Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri, 16 Temmuz günü rektörlük görevini vekaleten yürüten Naci İnci’nin Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü öğretim görevlisi Can Candan’ın üniversitedeki görevine asılsız gerekçelerle son vermesinin ardından bugün bir açıklama yayınladı.

"Akademisyenlerimizin bu şekilde görevden alınması, ne hukukla ne de üniversite senatomuzun 2012 yılında belirlediği ilkeler ile bağdaşmaktadır" diyen Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri, sürecin yasal takipçisi olacaklarını duyurdu.

Boğaziçili akademisyenler, Melih Bulu’nun görevine son verilmesi sonrası rektörlüğü vekaleten yürüten Naci İnci’nin görevine son verdiği öğretim görevlisi Can Candan’a ilişkin açıklama yaparak, “Haksız uygulamaları kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklama şöyle:

"HUKUKSAL OLARAK SORUNLU..."

"2 Ocak 2021 tarihinde üniversitemize, üniversite bileşenlerine danışılmadan bir rektör atandığı günden beri akademik özgürlük ve özerkliğe yapılan müdahalelere, 16 Temmuz 2021 günü bir yenisi daha eklendi.

Cumhurbaşkanı tarafından üniversitemize rektör olarak atanan Melih Bulu’nun, 15 Temmuz 2021 günü yine Cumhurbaşkanı tarafından görevden alınmasının ardından, Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne vekaleten atanan Naci İnci, 16 Temmuz günü, Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü’nde on dört yıldır ders veren öğretim görevlisi Can Candan’ı hiçbir akademik usule uymayan bir tavır ve hukuksal olarak sorunlu bir şekilde asılsız gerekçeler göstererek görevden aldı. 

"KURUMSAL YIKIMI DERİNLEŞTİRECEK"

Aynı gün Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne aday olduğunu açıklayan İnci, bundan önce de sekiz yıldır Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü’nde ders veren öğretim görevlisi Feyzi Erçin’in yaz ve güz dönemlerinde vereceği dersleri onaylamamış ve sonrasında Erçin’in üniversitemizde ders vermesinin uygun olmadığını ifade ederek işine son vermişti.

Üniversitemizde ders verecek akademisyenler, ilgili bölüm ve fakültelerin detaylı inceleme ve değerlendirmeleri neticesinde belirlenir. Akademisyenlerimizin bu şekilde görevden alınması, ne hukukla ne de üniversite senatomuzun 2012 yılında belirlediği ilkeler ile bağdaşmaktadır. Tek amaçları üniversitemizin kurumsal özerkliğini ve bilimsel özgürlüğünü korumak olan, bunu yaparken meşruiyet zemini dışına çıkmayan ve anayasal haklarını kullanan Can Candan ve Feyzi Erçin hocalarımız hakkında verilen kararların; liyakati, demokratik katılımı ve rızaya dayanan esasları hiçe sayan bir yönetim anlayışının tezahürü olduğunu düşünüyor ve demokratik üniversite ruhuna aykırı olan bu yönetim anlayışının kurumsal yıkımı derinleştireceğine inanıyoruz.

Üniversite senatomuzun 2012 ilkelerinden vazgeçmeyen Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri olarak, bu haksız uygulamaları kabul etmiyor, hocalarımızın yanında olduğumuzu ve sürecin yasal takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz."