Suruç ve Ankara'daki katliamın şüphelisi Abdurrahman Alagöz ile Ömer Deniz Dündar'ın daha önce "El Kaide üyesi oldukları" suçlamasıyla gözaltına alındıkları ancak haklarında dava açılmadığı ortaya çıktı.

Adıyaman'da "Dokumacılar" adlı IŞİD hücresinin lideri Mustafa Dokumacı ve kendisi gibi Suriye'de savaşan iki arkadaşı hakkında geçen yıl "El Kaide silahlı örgüt üyeliği" iddiasıyla dava açıldığı ortaya çıktı.

Aynı soruşturma kapsamında 19 şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Dosyası kapatılan 19 kişi arasında Suruç'taki canlı bomba Şeyh Abdurrahman Alagöz ile Ankara'daki iki canlı bombadan biri olan Ömer Deniz Dündar ve ikizi Mahmut Gazi Dündar da bulunuyor.

ETHA’nın haberine göre, ikiz kardeşin babasına ait "Oğulları cihat için Suriye'ye gitti" şeklinde ifade alındığı ve Mahmut Gazi Dündar'ın bu yönde bir telefon görüşmesi kayda alındığı halde savcılığın dosyayı kapattığı anlaşıldı.

26 Aralık 2014 tarihinde açıklanan iddianamede, hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen, Ankara'daki saldırının faili Ömer Deniz Dündar'ın ağabeyi Mahmut Gazi Dündar'ın Suriye'ye geçtiğini şeklinde yorumlanabilecek bir telefon görüşmesi de yer alıyor.

TELEFON GÖRÜŞMESİ DE İDDİANAMEDE

Telefon görüşmesi şöyle:

"Dündar: Açık açık konuşayım mı, sıkıntı olur mu abi? Şey yok, numara yok diyorum bende.

Küçüktaş: Hıı tamam.

Dündar: Onu nasıl yapacağım abi?

Küçüktaş: Şeyde yok mu, ben sana mesaj atarım olmazsa, olur mu?

Dündar: Hıı tamam abi.

Küçüktaş: Sen kaçta binecen?

Dündar: Birlikte geçeriz o zaman.

Küçüktaş: He he birlikte..."

Şu an polis ve MİT'in arananlar listesinde adları yer alan Kasım Dere, Mehmet Isik, Mehmet Mustafa Çevik, Yakup Aktulum ve Rıdvan Yaman da yer alıyor.

BABA DA ŞİKÂYETÇİ OLMUŞ

İddianamede Dündar kardeşlerin babası Mehmet Dündar'ın 30 Eylül 2013'te savcılık tarafından alınan ifadesi de yer alıyor. Baba Dündar, ifadesinde oğullarının cihat için Suriye'ye gittiğini, kendisinin de onları kurtarmak için bu ülkeye geçtiğini anlatıyor. Bu ifadeden sonra Dündar kardeşlerin eşleriyle birlikte Adıyaman'a döndükleri, birkaç ay kaldıkları, Adıyaman davasının açıldığı günlerde yeniden Suriye'ye gittikleri anlaşılıyor.