AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Soma'da yaşanan facianın dördüncü gününde yaptığı açıklamada, "Bir CHP genel başkan yardımcısı, sayın Başbakan’ı terbiyesizlikle suçlayacak kadar en büyük terbiyesizliği yapmıştır. Bir iddiadan yola çıkarak, “Başbakan marketin içinde yumruk attı” diye servis edildi, sosyal medyada dolaştırıldı. Bu bir iddiadır. Orada görüntüler var. birisi bir yalan ortaya atar, kendisi bile inanmaya başlar" dedi.

İşte Hüseyin Çelik'in açıklamaları:

Firma ne kadar haklıdır ne kadar haksızdır inceleme sonucu ortaya çıkacak. Devlet buranın denetimini yapmakla mükelleftir. Onun ötesinde araştırmalar bittikten sonra kime ulaşırsa ulaşsın, kim kasıt içerisindeyse, yasaların hukuk devletinin gördüğü şekilde cezalandırılması elbette 284 şehidimizin ailelerimizin de milletimizin de gönüllerinin soğumasına yol açacaktır.

Böyle bir milli faciaların üzerine insanların siyasi hesap yapmasıdır. Başkalarının acıları üzerinde ideolojik ve siyasi hesap yapanlar insan olamazlar. Yas evinde kimsenin horon tepmeye hakkı yoktur.

Sitem edeceklerse kendi hükümetlerine sitem edecek. Başbakanlarına da sitem etme hakları vardır. Ama Türkiye’de protesto mangası olarak oluşturulan bazı kimseler, böyle bir milli acıdan kendileri açısından bir rant elde etmeye çalışıyorlarsa, onların yaralarını kanatmaktan öte bir iş yapmadıklarını bilmeleri gerekiyor. Orada yara sarmak üzere bulunanlar, yaralayacak şeyler yaparsanız, yapmaları gereken işlerden alı koyarsınız.

Efendim bunu sormayalım mı, sorgulamayalım mı? Olup bitene kadar. Böyle bir şey söz konusu değil. yangından sağ kurtarabildiğimiz insanları kurtaracağız, acımızı yaşayacağız. Bu yangın nereden çıktı bunları konuşacağız.

Başbakan Soma’ya gittiğinde iş riskine değinmiştir. Madencilik inşaat ve kimya sektörü riski en büyük olan sektörlerdir. En çok iş kazası olan mesleklerdir. Başbakan’ın söylediği şudur, eğer siz gemiciyseniz, sizin fırtınaya tutulmanız çok daha yüksektir. Siz askerseniz kurşuna hedef olma ihtimaliniz yüksektir. Kazalar minimize edilir. Ülkemizde demek ki hala o seviyede değiliz. Başbakanın iş riskine temas etmesinden dolayı, bunu abartıp başbakanın bu işi hafif gördüğü, insanların acılarını görmezlikten geldiği yönünden anlamak doğruyla yanlışla bağdaşamaz.

Eğer birileri insanların acıları üzerinden bir hesap yapıyorsa o da farklı bir mecraya çekiyorsa, tepinmeye çalışıyorsa, burada ahlak sükut etmiştir. Böyle bir hadisede elem içerisinde olmamak mümkün müdür?

Bakın orada taşkınlık yapanlara bakın görün, hayatını kaybedenlerin yakınları değildir. Ekip ekip sağdan soldan toplanarak bunu yapıyorlar. Burada sendikaları sorgulayın. İş sağlığı konusudna medya kendisini sorgulayabilir mi? Kamu spotlarını bile yarasalar bile uyuduktan sorna yayınlayan bir çok TV kanalımızın olduğunu biliyor muyuz? Hayır ölümlü bir kaza meydana geldiği zaman, mal görmüş mağribi gibi buradan istismar malzemesi üretmekten üstümüze yoktur.  

Yusuf Yerkel’in yaptığı bir açıklama var. Bir tek fotoğraf karesinden yola çıkarak bütün gerçeği saptamanız mümkün değildir. Yusuf Yerkel, yerde tekmelediği kimsenin kendisine saldırdığını, kendisini yaraladığını, 7 günlük rapor aldığına dair açıklama yaptı. Bütün buna rağmen söylediği şey şudur. “Sükunetimi muhafaza edemediğim için üzüntülerimi beyan ediyorum” diyor. Ben de diyorum ki bunun içinde olmasaydı. Böyle durumlarda polise diyelim ki saldırır, döver yaralar. Ama polis buna karşılık dediği zaman polisi tefe koyar çalarız. Aynı şey sizin başınıza geldiği zaman, kameraman arkadaşa saldırıyor. Kameraman diğer tarafa falan vur demiyor. İşin şekli bu arkadaşlar.