Kobani'de IŞİD'e karşı verdikleri mücadelede hayatını kaybeden ve Habur Sınır Kapısı'nda 50 derece sıcağın altında 10 gündür bekletilen YPG ve YPJ savaşçılarının cenazeleri, bu gece ailelerine teslim edilecek.

HDP Şırnak milletvekilleri Faysal Sarıyıldız ve Ferhat Encü, Twitter'dan yaptıkları açıklamada günlerdir sınırda bekletilen cenazelerin bu gece ailelere verileceğini bildirirken; bugün Kadın Özgürlük Meclisi Habur'un yanı sıra Derik ve Mürşitpınar sınırında günlerce bekletilen cenazeler için bir açıklama yayınlamıştı.

Kadın Özgürlük Meclisi'nin açıklaması şöyle:

"Efsaneler, mitolojiler ve halk hikâyeleri ölülerini gömmekten men edilmiş kadınların isyanlarıyla doludur. Bunlardan en meşhurlarından birinde Antigone onu kardeşini gömmekten men eden düzene başkaldırır. Devletin yasası nasıl olur da devletten çok önceden beri ve devletten çok daha kadim kardeşlik ilişkisine buyurabilir? Hangi devlet ölünün gömülme hakkını, toprakla insanın bütünlüğünü yasaklayabilir? Hangi devlet ölünün huzurunu, kalanın yas tutma hakkını gasp edecek kadar alçalabilir? Antigone ölüsünü gömmek uğruna can verirken, tüm uygarlığın bu en hakiki sorularıyla devlet otoritesine diklenir. Dünya gömme hakkı için çarpışan bu kadınları asla unutmaz. O hakkı gasp edenleriyse lanetler.

Türkiye’nin Habur sınır kapısında 13, Derîk'te 9, Mürşitpınar'da 11 YPG/ YPJ'li cenazesi tam 10 gündür bekletiliyor ve ailelerine verilmiyor. 33 cenaze canımızı tenimizi yakan bir sıcakta çürütülüyor. Tam 10 gündür 33 beden sevdiklerine kavuşamıyor. Tam 10 gündür sevenlerin yas hakkı, ölenlerin toprakla buluşma hakkı gasp ediliyor.

Bizler de soruyoruz. Hangi yasa ölüleri kullanarak var eder kendini? Hangi yasa bedenleri çürüterek kanıtlar kendini?

Kürt halkı devletin cenazeler üzerinden kendisini terbiye etme çabasını iyi bilir. Kürt halkının tarihi, gömülmesine izin verilmeyen cenazeler, kaybedilen, toplu mezarlarda teşhis bekleyen yakınlar, çocuklarının kemikleri bile kendine çok görülen analar, bombalanan mezarlar, katıldıkları cenazelerde yaşanan infazlarla doludur.

Kürt halkının mücadelesi ölüsünü onurlu bir biçimde gömme mücadelesi de olmuştur aynı zamanda.

Türkiye’nin tüm halkları, Türkiye devleti, kamu görevlileri, diyanet işleri, size samimiyetle soruyoruz.

Aileler 10 gündür niye bekletiliyor? Zaten ölmüş olan gençler niye kapılarda çürütülüyor. Zaten yasta olanlara cenaze törenlerinde onurluca akıtılacak bir gözyaşı niye çok görülüyor?

Bu gençler Suriye’de komşularının, arkadaşlarının, Kürt halkının canını ve vatanını İŞİD’den korumaya gittiler. Şimdi cenazeleri geldi. Bu cenazelerle, bizle alıp veremediğiniz nedir?

Biz kadınlar size sesleniyoruz, sevgiden büyük yasa yoktur, emekten büyük yasa yoktur. Biz ki bu gençleri sevdik ve onlara emek verdik. Onları bize vereceksiniz, onları yıkayacağız, sıcaktan çürümüş de olsalar son kez yüzlerine bakacağız, kıyafetlerinden tanıyacağız belki, belki boylarından, poslarından, başlarında nöbet tutacağız, omuz verip kaldıracağız ve toprağa kavuşturacağız..."

* Kadın Özgürlük Meclisi, ilgili açıklamayı cenazelerin teslim edileceği bilgisi paylaşılmadan önce yapmış ve cenazeleri sahiplenmek için 6 Ağustos'ta Habur Sınır Kapısı'na çağrı yapmıştı.