Can Dündar, “Kararı öğrendik az önce. 2 suikast yaşadık. 1'i silahlıydı. 2. suikast kapalı oturumda gerçekleşti. Habercilikten ceza aldık. Bu ceza sadece bizi sindirmeye yönellik değil. Aynı zamanda hepimizi, Türkiye basını yazmaktan korkar hale getirmek için yapıldı. Biz baştan beri gazetecilik yaptığımızı savunduk” ifadelerini kullandı.

MİT TIR’larının durdurulması ile ilgili haberleri nedeniyle 92 gün tutuklu kalan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül bugün son kez hâkim karşısına çıktı.

Mahkeme, devletin gizli kalması gereken bilgileri temin etmek ve açıklamak suçundan Dündar'a 5 yıl 10 ay hapis cezası verdi.

Mahkmenin kararı değerlendiren Can Dündar’ın açıklaması şöyle:

Kararı öğrendik az önce. 2 suikast yaşadık. 1'i silahlıydı. 2. suikast kapalı oturumda gerçekleşti. Habercilikten ceza aldık. Bu ceza sadece bizi sindirmeye yönellik değil. Aynı zamanda hepimizi, Türkiye basını yazmaktan korkar hale getirmek için yapıldı. Biz baştan beri gazetecilik yaptığımızı savunduk. AYM'de onayladı. Ama bu mahkeme o kararı elinin tersiyle itti. Ve karşımızda Cumhurbaşkanını bulduk. Davanın savcısı gibi davrandı. Tehdit ett, şantaj yaptı, hedef gösterdi ve bir kişinin silahla saldırmasına yol açtı. Umarım bundan sonra konuşurken 2 kere düşünür. Bugün silahtan çıkan kurşunun nedeni, devletin en üstünden hedef gösterilmemizdir.

ERDEM GÜL: BU CEZA GAZETECİLİĞE VERİLMİŞTİR

Erdem Gül ise şöyle konuştu: "Ben tam bu noktada yapılan alçakça saldırıyla ilgili bir şeyler söylemek istiyorum. Bu Türkiye'nin ilk kez yaşadığı bir saldırı değil. Hapse girdiğimiz ilk günlerde Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi öldürüldü. Kendisini hukuki değil, siyasileşmiş bir davanın sanığı olarak gördük. Siyasi bir linç uygulandı. Yazdık çizdik, gazeteciler olarak. Bugünkü saldırı çok ciddi bir şey, buna benzeyen bir şey. Bizim yaptığımız haberler Türkiye böyle olmasın diye yaptığımız haberlerdi. Katliamların başladığı dönem yapılan haberlerdi, İstanbul'da Ankara'da katliamlar olmasın diye bir haber yaptık. Bir tane eli kanlı katil, bir gazeteciyi yargılandığı sırada öldürmek istiyorsa bu yaşanacak bir Türkiye değildir. Bunda Türkiye'yi bu şekilde kutuplaşma, gerilim ve kaos ortamı içinde yönetmek isteyen siyasilerin sorumlulukları vardır. Siyasi demeçlerle  insanlar tehdit ediliyor. Aldığımız ceza moralimizi bozmadı. Bu ceza gazeteciliğe verilmiştir. Bu cezayı verdilerse biz de bu cezayı kabul etmiyoruz."