Adana’da, Özgür Gündem gazetesi dağıtımcıKadri Bağdu’nun Kobani protestolarından sonra vurularak öldürülmesine ilişkin soruşturmada, tanıklar tarafından eşkali verilen, “kırmızı motosiklet kullanan kırmızı kasklı” kişi, cinayetin üzerinden üç aya yakın bir süre geçtiği halde tespit edilemedi. Emniyet, savcılığa gönderdiği fezlekede, çevreden toplanan 52 güvenlik kamerası kaydın incelendiğini ve molosikletli saldırganın bu kayıtlardan hiç birine takılmadığını bildirdi. Ayrıca MOBESE’lerin de eylemlerde tahrip edildiği için görüntü kaydetmediği öne sürüldü. Bağdu Ailesi’nin avukatı Tugay Bek, cinayetin IŞİD veya benzeri bir örgüt tarafından işlenmiş olabileceğini, devletin de saldırıyı aydınlatma yönünde adım atmadığını savunuyor.

İsmail Saymaz’ın radikal.com.tr’de yer alan haberine göre, Adana’da Özgür Gündem ve Azadiye Welat gazetelerinin dağıtımcılığını yapan 46 yaşındaki Kadri Bağdu, Kobani protestolarından sonra, 14 Ekim 2013 sabahı Ova Mahallesi’nde bisikletiyle gazete dağıtımına çıktığı sırada, kimliği belirsiz kişi ya kişiler tarafından ensesinden tek kurşunla vurularak öldürülmüştü. Geçen üç aya rağmen failler yakalanamazken, cinayeti soruşturan Adana Asayiş Şube Müdür Yardımcısı Osman Karip, geçen hafta savcılığa bir fezleke sundu.

KIRMIZI KASKLI SALDIRGAN

Fezlekeye göre Bağdu’nun ölümünden sonra ifadesi alınan eşi Şemsiye Bağdu, 13 Ekim 2014’te akşam üzeri renkli bir motosikletle gelen “kıvırcık siyah saçlı, yuvarlak kafalı, esmer tenli bir şahsın” evlerinin numarasını bakıp gittiğini söyledi. Tanık olarak ifadesi alınan Can Tubay da 14 Ekim’de çatısındaki güvercinlere yem vermek için evinden çıkınca sokak başında “kırmızı kasklı bir şahsın kırmızı bir motosikletle” beklediğini anlattı. Kuş hırsızı olduğundan şüphelenerek bu kişiye dikkatlice baktığını anlatan Tubay, “Kırmızı motosiklet üzerinde bulunan şahsın 1.70 boylarında, balık etli olduğu, başındaki kaskın kırmızı renkli ve siyah alev desenli olduğunu, üzerinde siyah keten pantolon ve yakalı siyah hırka bulunduğunu, motosikletin ön çamurluğunun ve aynasının bulunmadığını, şahsın etrafa baktığını” söyledi. Kuşlarıyla ilgilendikten sonra ekmek almak için çıktığı sırada 44198 numaralı sokakta motosikletle karşılaştığını anlatan Tubay, “Aracın depo kısmında gri metalik renk ile ‘Yamaha’ yazdığını gördüğünü, Yamaha 125 YBR marka olduğunu” belirtti. Motosikletin cinayetin işlendiği sokağa girdiğini vurgulayan Tubay, kısa bir süre sonra dört-beş el silah sesi duyduğunu kaydetti. Tubay, olay yerine vardığında yanına gelen tanımadığı bir kadının “Gazeteci Kadri’yi kırmızı kasklı ve kırmızı renkli bir motosikletli şahsın vurdu” dediğini ifade etti. Tanık Mahmut Oğuz da silah sesleri üzerine kapıya çıktığını ve iş yerinin önünden “Yamaha marka motosiklete benzeyen kırmızı renkli bir motosikletin hızla geçtiğini, sağa dönüp Salı Pazarı istikametine gittiğini, başında kırmızı renkli kaskın ve siyah montun bulunduğunu” söyledi.

HİÇBİR KAMERAYA TAKILMAMIŞ!

Bu tanıklıklar üzerine polis, Adana’daki Yamaha 125 YBR marka 291 motosikletten 176’sını kontrol etti. Ne var ki bu araçların eşkale uymadığı saptandı. Bu arada polise, Bağdu’nun ölümünden bir iki gün sonra motosikletli bir şahsın sulama kanalına gazete kağıdı içinde bir cisim attığı ihbarı ulaştı. Yapılan incelemede kanaldan, çalınmış iki ayrı motosiklete ait iki plaka çıktı. Plakalardan birinin Silifke’den, diğerinin de Erdemli’den çalınan araçlara ait olduğu belirlendi. Fakat plakaların “Bağdu’nun öldürülmesi ile bir ilgisinin olmadığı” ifade edildi.

Ayrıca polis, Bağdu’nun vurulduğu 44292 numaralı sokakta güvenlik kamerası olmadığını tespit etti. Ardından 47 ayrı işyerine ait güvenlik kameraları toplandı. İkisinde, Bağdu’nun görüntülerine rastlanıldığı fakat motosikletli bir kişinin belirmediği tespit edildi. Bunlardan Sait Kafe’ya ait kayıt, format atıldığı için Adana Siber Suçlarla Mücadele Şubesi’ne, Baran Pen’e ait kayıt da Ankara Kriminal Polis Labaratuarı’na gönderildi. Fakat dün itibariyle dosyaya bir rapor ulaşmadı. Öte yandan, D-400 Karayolu Turan Cemal Beriker Bulvarı ile Küçük Dikili Kavşağı ve şehir merkezi istikametinde bulunan beş petrol istasyonuna ait kayıtlardan da bir bulguya ulaşılamadı. Ayrıca eylemler sırasında MOBESE’ler tahrip edildiği için görüntü elde edilemediği savunuldu.

Avukat Tugay Bek, Kobani gösterileri sırasında devlet güçlerine ya da Hüda-Par üyelerine yönelik saldırılara karışan faillerin kısa sürede yakalandığına dikkat çekerek, “Demek ki istendiği takdirde failler bulunabiliyor. Biz benzeri olaylardan biliyoruz ki, ilk günlerde netice alınamazsa sonraki günlerde umut azalıyor. Bu saatten sonra savcılığın meseleyi çözebileceğini sanmıyorum. Dosya kapanacak. Özellikle Kobani eylemleri sırasında IŞİD ve benzeri yapıların polis tarafından korunup kollandığını düşünüyoruz. Bu cinayetin de ayrı gruplar tarafından işlendiği kanaatindeyiz. Aksi takdirde faillerin bulunması gerekirdi” dedi.