Bir yılı aşkın süredir Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala'nın da aralarında buluğundu 16 kişi hakkında, Gezi Parkı eylemlerine ilişkin yürütülen soruşturmada iddianame hazırlandı.

İddianamede, hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen kişilerden biri de Avukat Şerafettin Can Atalay.

İddianameyi değerlendiren Atalay, "Biz suçlamalara yanıt veririz, buradayız. Gezi bu toprakların gelecek umududur. Bu tür aklı ziyan iddianamelerle, bu tür aklı ziyan iddialarla hiçbir dayanağı olmadığını düşündüğüm, bildiğim iddialarla Gezi karalanamaz. Beyhude işlerin içerisindeler." dedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, 6 yıl önce yaşanan Gezi Parkı eylemleri gerekçe gösterilerek hazırlanan 657 sayfalık iddianamede Can Atalay hakkında, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Atalay, iddianame hakkında Artı TV'ye konuştu.

Hakkındaki iddialara yanıt vermeyi bir borç bildiğini kaydeden Atalay, "Aralarında hiç tanımadığım kişilerin de fazla olduğu insanlarla birlikte ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanacağız. Öyle anlaşılıyor. Biz suçlamalara yanıt veririz, buradayız. Bütün suçlamalara yanıt vermeyi bir borç olarak görürüz açıkçası. Bugün söylenmesi gereken şudur. Gezi bu toprakların gelecek umududur. Bu tür aklı ziyan iddianamelerle, bu tür aklı ziyan iddialarla hiçbir dayanağı olmadığını düşündüğüm, bildiğim iddialarla Gezi karalanamaz. Beyhude işlerin içerisindeler." dedi.

'ONUR MESELESİDİR'

Soruşturmadaki gizlilik kararı kalktığı için rahatça konuşabileceklerini belirten Atalay, "Bir kaç arkadaşla birlikte ben, yönetmek iddiasıyla yargılanıyorum anladığım kadarıyla. Keşke yönetme hakkına sahip olsaydık. O tarihlerde Gezi direnişi devam ederken söyledik. Bizim işimiz olsa olsa kitlelere tercüman olmak idi. Bunu yerine getirebildiysek ne mutlu. Tekrar söylüyorum. Gezi bu toprakların biricik gelecek umududur. Eşitlik özgürlük adalet umududur. En önemli dayanağıdır Türkiye'nin. Hatta Ortadoğu'nun geleceğinin en önemli dayanaklarının birisidir. Bununla ilgili bütün sorulara yanıt vermek, asılsız iddialara açıklıkla yanıt vermek onur meselesidir. Bu kadar açık. 20 Şubat 2019 tarihinden şimdiden söyleyeyim." ifadelerini kullandı.

ŞİDDETLE ALAKASI OLMAMIŞ TARİHTEKİ TEK KİTLE HAREKETİ

Atalay şöyle devam etti: "Gezi'nin üzerinden 6 yıl geçmesinin ardından iddianame düzenlemesi. Başlı başına aklı ziyan durumudur. Gezi neredeyse şiddetle alakası olmamış milyonlarca insanın katıldığı bir kitle hareketi. Neredeyse hiç şiddetle alakası olmamış tarihteki tek kitle hareketi denebilir. Sadece kendi canını korumaya çalışan milyonlardan bahsedebiliriz. Ve 6 yıl sonra iddianame düzenleniyor. Şiddet açısından açık ve yakından tehlike olmadığının tek başına kanıtıdır. Kavala'nın iddianame olmadan bir yılı aşkın tutulması başlı başına bir hak ihlalidir. Anayasa mahkemesi bu hak ihlalini saptamayarak bence bir tarihsel bir sorumluluk üstlendi. Sadece Anayasa Mahkemesi değil Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de sorumludur. 6 yıl sonra düzenlenen ve bir insanın bir yıldan fazla kalması, bir başka kişinin de 4 aydır tutuklu kalmasına neden olan iddianamenin şiddetsiz eylem fikrinin bir suç vesilesini tanımaya çalışılmasıdır."

Kaynak: Artı Gerçek