"Bakur" belgeselinin yönetmenleri Mavioğlu ve Demirel hakkında belgesel nedeniyle “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla verilen 4’er yıl 6’şar ay cezaya tepki gösterilerek "Sinema Yargılanamaz" denildi.

Bakur Belgeseliyle Dayanışma Platformu’nun, Beyoğlu Sineması’nda yapacağı açıklama "zorunlu değişiklik" nedeniyle Taksim Hill Otel’e alındı.

Burada platform adına konuşan Sanatçı Nur Sürer, 2013 yılında, barış ve çözüm süreci devam ederken çekilen Bakur belgeselinin uluslararası belgesel festivallerinde gösterildiğine dikkat çekti.

‘SİNEMA TARİHİNE KARA BİR LEKE’

2017’de belgeselin yönetmenleri olan Demirel ve Mavioğlu’na "terör propagandası yapmak" suçlamasıyla Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldığını ve mahkeme heyetinin yönetmenleri, gıyaplarında yargılayıp üstelik son savunmalarını dahi almadan 4'er yıl 6 ay hapis cezası verdiğini anlatan Sürer, “Bu hapis cezaları ilk değil. Bakur belgeseli davasında ise hapis cezaları daha da arttırılmıştır. Bu Türkiye sinema tarihine kara bir leke olarak geçmiştir” dedi.

‘BELGESEL BİR SANAT ESERİ’

Bakur belgeselinin şiddeti teşvik etmeyen, terör eylemlerini haklı göstermeyen ve nefret yerine barış duygusunun oluşmasını sağlamayı amaçlayan bir sanat eseri olduğunu vurgulayan Sürer, “Sinemacılar olarak özgürce üretme hakkımızın ve izleyiciler olarak sinema eserlerine özgürce erişim hakkımızın elimizden alınmasına karşı mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz” diye konuştu.

‘İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE SAHİP ÇIKMAK İNSAN OLMA MÜCADELESİDİR’

Belgeselin yönetmenlerinden Ertuğrul Mavioğlu, Türkiye’de küçük küçük olumlu kararlar çıktığında, kamuoyunda bir rahatlama bir mutluluk hali yaşandığını ama her seferinde Türkiye'de yaşadığımızın hatırlatıldığını belirterek “İfade özgürlüğü denilen şey insanı insan yapan gerçekliktir. İfade özgürlüğüne sahip çıkmak insan olma mücadelesidir. Bu ülkede pek çok insan haksız yere yargılanıyor. Biz de bu gerçekliğin parçası olduğumuz için yargılandık” dedi.

“Yargısal şiddet diyebileceğimiz ağır cezalar ile karşı karşıyayız” diye sözlerine başlayan Çayan Demirel’in avukatı Meral Hanbayat Yeşil, yaşananların Türkiye'de bir filmin ve iki yönetmenin başına neler gelebileceğinin hikayesi olduğunu söyledi.

KARAR AVUKATLARA GÖNDERİLMEDİ

Ertuğrul Mavioğlu'nun avukatı Rozerin Seda Kip de üç adet bilirkişi raporu sunduklarını ama bunların incelenmediğini belirterek ifade özgürlüğünün ne demek olduğunu ve kapsamını içeren uzman görüşlerini “Kararı bile Batman basınından öğrendik. Karar henüz bizim karşımıza çıkmadı. Bunun da ben kasıtlı olduğunu düşünüyorum” dedi.

‘YARGI ORTADAN KALKMIŞTIR’

HDP Grup Başkan Vekili Saruhan Oluç da sinema yargılanamaz dediklerini belirterek “Ama sinemayı da, insanları da, fikirleri de yargılıyorlar” diye konuştu.

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise Türkiye'de yargı ve adalet kavramlarının kalmadığını belirtti. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ise, "Yargı ortadan kalkmıştır, demek ki biz hukukun üstünlüğü mücadelesine devam edeceğiz. Haklarımızı almak için sonuna kadar birlikte duracağız" diye konuştu.

Kaynak: Evrensel