Azadiya Welat çalışanı Kadri Bağdu ile Yusuf Güldiren cinayetlerinin faili olduğu yönünde güçlü deliller ve ifadeler bulunan Ercan Güler'in de aralarında bulunduğu 11 kişi hakkında "IŞİD üyesi oldukları ve IŞİD'e eleman kazandırdıkları" gerekçesiyle hazırlanan iddianamede her iki cinayete de değinilmedi.

İddianamede sanıkların işlenen cinayetlerden kısa bir süre önce teknik ve fiziki takibe alındıkları bilgisinin yer alması, "Cinayetler, Emniyet'in gözetiminde mi işlendi?" sorusunu beraberinde getirdi.

Adana'da, 10 Ekim 2014 tarihinde öldürülen Yusuf Güldiren ile bu cinayetten 4 gün sonra katledilen Azadiya Welat çalışanı Kadri Bağdu'nun faili olduğu yönünde güçlü bulgular bulunan Ercan Güler'in de aralarında bulunduğu 10 kişi hakkında "IŞİD üyesi oldukları ve IŞİD'e eleman kazandırdıkları" gerekçesiyle yürütülen soruşturma sonucunda iddianame hazırlandı. Hazırlanan iddianame, sunulduğu Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

Bağdu ve Güldiren cinayetleriyle ilgili halen devam eden soruşturma sürecinde, tutuklanması yönünde yapılan başvurulara rağmen Emniyet tarafından 'Suriye'ye kaçtı. IŞİD'e katıldı' denilen Ercan Güler, geçtiğimiz 30 Temmuz günü birçok kentte yapılan IŞİD operasyonlarında Antep'te yakalandı.

Güler'in de aralarında bulunduğu 11 kişi hakkında daha önce başlatılan soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, Bağdu ve Güldiren cinayetlerine ilişkin tek satır bile yer verilmedi.

CİNAYETLER İŞLENDİĞİNDE TEKNİK VE FİZİKİ TAKİP ALTINDAYDILAR

Her iki cinayete değinilmeyen iddianamede, dikkat çeken bilgi ise Adana Emniyeti'nin 30 Eylül 2014 tarihinden bu yana, yani Bağdu ve Güldiren infazlarından çok kısa bir süre önce Güler'i ve birlikte hareket ettikleri kişileri fiziki ve teknik takibe aldığı yönündeki bilgi oldu.

Yapılan teknik ve fiziki takip sonucunda, Güler'in IŞİD'e eleman kazandırdığı ve sık sık örgütsel faaliyetlerde bulunduğu, 6-8 Ekim Kobani'ye destek eylemlerine katılan kişilere dönük saldırılarda bulundukları yönündeki bilgilere yer verilmesine rağmen, her iki cinayete dair bir bilgi verilmedi. Bu durum, "Cinayetler, Emniyet'in gözetimi altında mı işledi?" sorusunu doğurdu.

EMNİYET VE SAVCILIK CİNAYET İTİRAFLARINI DA GÖRMEZDEN GELMİŞTİ

Antep'te yakalanarak tutuklandıktan kısa süre serbest bırakılan küçük kardeşi Taner Güler, savcılığa verdiği ifadesinde Yusuf Güldiren cinayetine ilişkin "Aracı ben kullanıyordum. Otogar arkasına geldiğimizde Ercan telefonla gelmemize gerek kalmadığını söyleyerek kızıyordu. O sırada aracın yanından geçen Güldiren isimli şahıs arkasındakilere bağırarak yürüyün diyor, Allah'a küfrediyordu. Eniştem Servet Koç ve Coşkun Yalçın araçtan inerek, adamla tartışmaya başladılar. Ben ve diğerleri de araçtan inmişti. Eniştem Servet Koç elindeki tüfekle adamın yüzüne vurunca adam düştü ve eniştem yakın mesafeden ateş etti" demişti.

Yine Güldiren cinayeti dosyasında ifadesine başvurulan 4 kişi de Ercan Güler'in, "Benim bir an önce Suriye'ye geçmem gerekiyor, Şakirpaşa'da öldürülen gazeteciyi de benden bilecekler" dediğini ifade etmişti.

Ancak bu bilgi ve belgelere rağmen, iddianamede ne Bağdu ne de Güldiren cinayetine yer verilmedi.

'SALDIRILAR EMNİYET TUTANAKLARINDA'

Bağdu ailesinin Avukatı Tugay Bek, işlenen cinayete dair soruşturma dosyası üzerinde "gizlilik" kararı olması nedeniyle dosyaya ulaşamadıklarını, ancak Ercan Güler ve diğer kişiler hakkında hazırlanan iddianamede, söz konusu kişilerin 6-8 Ekim Kobani eylemleri sırasında devletin denetiminde, gözetiminde ve kontrolünde halka karşı silah kullandıkları, adam öldürdükleri, örgüte eleman temin ettikleri ve Suriye'ye gidip IŞİD saflarında savaştıklarının yer bulmasının vahim bir durumu ortaya koyduğunu söyledi.

DOSYA ÜZERİNDEKİ GİZLİLİK KARARI KALDIRILSIN

Avukat Bek, Güler'i ve çevresini adım adım takip eden emniyetin, yaptıkları saldırılara göz yumduğunu belirterek, savcılığın Güler hakkında geniş bir soruşturma başlatarak, başka hangi suçlara karıştığını belirlemesi gerektiğini söyledi.

Kobani eylemleri sırasında işlenen cinayetlerle, IŞİD eylemlerinin bağının ortaya konulmadığını kaydeden Bek, soruşturmanın bu yönüyle derinleştirilmesi ve konulan gizlilik kararlarının kaldırılmasını umduklarını ifade etti. (Kaynak: bestanuce1.com)