Tünel'de toplanan grup üyeleri, açılan pankartın arkasında, “Silahlar sussun, barış konuşulsun” sloganları eşliğinde yürüyüşe geçti. Yürüyüş sırasında farklı sloganlar atan bazı göstericiler megafonla uyarıldı.

 

Taksim Meydanı'nda grup adına açıklama yapan Mazlumder Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ali Demircioğlu, çatışmaların yeniden başlamasıyla barış umutlarının bir kez daha kırıldığını söyledi.

 

Barışın sesinin kısıldığını söyleyen Demircioğlu “Umutlarımız bir kez daha kırıldı. Savaş yeniden başladı. Hava puslandı. Barışın sesi kısıldı. Savaş çığırtkanları medyada, mecliste, sokakta sahnelerini aldı. Atılan savaş naraları kulaklarımızı tırmalıyor. Saçılan nefret tohumları beyinlerimizi, kalplerimizi, vicdanlarımızı hızla kirletmeye çalışıyor" dedi.

 

Savaşın her kesimden bir şeyleri alıp götürdüğüne dikkat çekilen açıklama, şöyle devam etti: "Savaşa, savaş tacirlerine, savaş kışkırtıcılarına karşı barışın sesini yükseltmeye, barış iklimini daim kılmaya çalışıyoruz. Bombardıman gürültülerini bastırmak, çatışmaları sona erdirmek, çocukların ölmesini, daha fazla kan akmasını engellemek için feryat ediyoruz."

 

Kardeşlik, adalet ve barış istediklerinin belirtildiği açıklamada, Kürt sorununda çözümün diyalogda ve müzakerede olduğuna işaret edildi.

 

"KCK" adı altında tutuklanan siyasetçilerin bir an önce serbest bırakılmasının istendiği açıklamada, TMY'nin ve özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin yürürlükten kaldırılması talep edildi.

 

Yeni anayasa gerçek bir barış anayasası olması için bunların yerine getirilmesinin gerekliliğinin belirtildiği açıklamada Van depremi sonrasında yaşanan acılara da değinilerek, eklendi: "Van Depremi, yıllardır süren savaşın toplumsal, ekonomik, psikolojik etkilerinin yoğun bir biçimde hissedildiği bir bölgede meydana geldi. Savaşın enkazına, depreminki eklendi. Van halkının acılarını paylaşmak ve dayanışmak, insan olmanın gereğini yerine getirmek olduğu kadar, barış için atılan bir adım olma anlamını da taşıyor. Her adım barıştan yana olanlara, barışın sesine güç katıyor. Bu yüzden 'daha fazla gecikmeyelim' diyoruz. 'Şimdi tam zamanı' diyoruz. 'Kardeşlik, Adalet, Barış!' diye haykırmak istiyoruz. Gelin adaletin hükmünü, kardeşliğin kokusunu, barışın sesini dağlarımıza, şehirlerimize yayalım; demokratik anayasa talebimizi cümle aleme duyuralım."

 

Ufuk Uras ve BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in de katıldığı yürüyüşte Önder “Barışın, ancak bu tür kararlı seslerin daha yüksek ve daha yaygın çıkmasıyla gerçekleşeceğini, barışın savaştan çok daha fazla emek gerektirdiğini söyledi. Gruptakiler, açıklamaların ardından dağıldı.