet üzerinden eğitim emekçilerinin örgütlü mücadelesinin hedef alındığı ortadadır. Attıkları her adımda, aldıkları her kararda siyasi tasarruflar üzerinden hareket edenler, hukuk önünde er ya da geç hesap vereceklerini bilmelidir" dedi.

ANKARA 

İş güvencelerine sahip çıkmak için İstanbul'dan Ankara'ya gelen Kamu Emekçileri Cephesi üyeleri de Yüksel Caddesi'nde basın açıklaması gerçekleştirdi. "Köle değil emekçiyiz, iş güvencemize sahip çıkıyoruz" pankartının açıldığı eylemde, "Gün faşizme başkaldırma günüdür. Gün hepimiz, birimiz hepimiz için deme günüdür" denilerek AKP hükümetinin OHAL ile birlikte emekçileri yönelik haksızlıklara karşı direneceklerini belirtildi.  Yapılan açıklamada "Bizler sayıları üç milyona yakın kamu emekçileriyiz.

Bizler alın terimizle, emeğimizle öğretmen, doktor, hemşire, belediye çalışanı, vergi memuru olduk. Mesleğimizde yılları devirenimizde var, yeni başlayanı da. Her iki durumda da mesleğimizi en iyi şeilde yapmaya çalışıyoruz. Geçen her yılda, dişimizle tırnağımızla kazandığımız mesleğimizi kaybetmemek için saldırılara karşı direniyoruz" ifadeleri kullanıldı.

AKP iktidarı tarafından hedef haline getirilen iş güvencesinin, OHAL uygulamaları çerçevesinde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler'le, ihbarlarla hiçbir gerekçe göstermeden kapı dışına atabileceği belirtilen açıklamada, "Tüm bu haksızlıkların, hukuksuzlukların karşısında iki seçeneğimiz var. Ya teslim olacağız bu saladırılara yada direneceğiz! Bizler direnmeyi seçiyoruz" denildi.  Açıklama şöyle devam etti; "Gün oturup bekleme günü değil, gün salonda fikir üretip, emekçiye akıl verme günü değildir. Gün hele sabret, şu süreç bir geçsin deme günü değildir. Gün faşizme başkaldırma günüdür. Gün hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için deme günüdür. Ve biz devrimci kamu emekçileri olarak, bunu dediğimiz için yürüyoruz." 

HARPUT

Yayınlanan Kanun Hükmü Kararname (KHK) ile birlikte Elazığ'da da aralarında Eğitim Sen Şube Başkanı'nın da bulunduğu 99 sendika üyesi açığa alındı.

KAYNAK: DİHA