Halkın Hukuk Bürosu ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi 17’si tutuklu 20 avukat 363 günün ardından 10 Eylül Pazartesi günü yargıç karşısına çıkarılacak.

ÇHD’li avukatların Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile savunma yapmak istememeleri üzerine, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, avukatların duruşmaya getirilme taleplerini ‘yol mesafesi’, ‘güvenlik açısından doğabilecek riskler’ ve ‘araç ve kadro durumu’ gerekçeleriyle reddetti. Ayrıca avukatların tutukluluklarının devamına da karar verildi.

Tutuklu avukatların aileleri, çocuklarının duruşmaya getirilmesine izin verilmemesine tepki göstererek, “Avukatlar tutuklanır tutuklanmaz farklı illere sürülürken yol mesafesi gözetilmedi. Savunma yapmalarının önüne geçmek için verilen bu karar kabul edilemez” dedi. Tutuklu avukatların ise bugünden itibaren açlık grevine başlama kararı aldıkları ve eylemlerini duruşma gününe kadar sürdürecekleri öğrenildi.

‘TUTUKLU AVUKATLAR ADAM MI ÖLDÜRDÜLER?’

Burhaniye T Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Avukat Aytaç Ünsal’ın annesi Avukat Nermin Ünsal, oğlunun ve meslektaşlarının tutuklanmasının hemen ardından İstanbul dışındaki cezaevlerine sevk edildiklerini anımsatarak, “Her birini bir yere sürerken, araç durumu, masraf, aileler dikkate alınmadı. Tutuklu avukatlar adam mı öldürdüler ki güvenlik gerekçesi gibi bir konu öne sürülüyor? Ayrıca Silivri Cezaevi’nde tutuklu avukatlar Selçuk Kozağaçlı ve Yaprak Türkmen’in duruşmaya getirilmesi yönünde celp yazılmış. Edirne’de, Tekirdağ’da tutuklu olan avukatlar var. Onlar neden getirilmiyor. Edirne ve Tekirdağ, Silivri’den çok mu uzakta?” diye konuştu.

Cumhuriyet’te yer alan habere göre, Halkın Hukuk Bürosu’ndan yapılan açıklamada ise şu ifadeler yer aldı: “12 Eylül 2017 günü büroları, evleri basılarak gözaltına alınan, 20 Eylül günü tutuklanan halkın avukatları bir yıl tutuklu kaldıktan sonra hâkim karşısına çıkacaklar. Ama çıkamayacaklar. Neden çıkamayacaklar çünkü mesleki faaliyetlerinden dolayı yargılanan ve cezalandırılmak istenen halkın avukatları duruşmaya çıkarılmak istenmiyor. Duruşmada bulundukları cezaevinden SEGBİS ile duruşma salonuna bağlanmaları isteniyor. Buna sürekli itiraz edilmesine rağmen mahkeme bunu sürekli olarak reddediyor. Reddedilmeye gerekçe olarak ise yol masrafı, yol mesafesi, güvenlik gerekçesi gibi şeyleri bahane olarak sunuyor. Tutuklu avukatlar daha öncede tutuklu yargılandılar ancak duruşmalara getirildiler. Burada yapılmak istenen meslektaşlarımızın duruşmaya çıkarılmak istenmemesidir.”

‘İÇİ BOŞ BİR İDDİANAME VAR’

Yaşanan durumun çok basit bir çözümü olduğu belirtilen açıklamada, “Avukatlar bulundukları illerden duruşmanın yapılacağı ildeki cezaevlerine getirilebilirler. Duruşma bitene kadar orada kalırlar. Duruşma bittikten sonra ise tahliye edilenler evlerine, edilmeyenler tekrar bulundukları cezaevine geri götürülürler. Mahkemenin kararı hukuki değil. Hukuki olsaydı hepsi duruşmaya getirilirdi. İçi boş bir iddianame var, asılsız iftiralarla onlarca yıl sürecek hapis cezası istemiyle yargılanıyorlar ve hâkim karşısında söz söyleme hakları ellerinden alınıyor” denildi.