Ankara Barosu 65’inci Olağan Genel Kurulu’nu Nazım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezi’nde yapıldı. Bugün de sürecek olan Genel Kurul’da başkanlık seçimi yapılacak. Başkanlık için, Milliyetçi Avukatlar Grubu'ndan Gencer Özdemir, Demokratik Sol Grubu'ndan Erinç Sağkan, Özgürlükçü ve Çağdaş Avukatlar Grubu'ndan Murat Kemal Gündüz yarışacak.

Genel Kurul'un ilk günü sonrası Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar grubuna milliyetçi grup tarafından saldırı gerçekleştirildi. Gün içinde de kurul devam devam ederken, özgürlükçü ve sol grup avukatları hal ihlallerine değinirken milliyetçi avukatlar "Ne mutlu Türküm diyene" sloganını atmıştı.

Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar grubu dün akşamki saldıyla ilgili Twitter’dan açıklama yaptı. Açıklamada, “Ankara Barosu 65. Olağan Genel Kurulunun gerçekleştiği 20 Ekim 2018 günü genel kurul boyunca saldırgan davranışlar ve provakatif tavırlar içinde olan Baroda Birlik ve Milliyetçi Avukatlar Grubu genel kurul çıkışında grubumuza saldırmıştır” denildi.

Özgürlükçü Hukukçular Platformu Ankara Temsilciliği'nin Twitter hesabından da saldırı anlarının görüntüleri "Baroda Birlik Ve Milliyetçi Avukatlar grubunun faşist saldırısı. Sizlerin inadına BİZ VARIZ!" sözleriyle paylaşıldı.

Bugün de sürecek olan Genel Kurulu’da söz alan avukatlar mesleklerine ve Türkiye’deki siyasi gelişmelere dair sözlerini söyledi.
 
Seda Türkmen, işçi avukatlar kurulu adına konuştuğunu söyleyerek, “İşçi avukatlar vardır demeye geldik” diye konuştu. Baroların bugün patron avukatlarının çıkarlarını koruyan ve onlara hizmet eden bir alan olduğunu dile getiren Türkmen, “Bizim mücadelemiz işçilerle birleşirse gelişir. Bizler 3’üncü Havalimanı işçileri, performans ile mücadele eden doktorlarla aynı yerdeyiz. Hak verilmez, alınır” dedi. 
 

‘BOYUN EĞMEDİK, BİZ KAZANACAĞIZ’

Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar grubundan yer alan avukat Duygu Demirel ise, tutuklu avukatların selamlarını ileterek, konuşmasına başladı. Demirel, tutuklu avukat Engin Gökoğlu’nun mektubunu okudu. Gökoğlu, mektubunda genel kurulu selamlayarak, şunları söyle: “12 saatlik bir özgürlük ile tutuklu kaldığım 12 ay süresince her bir aya bir saat verildi. Hakimler görevlerinden alınmakta hukuksuzluğa uğramaktan kurtulamadı. İktidarı rahatsız etmeye devam ediyoruz. Sırf savunmada ısrarımız bile gözaltına alınmamıza neden oluyor. Ben de mesleki faaliyetlerimden dolayı tutukluyum. Cüppe ilikleyerek, yargıçların itibar kazandığı günlerdeyiz. Baroların baskı zulme karşı farklı bir tutum alması gereken bir dönemdeyiz. Yalanları, ödenen bedelleri, haksızlıkları, hukuksuzlukları unutmayanlar biziz. Avukat yargı sürünmesin, işkence, görmesin, mesleği elinden alınmasın diye avukatın itirazı da istikbali de olsun diye mücadele ediyoruz. Emekten, haktan, özgürlükten, ezilenden yana olacağız. Pes etmeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz ve biz kazanacağız.”
 
ÖÇAV üyesi avukat Murat Yılmaz, AKP’nin Türkiye’yi bitirdiği gibi Demokrat Sol Avukatlar grubunun da baroyu bitireceğini dile getirerek, “Bu avukatları ne emniyette, ne karakollarda bulabilirsiniz. Aktif pratikte avukatlık yapmamaktadırlar. Baroyu bir yerlere getirmek isteyenler olsaydılar birbirlerini ezerek, makam ve mevkiye gelmezlerdi. İlkelerin arkasında durmalıyız. Demokratik sol avukatlardan baroya, halka, mesleğe fayda gelmez. Bunların diktasına son vermeliyiz” diye belirtti.
 
‘FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA’
 
Yılmaz, Deniz Gezmiş ,Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’a "terörist" denmesini protesto ederek, “Onlar emperyalizme karşı 6’ınc filoyu denize dökenlerdir“ diye tepki gösterdi. Milliyetçi Avukatlar grubu üyesi avukatlar, “Ne mutlu Türküm diyene” sloganları ve bozkurt işaretiyle Yılmaz'ı engellenmeye çalıştı. Bunun üzerine ÖÇAV ve Demokrat Sol Avukatlar (DSA) tarafından, “ Faşizme karşı omuz omuza” sloganları ile karşılık verildi.
 
Yaşanan gerginlik divan üyeleri tarafından engellendi.
 
ÖÇAV grubu üyesi avukat Alişan Şahin, sözlerine tutuklu avukatların isimlerini anarak, başladı. Şahin, “Ülkenin yönetim sisteminde bir konsensüs sağlanmadan topluma tepeden dayatılan tek taraflı keyfi tercihler kriz durumunu yaşatmaktadır. Hukuken parlamenter demokrasiden ve fiilden erkler ayrılığından uzaklaşılması en büyük onursuzlukları maalesef hak ve hukuk alanında getiriyor. Hakimlik ve savcılık makamları her ne kadar devlet adına görev icra ediyorsa da avukatlık kurumu da toplumun sesi ve vicdanı olarak var olmaya devam edecektir. Bu husus salt ceza mahkemelerinde değil, karakollarda, icra mahkemelerinde, mahkeme kalemlerinde böyle olmak durumdadır” dedi.“Hakim tarafından duruşmada susturulan, savcılar tarafından odasına kabul edilmeyen, kolluk tarafından tehdit edilen, darp edilen mesleğimiz kendi öz saygısını yitirme ile karşı karşıyayız” diyen Şahin, şöyle devam etti: “Dayatılmak istenen egemen görüşe karşı, hak ve hürriyetleri aramak zorundayız. Kime karşı gelişirse gelişsin haksızlığa karşı yek vücut durmakla mümkündür” dedi.
 
Kürt kimliğine karşı yıllarca Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamasının dayatıldığını söyleyen Şahin, “16 Temmuz 2016 tarihinde  Türkiye genelinde bu OHAL sürdürülmüştür. 2018 yılında sözde kaldırılan bu rejim aslında kalıcı hale getirilmiştir. Toplumun bir diğer yarısını ötekileştirmek için yapılmaktadır. İmralı Cezaevi’nde yaklaşık 8 yıldır idari ve politik tercihlerle avukat müvekkil görüşmesi engellenmektedir. Meslek kurumu olarak sessiz kaldığımız bu durum tam da bundan güç alarak, 16 Temmuz 2016 tarihinden sonra tüm ülke cezaevlerine yansımıştır. Birçok savcı ve hakim tutuklanmıştır” ifadelerinde bulundu.
 
‘KADIN SORUNLARI POLİTİKTİR’
 
Kadın avukatlar adına konuşan ÖÇAV grubu üyesi Senem Doğanoğlu, kadın avukatların yaşadığı sorunları anlattı.

İşçi kadın avukatların bürolarda çay getiren avukatlar olduğunu söyleyen Doğanoğlu şöyle devam etti: “Yeteri kadar erkeksi ve sert iseler karşı çıkabilirler ve yerleri vardır. En çok aile hukukuna yakışırlar. Sözü kesilen, hızlı konuşması istenilen bir dünya içindeyiz. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği konusunda bir duyarlılık, beklemiyorum. Varlık sebebidir. Erkek egemen dünyada erkek egemen kulvarda adaletin peşinde koşarken, toplumsal cinsiyet eşitsizliği  noktasında baroda bir çalışma olmalıdır. Kadın avukatların sorunları politiktir. Nevin Yıldırım’dan aldığımız söz ile yola devam ediyoruz. Yıkamak ile çıkmıyor Nevin Yıldırım size bakıyor. Biz Kadınlar size bakacağız.”

Kaynak: Mezopotamya Ajansı