Boğaziçi Üniversitesi'nde öğrencilerin Cumhurbaşkanlığı kararıyla rektörlüğe atanan Prof. Dr. Melih Bulu'ya karşı yaptıkları eylemde gözaltına alınan 51 öğrenci, sağlık kontrolünden geçirildikten sonra adliyeye sevk edildi.

Gözaltına alınanlardan 51 kişi, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü'ndeki sorgularının ardından otobüslerle getirildikleri Bayrampaşa Devlet Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirildi.

Sağlık kontrolleri tamamlanan 51 kişi adliyeye sevk edildi.

BOĞAZİÇİLİ ÖĞRENCİLERDEN ADLİYE ÖNÜNDE DESTEK

Boğaziçi Üniversitesi’nde 1 Şubat'ta gözaltına alınan 51 öğrenci Çağlayan Adliyesi’ne getirildi. Arkadaşları adliye önünde basın açıklamasında bulundu.

Boğaziçili öğrencilerin yaptığı açıklama şöyle:

"1 Şubat Pazartesi günü 51 öğrenci okulumuz içinden gözaltına alındı. İki gün içinde bu sayı yaklaşık 350ye ulaştı. Bugün, gözaltına alınan arkadaşlarımız için Çağlayan Adliyesinin önündeyiz. Susmuyoruz, korkmuyoruz, vazgeçmiyoruz!

Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyum olarak atanması, yıllardır yaşadığımız olağanüstü hal uygulamalarının bir başka örneği olarak karşımıza çıktı.

Bugün hiçbir şekilde şiddet içermeyen eylemlerimize polis saldırıları gerçekleştiriliyor.

Güney Kapıya yürüyen 108 arkadaşımız “Aşağı Bak” denilerek, hiçbir gerekçe olmaksızın polis şiddetiyle gözaltına alındı.

Üniversitemize atanan kayyum tarafından açık cezaevine dönüştürülen okuldan dışarı çıkmamıza polis tarafından izin verilmedi, okulun içine kapatıldık.

Güney Meydan'da herhangi bir şiddet söz konusu olmadan, demokratik şekilde devam ettirdiğimiz eylemimize kayyumun okula soktuğu yüzlerce polis tarafından müdahale edildi, 51 arkadaşımız mukavemet göstermemelerine rağmen şiddete maruz bırakılarak gözaltına alındı.

Okulumuzda faaliyet yürüten LGBTİ+ çalışmaları kulübü, siyasi iktidarın desteği ile başlatılan hedef gösterme ve linç kampanyaları sonucunda kayyum melih bulu tarafından kapatıldı.

Öte yandan dün Kadıköy’de yapılması planlanan dayanışma eylemimize okuldan ulaşımımız engellendi, arkadaşlarımız otobüsten zorla indirilerek gözaltına alındı. Kadıköy’de ise yüzlerce kişi orantısız polis şiddetine maruz kaldı.

Üniversitemiz bu atamanın ilk gününden beri barikatlarla, TOMA'larla, Akreplerle, uzun namlulu silahlarla abluka altında. Bir aydır üniversitenin bütün bileşenleri bu hukuksuzluğa ve polis şiddetine karşı direngen dayanışmasını sürdürüyor. En başından beri taleplerimiz sadece üniversitemiz özelinde değil, bütün Türkiye’de eşitlikçi, demokratik, özgür ve özerk bir üniversite sistemine yönelik oldu. Tam da bu yüzden Türkiye’nin farklı yerlerinden atanmış kayyumlara ses çıkaran herkesle dayanışma içinde olabildik.

Bütün saldırılara, hedef göstermelere, zora ve zorbalığa karşın hep aynı şeyi söyledik: Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz! Üniversitemizin kapısına kelepçe vurulması, evlerimizin gece yarısı basılması, hukuksuz bir şekilde yapılan gözaltı ve tutuklamalar bizleri yıldırmadı ve yıldıramayacak. Ayrıştırma çabalarına ve kulüp kapatılmalarına rağmen burada yeniden bir aradayız. Asla boyun eğmeyeceğiz! Bizler, muktedirlerin hayalini dahi kuramayacakları haklı ve onurlu bir yerden sesleniyoruz. Bir kere daha taleplerimizi yineliyoruz:

• ● Gözaltına alınan ve tutuklanan bütün arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır!

• ● Üniversitemizi abluka altına alan polis ordusu geri çekilmelidir!

• ● Başta Melih Bulu olmak üzere tüm kayyum rektörler derhal istifa etmelidir!

• ● Rektörlük seçimleri üniversitelerin tüm bileşenlerinin katılımıyla yapılmalıdır!