31 Mayıs 2011 tarihinde Hopa’da yaşanan ve emekli öğretmen Metin LOKUMCU’nun ölümü, onlarca insanın yaralanması, 30 kişinin gözaltına alınması ve 12 kişinin tutuklanması ile sonuçlanan olayları incelemek ve rapor hazırlamak üzere oluşturulan TİHV, İHD, TTB, KESK temsilcilerinden oluşan 6 kişilik bir heyet olarak 6-7 Haziran 2011 tarihinde yaptığı görüşmeler, incelemeler, muayeneler sonucu hazırlanan raporun özetini sundu.

TİHV – TTB – İHD – KESK  adına HOPA HEYETİ’NİN RAPORU:

Bu raporun hazırlanmasından önce;

Adli Tıp, Fizik Tedavi ve Psikiyatri uzmanı ve Türkiye İnsan Hakları Vakfının Başvuru Hekimi tarafından saat 11.00-17.30 arası işkence ve kötü muameleye maruz kalan toplam 13 kişi (gözaltına alınanlar dahil) muayene edildi.

Hastalar muayene edilmeye devam ederken; saat 15.00 de heyet temsilcilerinin bir kısmı Hopa Kaymakamı ve ilçe emniyet müdürü ile görüştü.

Saat 16.00’da Hopa Belediye Başkanı ile toplantı yapıldı.

Saat 17.30 da Hopa parkında gözaltına alınıp bırakılanlar tarafından yapılan basın açıklaması katılındı.

Saat 18.00’de heyet mağdurlar, Hopa halkı ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinden oluşan 50 kişinin üzerinde katılımla bir toplantı yaptı.

Saat 20.00 de heyet Metin Lokumcu’nun evine taziye ziyaretinde bulundu. Toplantının amacı son gelişen olaylar hakkında sorun tespiti ve çözüm önerilerini Hopalıların ağzından dinlemekti.

Saat 18.00’de yapılan toplantıda Hopa Halkının dile getirdiği sorunlar;

  • Olay günü HES’lere karşı tepkilerini göstermek, derelerine sahip çıkmak ve geçim kaynağı olan çay kota- kontenjanları hakkında tepkilerini dile getirmek için yaptıkları barışçıl ve demokratik eyleme izin verilmemiştir. Tepkilere tahammül edemeyen Başbakana 1 km bile yaklaşılamamıştır.
  • Hopa’ya çevre illerden Kaymakamın deyimi ile 200, halkın ifadesi ile binlerce çevik kuvvet ve sivil polis yığılmıştır. Hopa dışından gelen polisin, özel güvenlik ve koruma görevlilerinin tavrı yetmişli, seksenli yıllarda yaşananları aşmıştır.
  • Hopa halkı devlet hastanesi aciline ve çocuklarının okuduğu okul önüne dahi bombalar atıldığını, esnaf ise dükkanlarına gaz bombaları yağdığını, insanların sığınmadığı dükkanlara bile bombalar atıldığını belirtmiştir.
  • Hopa halkı büyük bir haksızlık yapıldığını, Erdoğan’ın molotof atıldığına dair söylemlerinin yalan olduğunu, bunu gören bir tek kişinin ve herhangi bir kayıt bile olmadığını, bunun ötesinde “taş atıyor, molotof atıyor, eşkiya bunlar” gibi söylemlerle tüm medya ve halkın gözünde Hopa halkını kötülemeye çalıştıklarını belirtmiştir.
  • Bir ay önce Bakan Hayati Yazıcı’yı ilçelerine sokmayan Hopa halkı, deresine-çayına-emekçisine sahip çıktıkları için Erdoğan tarafından cezalandırılmıştır. Hopa halkı Kaymakamın söylediğinin aksine 15.000 olan nüfuslarının şu an 25.000 olduğunu, olaylar sırasında yaşananları ise polisin başlattığını belirtmiştir.
  • Bu barışçıl tepkiyi göstermek için toplandıkları meydanda, horonlar edilirken bir anda gaz bombaları, havaya sıkılan silahlar, çevik kuvvetin ve özellikle de Başbakan’ın korumalarının saldırıları ile savaş alanına dönen meydanda son derece zalimce muamelelere maruz kaldıklarını belirtmiştir.
  • Olaylarda son derece kontrolsüz kullanılan gaz bombası nedeniyle Metin Lokumcu ölmüştür. Başbakan tarafından başsağlığı dilenmemiş, hatta Metin Lokumcu’nun ismini bile ağzına almayarak halka ve merhumun ailesine karşı saygısızlık örneği göstermiştir. Bu anlamda Başbakanın Hopa halkına özür borcu vardır.
  • Gazın ölüme neden olan kimyasal etkisi yanı sıra gaz bombasının fırlatılmasıyla gaz kanisterinin çarpma etkisi de birçok insanı yaralamıştır. 6 yaşında bir çocuğun üzerine gelen gaz kanisterinden çocuğu korumak için üzerine kapanan genç bir kadın kafasından yaralanmış, hastanelik olmuş, kafasına dikiş atılmıştır.
  • Orta derecede zeka geriliği olan bir gencin dahi kelepçelenerek ve ağır derecede kaba dayağa maruz bırakılarak gözaltına alınması, hastane içine, okul önüne gaz bombası atılması bu halka reva görülmüştür.
  • Olayların üzerinden 7 gün geçmesine rağmen hala bir gerginlik ve olağanüstü hal devam etmektedir.

Toplantıya katılan Hopalılar tarafından dile getirilen talepler:

  • Bir an önce haksız yere tutuklanan arkadaşlarımız serbest bırakılmalıdır,
  • Aranıyor şeklinde ismi geçenlerin tutuklanmayacağına dair güvence verilmelidir,
  • Sayısı binleri geçen çevik kuvvet mensupları bir an evvel geri çekilmelidir,
  • Metin Lokumcu şahsında dava açılması ve tüm Hopa halkı tarafından bu davanın takipçisi olunmalıdır,
  • AKP’nin doğayı katletmesine ve geleceklerini ellerinden almasına tüm Türkiye karşı çıkmalıdır.

TİHV ve TTB Hekimleri tarafından muayene edilen toplam 13 başvurunun muayene bulguları:

Yaşları 20 ile 45 arasında değişen toplamda 10 erkek, 3 kadın başvurunun olay üzerinden 5 gün geçmesine rağmen yapılan muayenelerinde; kaba dayağa bağlı yumuşak doku lezyonları tespit edildi. Gazın kimyasal etkisine dair bulgular ve yakınmalar azalmış ya da geçmişti. Psikiyatrik değerlendirmede; 13 kişinin 6’sı herhangi bir yakınma belirtmemekle birlikte 6 kişinin yeni gelişen psikiyatrik semptomları mevcuttu. 1 kişinin olay öncesi var olan yakınmalarında artış olmuştu. 3 kişiye bu yakınmalar nedeniyle ilaç tedavisi başlanmış olup, 3 kişiye uzun süreli psikiyatrik destek alması önerildi.

Gözlenen psikiyatrik semptom profiline bakıldığında başvuranların kaygı içerikli belirtilerinin ve uyku sorunlarının ön planda olduğu söylenebilir. Bu profil 31 Mayıs tarihinden itibaren Hopa’da sürmekte olan korku ve güvensizlik ortamı ile yakından ilişkilidir. 

Bu açıklama 2 günlük inceleme ve gözlemlerimizi içeren, basın ve kamuoyu ile bir an önce paylaşmayı düşündüğümüz bir ön rapor olarak değerlendirilmelidir. Ayrıntılı raporumuz hazırlandığında sizlerle tekrar paylaşılacaktır.

DEMOKRAT HABER