CHP'nin İstanbul Maltepe ilçe teşkilatı yöneticisi Umut Karagöz'ün cinsel taciz suçundan tutuklanmasının ardından, olayı duyuran eski milletvekili Barış Yarkadaş ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu arasında çıkan tartışma büyüdü.

Yarkadaş kendisini 'şov' yapmakla eleştiren Kaftancıoğlu'na yanıt verirken başka taciz vakalarına da değindi.

Yarkadaş, Twitter hesabından Canan Kaftancıoğlu'na yanıt verdi.

Yarkadaş, "Sürekli kadın kimliğini öne çıkararak siyaset yapan CK'nın "cinsel saldırı ile ŞOV"u kavramlarını aynı cümlede kullanması, bu ülkenin kadınları açısından büyük bir talihsizliktir. CK'nın sözlerini okurken onun adına utandım. Yazıklar olsun!" dedi.

Yarkadaş şunları kaydetti:

"Canan Kaftancıoğlu, bugün bir gazeteye verdiği demeçte, CHP Maltepe İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Umut Karagöz'ün karıştığı cinsel saldırı suçuna yönelik gösterdiğim tepkiyi hiç utanmadan ve sıkılmadan "ŞOV" olarak nitelemiş! Güya ben işin şovundaymışım... Ben hayatımda bu denli apolitik bir dile şahit olmadım. Sürekli kadın kimliğini öne çıkararak siyaset yapan CK'nın "cinsel saldırı ile ŞOV"u kavramlarını aynı cümlede kullanması, bu ülkenin kadınları açısından büyük bir talihsizliktir. CK'nın sözlerini okurken onun adına utandım. Yazıklar olsun! CK, Maltepe'de yaşanan ve hepimizi utandıran bu olayı ne zaman öğrenmiş ve neden kamuoyuna açıklama yapmamıştır?

"ÖRT BAS EDİLMEYE ÇALIŞILDI"

Maltepe Kadın Kolları ve Gençlik Kolları, olayın üstünden 3 gün geçmesine rağmen, CHP İstanbul İl Başkanlığı'nın tepkisiz kalması üzerine PAZAR günü ilçe binasına gelerek Maltepe Meydanı'nda bir açıklama yapmak istediklerini belirtmiş, bu utanca ortak olmayacaklarını söylemiştir. Maltepe İlçe Başkanı ise "Canan Hanımdan haber bekliyoruz. Açıklama yapılmasını istemiyor" diyerek basına duyuruyu engellemiştir.

Bu yüzden binada tartışma çıkmıştır. Benim tüm bunlardan PAZAR günü akşam saatlerinde haberim oldu. Kadın Kolları Üyesi bir partilimiz aradı ve yaşananları anlattı. Bunun üzerine, "Buna sessiz kalmamalıyız" dedim.

Ardından da "Peki benim konunun üstüne gidebilmem için bir belge var mı? Mağdurun beyanı tutanak vs gerek... Bu olmadan ne söylesek sıkıntı olur" dedim. Kadın Kolları Üyesi arkadaşımız "Biraz sonra tüm gazetecilere yollayacağız" cevabını verdi. Yaklaşık 3 dakika sonra da mağdurun ifadesinin yazılı olduğu tutanağı gönderdi.

Tutanağı okuduğumda mideme bir yumruğun oturduğunu hissettim. Ne diyeceğimi bilemedim. Bu ahlaksızlık karşısında elimden gelebilecek tek şeyin tweet atarak konunun üstüne gitmek olduğunu düşündüm. Ve tek bir tweet atarak konuyu duyurdum. En azından sesleri bastırılan Kadın ve Gençlik Kollarımız ile mağdurun sesi olurum diye düşündüm. Ve öyle de oldu sanırım.

Ört bas edilmeye çalışılan rezaletin ardından Maltepe İlçe Başkanlığı'ndan bir kadın yöneticimiz arayarak "Barış Bey, biz suça ilişkin dosyayı Cuma akşamı hazırladık ve failin partiden atılması için İl Başkanlığı'na gönderdik artık dosya onlarda" dedi. Dikkat edin, bu konuşma olaydan 3 gün sonra gerçekleşiyor. İlçe yöneticimize sordum: "Peki, partiden atıldı mı?" diye sordum. "Onu bilmiyorum" yanıtını verdi. Çünkü atılmış olsaydı, üyelikten düşümü için kâğıt gelmesi gerekirdi.

Bu konuşmanın üzerinden yaklaşık 15 dakika geçti. CHP İstanbul İl Sekreterliği'nden aradığını söyleyen bir arkadaşımız, "Vekilim, failin dosyası bizde. İl Disiplin Kurulumuz dosyada gereğini yapacak" dedi. Demek ki; pazar gecesine kadar hala bir işlem yapılmamıştı. Ne zaman ki twit atıp konuyu duyurduysam "atılma" işlemi o zaman aklına geldi CK'nın... Çünkü bu konuşmadan 10 dakika sonra CHP İstanbul Kadın Kolları Başkanı Yeşim Ağırman aradı ve "Vekilim şahıs partiden atıldı" dedi. Madem atıldı; bunun belgesi nerede? İl Disiplin Kurulu ne zaman toplandı?

"BAŞKA BİR YÖNTEM İŞLENMİŞ VE CK, KONUNUN DUYULMAMASI İÇİN GAYRET SARF ETMİŞ"

Hatta kurula da gerek yok! İl Disiplin Kurulu tek başına da bu kararı verecek yetkiye sahiptir! En azından İl Disiplin Kurulu Başkanı bu işlemi yapar ve kamuoyuna duyururdu. Ancak belli ki başka bir yöntem işlenmiş ve CK, konunun duyulmaması için gayret sarf etmiş. Çok yazık! CK, bir cinsel saldırıya gösterdiğim insani tepkiyi "şov" olarak görüyorsa, cinsel saldırılara karşı düzenlenen toplantı ve basın açıklamalarına neden katılıyor? CK'nın mantığından gidersek, "Mahkeme faili tutukladıysa gereği yapılmış" demektir. O halde tepkiye ne gerek var? O halde CK bu toplantılara neden katılıyor? Ve o alçaklığa ses çıkaranları da ŞOVMEN olarak mı görüyor? Belli ki CK, kadın mücadelesini de mücadelenin kavramlarını da içselleştiremememiş... Söylemleri de basit bir ezberin ötesine geçememiş. Bunun takdiri kadınlarındır!

"SORULARIMA CEVAP İSTİYORUM"

CK madem tecavüze karşı çıkanları "şov"la suçluyor o halde kendisine buradan çağrı yapıyor ve sorularıma cevap istiyorum: Pazar gecesi üzülerek öğrendiğim ve CHP 26. Dönem Vekilleri Grubu'nda paylaştığım o konuyu soruyorum: Ümraniye'de tacize uğradığını söyleyen D. adlı genç kızımızın durumunu, İlçe Başkanı Zeynel Karakaya size aktardı mı? Siz genç kızımızı il başkanlığına çağırdınız mı? Orada genç kızımıza ne dediniz? Ve o genç kızımız sizinle yaptığı konuşmanın ardından NEDEN 7 arkadaşıyla birlikte partiden istifa etti? Evet; neden neden!

Sultangazi'de CHP'li bir yönetici tarafından tacize uğradığını söyleyen bir kadının durumunu size aktarmaya çalışan eski ilçe sekreterinin mesajlarını neden cevapsız bırakıyorsunuz? Neden dönmüyor ve disiplin işlemi başlatmıyorsunuz? Üstelik Whatsapp'ınıza tüm ayrıntılar gönderilmiş. Dün gece eski ilçe sekreterimiz beni aradı ve "Vekilim bu konuya el atın, CK bize dönmüyor, cevap vermiyor. Bir kadın çok mağdur" dedi. Kendisine Genel Başkanımız Sn. Kılıçdaroğlu'nun MAKAM telefonunu verdim. "Siz sayın genel başkanımıza aktarın, ben de haberini yapacağım. Partide hiçbir görevim yok. Sadece haberini yapabilirim" dedim. Evet CK, sanırım bu konuyu çözmeye çalışan eski ilçe sekreterimizi de ŞOV yapmakla suçlayacaktır! Çünkü ona göre, mağdur kadının sesi olmak ŞOV'dur!

Son bir örnek daha: Pazar gecesi patlayan Maltepe rezaleti sonrası, tweetimin altına yazılan ve dün gazetelerde haber olunca gördüğüm bir rezalet var. Özlem Hanelçi adlı bir partilimiz, CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı iki kişinin ismini veriyor ve taciz suçlamasında bulunuyor. Hanelçi, ben bu twitleri yazarken, yaşadıklarını ve çığlığın duyurmaya çalıştığı mesajlaşmalarını bana da yolladı. Az önce onları okudum. Toplam 25 mesaj. Özlem Hanım, durumu önce İl Başkan Yardımcısı Saniye Yurdakul'a aktarıyor. Yurdakul, konuyla ilgileneceğini ancak CK'ya da bilgi vermesi gerektiğini söylüyor. Mağdur Özlem Hanım, "Mail adresine yazdım" diyor. CK'dan ses soluk çıkmayınca, Özlem Hanım konuyu kamuoyuna duyurmaya karar veriyor ve benim twitimin altına yaşadıklarını yazıyor. Böylece konu da alenileşiyor. Hepsi birbirinden üzücü olaylardan bahsetmek çok acı. Belli ki; CK bu konularda hayli duyarsız. Somut olay ve iddiaların üstünü örtmek, ihmal etmek, geçiştirmek bir görev suçudur. CHP Yüksek Disiplin Kurulu, İstanbul'daki tüm iddialarla ilgili re'sen soruşturma başlatmalıdır. Bu yapılmadığı takdirde, ben her platformda bunu gündeme getireceğim. Bunun bedeli partiden atılmak olsa bile... Son söz de Cumhuriyet Gazetesi'ne: Gazetenizde CK'nın hakkımda dile getirdiği "ŞOV YAPIYOR" hakaretine yer vermişsiniz. Bunlar da benim o hakarete cevabımdır. Söz hakkımı kullandırmanızı talep ediyorum."