Türk Tabipleri Birliği'nin eski başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy'a 'Barış için Akademisyenler İnisiyatifi'nin hazırladığı bildirideki imzası nedeniyle 2 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Kararı değerlendiren Gürsoy, "Ne usul ne esas bakımından hukukun geçerli olmadığı bir dönem yaşanıyor" dedi.

Sokağa çıkma yasakları döneminde yasakların son bulması için hazırlanan 'Barış bildirisi'ne imza atan akademisyenlerin davasından ceza çıktı. Eski TTB Başkanı Prof. Gençay Gürsoy'a ertelemesiz 2 yıl 3 ay hapis cezası verildi.

Bu kapsamda 1100'den fazla akademisyenin imzasıyla yayımlanan barış bildirisiyle ilgili 'silahlı terör örgütü propagandası yapmak' suçlamasıyla açılan davalarda İstanbul'da ilk kez bir hapis cezası kararı çıktı.

Kararı Artı Gerçek'ten Meryem Yıldırım'a değerlendiren 79 yaşındaki Gürsoy, bel fıtığı rahatsızlığı nedeniyle mahkemeye gönderdiği raporun kabul edilmeyerek davada hakkında 'gıyabında' karar verildiğini söyledi:

"TTB Başkanlığı yapmam, ağırlaştırılmış neden sayıldı. Röportaj, yazılar, tweetler deniyor ama bunların hiçbiri dosyada görünmüyor. Avukatların haberi yok. Dosyada son dakikada yerleştirilmiş 'deliller' olarak konuyor ve bütün bunlar ağırlaştırılmış neden sayılıyor."

'NOKTASI VİRGÜLÜ AYNI DOSYADAN FARKLI CEZA ÇIKTI'

Bugüne kadar barış bildirisine ilişkin davalarda 1 sene 3 ay ceza çıktığını, kendisine ise 2 yıl 3 ay hapis cezası verildiğini ve ertelenmediğine dikkat çeken Gürsoy, nedenini ise şöyle açıkladı:

"TTB Başkanlığı suçu ağırlaştıran neden olarak sayıldı. ‘Propaganda' yaptığımız iddia ediliyor. Sadece barış isteyen, 2 binin üzerinde akademisyen bir bildiriye imza atıyor ve bunlar suç sayılıyor. Usul açısından da bir garabet yaşanıyor. Noktası, virgülü aynı iddianame onlarca ağır ceza mahkemesinde yargılanıyor, her biri için başka türlü cezalar veriliyor. Bazıları dosyayı kapatmış durumdalar. Başka bir ceza hukuku maddesine gönderme yaparak erteleniyor. Böyle bir durum. Ne usul ne esas bakımından hukukun geçerli olmadığı bir dönem yaşanıyor."