TBMM’de cemevi açılması için dava açan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’e TBMM Başkanlığı’nın “Aleviliğin ibadet yeri de camidir, cemevi olamaz. Alevilik İslam’ın bir alt yorumudur” yanıtı Alevileri kızdırdı. Alevi dernekleri ve aydınlarının yaptıkları açıklamalar şöyle:

Prof. Dr. İzzettin Doğan (Cem Vakfı Genel Başkanı): Bu tür kararların en üst kurumlardan çıkması hüzün verici. ‘Türkiye Cumhuriyeti laiktir’ deniliyor. Ama uygulamalar laikliğe karşı.  Sayın Başbakan Mısır’a gidiyor, burada ‘Laiklikten ayrılmayın’ diyor ama burada ‘Aleviler Müslüman’dır, camiye gitsinler’ deniliyor. Kendi yurttaşlarını kırıyor. Diyanet Sünnilerin kurumu, biz tanımıyoruz. Biz inancımız gereği şimdiye kadar kimseyi incitmedik ama nereye kadar? Bundan sonra Aleviler de incindiklerinde incitebilirler.

Cafer Solgun (Yüzleşme Derneği Başkanı, Araştırmacı-Yazar): Devasa bir bütçe ayrılan Diyanet İşleri Başkanlığı gerçek laikliğin olmadığının kanıtıdır. Bu ülkede laiklik üzerine rol yapılıyor. Sünni Hanefi yorumunu Türk milliyetçiliği ile bağdaştırdığı için cemevlerinde ibadetin bu kuruma sorulması skandal! Burası zaten tanımamak için kurulmuş. Diyanet İşleri Başkanlığı lağvedilmesi gereken bir kurumdur.

Av. Mehmet Tural (Şahkulu Vakfı Başkanı):  Kişilerin ibadet yerinin neresi olduğu konusunda sorumlu devlet değildir. İnananlar, inançlarına göre bu yeri tayin ederler. Ben istersem gider ağaç kovuğunda ibadetimi yaparım. Biz bugüne kadar hep alttan aldık. Türkiye’de sokaklar son zamanlarda zaten çok hareketli, Kürtler sokaklarda... Alevileri de sokağa dökerseniz burası yaşanır bir ülke olmaktan çıkar. Muharrem Ercan (Karacaahmet Sultan Derneği Genel Başkanı):  21’inci yüzyıla gelmişiz yok cemevi, yok mescit hâlâ bunlarla uğraşıyoruz. Anayasa’da herkes eşittir deniliyor yani bu bizim yasal hakkımız. Biz toplumu huzursuz etmek istemiyoruz. Çok incindik ama hiç incitmedik. Zeynel Şahin (Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı-Okmeydanı Cemevi Başkanı): TBMM kararı bizi bağlamaz. İslamiyet içinde bir topluluğuz fakat Alevilerin ibadet yeri cemevidir. 1400 yıldır bu böyle... Onların bunu değiştirmeleri bizi bağlamıyor.

‘HACIBEKTAŞ’TA CEMEVİ VAR’

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, yaptığı yazılı açıklamada, TBMM’de cemevi açılması için dava açan CHP’li Hüseyin Aygün’e Meclis’ten “Hacı Bektaş-ı Veli Külliyesi’nde cami var, cemevi yok. Cemevi ve benzeri yerler ibadet yeri kapsamında değerlendirilemez” yanıtı geldiğini anımsattı.

“Savunmasında Dergah’taki camiyi örnek göstererek Alevileri camiye davet eden Sayın Meclis Başkanı bilmiyorsa, Kültür Bakanlığı’na bağlı bir müze olarak faaliyette bulunan dergahın tarihini bir kez daha okumaya davet ediyoruz” diyen Geçmez, Dergah’a girer girmez sol tarafta büyük meydan evi ve cemevi bulunduğunu belirtti.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül de TBMM açıklamasının “hakkın ve hakikatin arayışı olan Aleviliğe hakaret” olduğunu dile getirerek şöyle dedi:

"Hacıbektaş Dergahı tümüyle bir cemevidir. Dergah'ta cemevi mevcut olup, hünkarın sırlandığı mekanın adı "Meydan Evi', yani Alevi dilindeki cemevidir" dedi.

"Hünkar Hacıbektaş'ın sırlandığı makamın yanında "Kırklar Meydanı' denen Alevi erkanının, ceminin yürütüldüğü makam vardır" diyen Bülbül, Hacıbektaş Dergahı'ndaki caminin 1834 yılında, II. Mahmut döneminde yapıldığını vurguladı. Camiyi yapanların, dergahın yapımındaki malzemelerin aynısını kullandığını, caminin mimari tarzının da dergaha benzetildiğini aktaran Bülbül, şunları ekledi:

"Türk/İslamcı zihniyetin "ecdadımız' diye övündüğü II. Mahmut, Hacıbektaş Dergahı'nı talan etmiş; mürşit, pir ve dedelerimizin kimini katletmiş, kimini de sürgüne göndermiştir. Bununla yetinmeyen "ecdat', Hacıbektaş Dergahı'na devşirme hocaları postnişin diye atamıştır. Bizim tarihimizi, yolumuzu ve inancımızı bize öğretmeye çalışanlar tarihin hakikatleri karşısında edepten üryan ve cahildirler. "Ecdadın' oyunundan politika devşirenler Serçeşmemiz Hünkar Hacıbektaş ve onun yolu karşısında akıl fukarasıdırlar. Cemevimizi yasal olarak tanımamak için "ecdadın' oyununa sığınanların "ileri demokrasi' yürüyüşü 178 yıl sonra "ecdadı' ile buluşmuştur. Hacıbektaş Dergahı'nda "Cemevi yok' demek, "TBMM'de TBMM Başkanı yok' demekle aynı anlama gelir."