Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, her hafta Diyarbakır’dan Edirne’ye 3 bin 200 kilometre yol kat ederek cezaevine gidiyor.

Mezopotamya Ajansı’ndan Arjin Dilek Öncel’e konuşan Başak Demirtaş, mücadelenin tanımını “insanların eşit ve adil bir dünyada, demokratik bir ülkede yaşayabilmelerini sağlamak” olarak yaparken, her hafta eşini ziyaret etmek için yaptığı yolculuğu ise “mücadelenin bir parçası” olarak nitelendirdi.

Başak Demirtaş, “Evet ben her hafta Selahattin’i ziyarete gidiyorum. Onu görünce moral alıyorum, güç alıyorum. Bu yolculuğu bir taraftan da mücadelenin bir yönü olarak düşünüyorum. Çünkü Selahattin bizlerden kilometrelerce uzakta bir yere özellikle konuldu. Her hafta giderek aynı zamanda bunu boşa çıkarttığımı da düşünüyorum” diye konuştu.

‘ÖTEKİLEŞTİRİLMENİN OLMADIĞI BİR DÜNYADA YAŞAMAK’

“Benim için mücadele demek insanların dinlerinden, dillerinden ve cinsiyetlerinden dolayı ötekileştirilmediği bir dünyada yaşamak” diyen Demirtaş, “Haksız ve hukuksuz yere aşından, işinden, ekmeğinden olmadığı, emeğinin karşılığını aldığı, eşit ve adil bir dünyada yaşayabilmeleri, demokratik bir ülkede yaşayabilmelerini sağlamak, barışın hakim olduğu bir ülkede ve bir dünyada yaşamak benim için asıl mücadeledir” ifadesinde bulundu.

‘TÜRKİYE’DE YARGI DÜZENİ ADİL DEĞİL’

Eşi Selahattin Demirtaş hakkında önce çıkan tahliye ve ardından tekrar tutuklama kararına ilişkin konuşan Başak Demirtaş, “Yargılaması devam eden bir davayla ilgili bu çok olağan bir durum değildi. Benzeri iş insanı Osman Kavala için de yaşandı. O da beraat ettiği gün tekrar tutuklandı. Dolayısıyla Türkiye’deki yargı düzeni adil işliyormuş gibi düşünmemek gerekiyor. Türkiye’de yargı düzeni adil değil ve bu nedenle adil bir karar da beklemek doğru değil” dedi.

‘ADİL YARGILAMA DÜZENİ MÜCADELE İLE GELİR’

Adil bir yargılama düzenin ancak mücadelenin büyütülmesiyle gerçekleşebileceğini dile getiren Demirtaş, “Sürekli böyle devam edecek diye bir şey yok. O nedenle mücadelemizi eğer daha fazla büyütürsek, bir gün gerçekten yargı düzeni ve insanların adil yargılanacağı bir düzeninin olacağını düşünüyorum. O gün gelince Osman Kavala, Selahattin gibi haksız ve hukuksuz yere cezaevinde olan, yargılanan birçok insanın da tek celsede beraat edeceklerini düşünüyorum. Şunu gördük, bir insanı cezaevinde bir hücreye koyabilirsiniz. Hapsettiğinizi düşünebilirsiniz. Ancak o kişinin düşünceleri halkıyla sevdikleriyle buluşmaya devam ediyor. Selahattin’i oraya hapsedemediklerini çok net bir şekilde insanların ona olan sevgisinde ve ilgisinden anlayabiliyoruz” şeklinde konuştu.

CİNSİYET EŞİTLİĞİ İÇİN MÜCADELEYİ BÜYÜTMEK LAZIM’

8 Mart’a doğru giderken kadınların cinsiyet eşitliğini sağlamaları için mücadeleyi büyütmesi gerektiğini ifade eden Demirtaş, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Maalesef ki kadınların hem Türkiye’de hem de bütün dünyada yaşamı eşit koşullarda değil. Hala her gün kadın cinayetleri yaşanıyor. Evinde şiddet gören birçok kadın var. Çocuk yaşta evlilikler yaşanıyor. O nedenle cinsiyet eşitliğini sağlamak için mücadelemizi büyütmemiz gerekiyor.”