15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal döneminde yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile çok sayıda haber ajansı, televizyon kanalı, radyo, gazete, dergi ve yayınevi kapatılarak mallarına el konuldu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), yayın organlarına yaptırımın önünü açan KHK’nin ilgili maddesinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu.

Gazete Duvar'ın haberine göre CHP’nin başvurusunu karara bağlayan AYM, 6755 sayılı KHK ile yürürlüğe giren, ‘Millî güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen oluşumlarla ilişkili medya kuruluşlarının ilgili bakanın onayıyla kapatılması ve mallarına el konulması’nı öngören kanun maddesini iptal etti.

CHP'nin başvurusu: Anayasaya aykırı

CHP tarafından Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuruda KHK’yle yürürlüğe giren 6755 sayılı kanunun 2. maddesinin dördüncü fıkrasının iptal edilmesi talep edildi. Başvuruda, kapatılması öngörülen özel radyo ve televizyon kuruluşlarının, gazetelerin, dergilerin, yayınevi ve dağıtım kanallarının taşınır ve taşınmazlarına el konulmasının genel müsadere cezası anlamına geldiği, kuralın mülkiyet hakkına aykırı bir düzenleme olduğu belirtildi.

Öte yandan söz konusu kuralın ifade, basın ve haber alma ile süreli ve süresiz yayın hakkının demokratik bir toplumda zorunlu olmayan ölçüde sınırlandığı ve bu durumun hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı belirtilerek anayasaya aykırı olduğu da ileri sürüldü.

CHP’nin AYM’ye taşıdığı söz konusu fıkrada, "Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine aidiyeti veya iltisakı ya da bunlarla irtibatı olan ve ekli (2) ve (3) sayılı listelerde yer almayan özel radyo ve televizyon kuruluşları ile gazete ve dergiler, yayınevi ve dağıtım kanalları, ilgili bakan tarafından oluşturulacak komisyonun teklifi üzerine ilgili bakan onayı ile kapatılır. Bu fıkra kapsamında kapatılan kurum ve kuruluşlar hakkında da üçüncü fıkra hükümleri uygulanır" ifadeleri yer alıyordu.

'Doğrudan kapatma, temel hak ve özgürlüklere en ağır müdahale'

Anayasa’nın süreli yayınların ancak mahkeme kararıyla kapatılmasını öngören 28. maddesinin kapatmayı ağır bir yaptırım olarak gördüğünü ve geçici kapatma için dahi mahkeme kararının gerekliliğini ifade ettiğini hatırlatan Anayasa Mahkemesi kararında, doğrudan kapatmanın temel hak ve özgürlüklere en ağır müdahaleyi oluşturduğunun tartışmasız olduğunu vurguladı.

Öte yandan AYM söz konusu maddeyi iptal eden kararında, "Dava konusu kuralın kapsadığı kurum ve kuruluşların kapatılması hâlinde kapatma işleminin yargısal denetimi için ayrı ve kısa bir prosedürün öngörülmesi ifade ve basın özgürlükleri yönünden bulunması gereken önemli bir güvencedir. Bu güvence söz konusu kurum ve kuruluşların ifade ve basın özgürlükleri kapsamında yerine getirdikleri rolün öneminden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla kural ölçülülük ilkesinin alt ilkeleri olan gereklilik ve orantılılık ilkeleriyle bağdaşmamaktadır" ifadelerine de yer verdi.