Âkil İnsanlar Komisyonu’nda görev kabul eden isimlerden Prof. Baskın Oran, Eski Başbakanlık Müsteşarı ve Milli Eğitim Bakanı Hasan Celal Güzel’in barış üsrecine, Akiller heyetine ve milliyetçi tutumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Prof. Baskın Oran, T24'e verdiği söyleşide Hasan Celal'in kendisine yönelik sarf ettiği, “Baskın Oran’ı insan olarak severim. Fakat Mülkiye’den sonra değişti. Millet, milliyet, milliyetçilik gördüğü zaman kırmızı görmüş boğa gibi saldırıyor,” sözlerine, "Celal, Mülkiye’ye Gaziantep’ten 18 yaşında nasıl gelip girdiyse, aynen kaldı. Hâlâ, milliyetçiliği objektif biçimde ele alan kişileri görünce kırmızı görmüş boğa gibi saldırıyor,” cevabını verdi.  

"HASAN AYNI TÜRK MİLLİYETÇİSİ"

Baskın Oran, durumu da şöyle izah etti:

"Efendim, olay şudur: Ne olursa olsun ben değişmem, inadım inattır burnum iki kanattır, demek marifet değildir. Marifet, yeni şeyler öğrenince kendinde gerekli evrimleri yaratmaktadır, değişim geçirmektedir. İkimize de Seha Meray hocamız Devletler Hukuku dersinde Rebus Sic Stantibus kuralını öğretmişti. Yani, koşullar değişince her şey değişir. Bu kardeşimle ikimiz de 20. yüzyılın ilk yarısında doğduk, şimdi 21. yüzyılın ikinci on yılındayız. Henüz ikimiz de doğmadan başlayan Soğuk Savaş biteli 25 yıl oldu. Hasan aynı Türk milliyetçisi. Liseden beri. Sınıf arkadaşımdır, kendisine bundan ötesini söylemek benim aile ve Mülkiye terbiyemle bağdaşmaz, çünkü bir insanın evrilmeyi reddetmesi, kendisi ve çevresi için, nasıl söyleyeyim, çok iftihar ettirici bir şey değildir."

'TÜRK MİLLETİ' KAVRAMI TARTIŞMASI

"Türk milleti" kavramını karşı olmadığını söyleyen Oran, şu açıklamayı yaptı:

"Niye karşı olayım, ben de Türkiyeli bir Türk’üm. Ama burada iki tane 'ama' var.

Birincisi, kalkar da, bir etnik ve dinsel alt kimlik olan Türk’ü üst kimliğe terfi ettiriverir ve asimilasyona girişirseniz, ki 90 yıldır yaşadığımız bundan ibarettir, bu A’dan Z’ye bölücülüktür; buna müsaadenizle karşı çıkarım. Üst kimlik, ancak diğer alt kimlikler tarafından kabul edilebilir nitelikte ise birleştirici olur, aksi halde bölücü olur.

İkincisi, biri kalkıp da kendini övüyorsa, biz onu küçümsüyoruz, öyle değil mi? Ama kendi etnisitesini övdüğünde, ona “Aferin” mi diyeceğiz? Üstelik, sadece övmekle de kalmayıp, kendi etnisitesini yüceltmek için başka etnisiteleri aşağılarsa? Çünkü milliyetçilik aynen bundan ibarettir."

‘GÜZEL, HEM TOPLUMA GAZ VERİYOR, HEM DAĞA ÇIKMAYI MEŞRULAŞTIRIYOR’

Baskın Oran, Hasan Celal Güzel’in “Toplumun gazını alıyorum” diyerek açıkladığı “Gerekirse silahımı alıp dağa çıkarım” sözleri için de “Hem topluma gaz veriyor, hem dağa çıkmayı meşrulaştırıyor” dedi ve şöyle devam etti:

"O zaman, Hasan Celal kardeşimi Tanrı baştan yaratsın. Çünkü gaz almak değil, topluma fena gaz veriyor. Hem de tam, çatışma durulmuş vaziyetteyken. Bir zamanlar ülkücüleri sokak çatışmalarından çekmiş olan Devlet Bahçeli’yle el ele, sokak çatışmalarına gaz veriyor. Bakın, sınıf arkadaşım hakkında daha fazla konuşmak istemiyorum. Şunu söyleyip artık bitirelim:

Bir eski başbakanlık müsteşarı konuşuyor, diyor ki, tek bir kelime, “‘Türk’ kelimesi anayasadan çıkartılırsa silahlanıp dağa çıkarım.” Ve bu lafıyla Kürtlerin dağa çıkmalarını fevkalade doğal bulduğunu söylediğinin farkında değil. Rahmetli dostum Şerafettin Elçi, “Türkiye’de Kürtler de vardır, ben de bir Kürt’üm” dediği için 30 ay hapis yattıydı. Onun için diyorum ki, Tanrım, Hasan Celal’i baştan yarat. Kendisini insan olarak severim, o ayrı tabii." (T24)