Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’nda yapılan değişiklikle bekçilere, gösteri ve yürüyüşlere müdahale etme, kişileri ve araçları durdurma, kimlik sorma, silah ve zor kullanma yetkisi verildi. İnsan hakları savunucuları, 3 aylık bir eğitim alan 21 bin 347 bekçinin, hak ihlallerine sebep olabileceği, yetkilerinin genişletilmesindeki muğlak gerekçelerin ise keyfiyete sebebiyet verebileceğine dikkat çekiyor. Gelişen teknolojiye rağmen yeniden aktifleştirilen bekçilikle, toplumsal muhalefeti bastırma amacıyla kullanılabileceği de tartışılan konuların başında yer alıyor.  
 
Cahit Özbek'in Mezopotamya Ajansı'nda yer alan haberine göre, bekçilerin yetkilerinin genişletilmesini değerlendiren Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilcisi Barış Yavuz, bekçilik yasasının toplumsal kaygıları artırdığını söyledi. 
 
TEMEL HAKLAR TEHLİKE ALTINDA
 
Bekçilerin aldığı eğitimlerin yetersiz olduğunu ve bu durumun bazı tehlikeleri barındırdığını belirten Yavuz, bekçilerin temel hak ve özgürlüklere dair bilgilerinin yeterli olmadığına dikkat çekerek, bekçilerin mesleğe alındıktan sonra eğitime tabi tutulmalarını eleştirdi. Bekçilerin 3 temel hakkı ihlal edebileceği uyarısında bulunan Yavuz, “Kişi özgürlüğü ve hakkını; durdurma ve kimlik sorma yetkisiyle; işkence yasağını ve yaşam hakkını ise zor ve silah kullanma yetkisiyle ihlal edebilecek eğitimsiz bir sınıf yaratılıyor’’ ifadelerini kullandı.
 
‘HUKUKA AYKIRI EYLEMLER’
 
Bekçilik yasasıyla dezavantajlı kesimlerin kaygılarının katbekat arttığına işaret eden Yavuz, yasanın sadece güvenlik açısından değerlendirilmemesi gerektiğini söyledi. Polislerin hukuka aykırı eylemlerine daha öncede tanık olduklarını aktaran Yavuz, bekçilerin de her an hukuka aykırı hareket edebileceklerini ve şu anki kaygının herkes açısından geçerli olduğunu vurguladı.
 
‘ADI KONULMAMIŞ KOLLUK GÜCÜ ÇIKABİLİR’
 
Bekçilerin AKP ve MHP’ye yakınlığı olan kişiler arasından seçildiğine dair kaygılara da değinen Yavuz, Türkiye’de personel alımlarında liyakata dayalı bir sistemin geçerli olmadığını belirterek, “Maalesef günümüz Türkiye'sinde buna artık torpil denmiyor, referans deniyor. Bu durum, -en tepeden kendini açık bir şekilde irade olarak göstermese bile- adı konulmamış olan bir kolluk gücü ortaya çıkarabilir” ifadesinde bulundu.
 
‘İHLALLERİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ’
 
Sivil toplum kurumları olarak hak ihlallerinin takipçisi olacaklarını vurgulayan Yavuz, “Bizler hak savunucuları olarak nasıl ki polislere dair etkin bir soruşturma için mücadele ediyorsak, bekçilere dair gördüğümüz hak ihlallerini de etkin bir şekilde takip edeceğiz” dedi.