Milli Eğitim Bakanlığı tarafından geçtiğimiz günlerde okullara gönderilen resmi bir yazıyla, Hüseyin Erbaş Anadolu İmam Hatip Lisesi tarafından geliştirilen bir projenin Türkiye’deki tüm okullarda duyurulması istenildi. 2017-2018 eğitim-öğretim yılında öğrencilerde milli ve manevi duyarlılığı artırmak üzere, ‘’81 okul 81 şehit’’ adı altında uygulamaya konulacak bu projenin amacı “Öğrencilere şehitliğin önemini kavratmak” olarak tanımlanıyor.

Gazete Duvar'dan Nuray Pehlivan Okullarda hayata geçirilecek olan bu projenin çocukluk ve ergenlik dönemindeki bireylere ve topluma gelecekteki olası etkilerini Amerika’da ve Türkiye’de çalışmalarıyla tanınan kültür sosyoloğu Dr. Mücahit Bilici ve psikolog Burcu Ovacık ile konuştu.

‘SUİSTİMAL EDİLMESİ YENİ BİR ŞEY DEĞİL’

Çocuk yaştaki öğrencilerin ‘şehitlik’ kültürü ile yetiştirilmesini hem insani hem de İslami açıdan yanlış bulduğunu söyleyen Dr. Mücahit Bilici, şunları söyledi:

“İdeolojik rejimlerin militanlaştırma ihtiyacı için dini kavramlar veya kutsallar da kullanışlı birer araçtır. Bu açıdan ‘şehitlik’ kavramının suistimal edilmesi yeni bir şey değildir. Dinler kadar seküler ideolojiler de bu kavramı çoğu sıradan ölümleri kutsamak ve derinleştirmek için kullanırlar. Sağ, sol ve İslamcı örgütlerde bunu gözlemlemek mümkün. Türkiye’de Kemalist dönemde de ‘şehitlik’ hep canlı tutuldu. Çünkü bir askeri ihtiyaç idi.”

İSLAMDA ESAS OLAN BARIŞTIR’

Şehitlik telkininin askerlik ve benzeri kamu görevi diyebileceğimiz bir düzlemden lise ve ortaokul seviyesine kadar indirilmiş olmasını sağlıksız bir askerileşme işareti ve tehlikeli bir politik tercih olarak değerlendiren Bilici, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir ülkede bu kavrama ihtiyaç artmış veya yönetim bu kavramı ön plana çıkarma gayreti içine girmişse, orada ya varlık sorunu yaşanıyordur ya da insanın değeri düşmüş demektir. Savaş veya militanlaştırma çabası, insanları hayat yerine ölüme hazırlamak demektir. İslam’da esas olan barıştır ve kutsal olması gereken şey ölüm değil, hayattır. Ölümün Müslümanlar arasında kutsanması, siyasi ve askeri sıkışmışlık hallerinin yol açtığı nihilist bir ruh halinin ürünüdür. Hayattan, doğrudan ve doğadan kopan bir cihat anlayışı (ki böylesi nihilist olur), elbette ki patolojik bir şehitlik kavramına yol açar. Bunun ümitsizlik ve sağlıksızlığını hangi yaş grubuna telkin edildiğine bakarak bile tahmin edebilirsiniz.’’

OVACIK: BİLİNÇLİ BİR STRATEJİNİN ÜRÜNÜ

Şehitlik kavramının yüceltilmesini ve bir proje halinde gelişim dönemindeki bireylere sunulmasının ardında yatan tehlikeye dikkat çeken psikolog Burcu Ovacık şunları söyledir:

“Yaşamanın ve yaşatmanın değerini anlatan projeler üretmek yerine, ölmek ve öldürmek üzerinden kutsanan bir militarizmi öne çıkarmak, bilinçli bir stratejinin ürünüdür. Bu strateji, kendi gönüllü askerlerini ve biat toplumunu yaratmak için, kültürel birtakım argümanlara ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle, proje adı altında ve dini ögelerden faydalanmak suretiyle, bireylerin algılarıyla oynamayı hedeflediği çok açıktır. Çocukluk ve ergenlik dönemleri; kendini ve dünyayı keşfetme, anlama, anlamlandırma ve ait olma ihtiyacının yoğun olduğu yaşam dönemleridir.

Bu nedenle, hedef kitlenin henüz bilinci ve iradesi oturmamış, kendini oluşturma süreci tamamlanmamış, merak ve keşif arzusunda olan gençlere dönmesi, bilinçli bir politik tercihtir. Kaldı ki ölme, şiddet ve şiddete uğrama üzerinden ahlaki gelişimin sürdüğü bir dönemde bunun yapılması gelecekte şiddet toplumu oluşturmak, toplumsal yapıyı bozmak ve toplumu kutuplaştırmak için bir zemin hazırlamaktır.”

Kaynak: Gazete Duvar