Anayasa Mahkemesi (AYM), kendisine tokat atan polis memuru hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen öğretmenin yaptığı başvuruda, Anayasal güvence altındaki 'kötü muamele yasağının' ihlal edildiğine karar verdi.

İstanbul'da 2016 yılında kimlik kontrolü sırasında polislerle bir öğretmen arasında tartışma çıktı. Polisler tarafından hastaneye götürülen öğretmene 'darp ve cebir izine rastlanmadığı' yönünde geçici rapor verildi.

Taraflar birbirlerinden şikayetçi olurken, öğretmen polis merkezindeki ifadesinde kimlik kontrolü sırasında polisin kendisine nereli olduğunu sorduğunu anlatarak, "Kimlikte yazılı olduğunu ve kimliğin elinde bulunduğunu söyledim. Bunun üzerine bana, 'Sen misin polise karşı böyle cevap veren' deyip, tokat attı. Yüzümün sağ tarafına gelen tokat darbesinden sonra bir daha elini bana doğru kaldırınca, ben de elini tutup polis memurunu kendimden uzaklaştırmak için ittirdim" dedi.

SAVCILIK KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA KARAR VERDİ

Muayene edilmeden hakkında rapor düzenlendiğini söyleyen öğretmen hastaneye sevk edildi. Yapılan muayenenin ardından verilen raporda, öğretmenin vücudunun çeşitli yerlerinde sıyrıklar tespit edildiği belirtildi.

Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda ise öğretmenin yumuşak doku lezyonlarına neden olan yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokmadığı, basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek nitelikte olduğu bildirildi.

Soruşturma kapsamında incelenen mobese kameralarında, kamera açısı nedeniyle görüntü tespit edilemedi.

Polis fezleke düzenleyerek dosyayı, savcılığa gönderdi. Savcılık, fezlekede müşteki olarak belirtilen polis memurunu, 'kasten yaralama' suçundan şüpheli olarak soruşturmaya dahil etti. Taraflardan ifadeleri savcılık tarafından alınmazken, öğretmen hakkında 'hakaret' ve 'görevi yaptırmamak için direnme' suçlarından kamu davası açıldı.

Öğretmen yargılamada beraat ederken, savcılık polis memuru hakkında 'zor kullanma yetkisinde sınırı aşarak sahip bulunduğu nüfusu kötüye kullanmak suretiyle kasten yaralama' suçundan kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Karara yaptığı itiraz, Sulh Ceza Hakimliği'nce reddedilen öğretmen 26 Eylül 2016 tarihinde AYM'ye bireysel başvuruda bulundu.

AYM'DEN İHLAL KARARI

Bireysel başvuruyu, 9 Temmuz'da görüşen AYM, Anayasa'nın 17'nci maddesinde güvence altına alınan 'insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının' ihlal edildiğine karar verdi. Kararın bir örneği, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. AYM'nin gerekçeli kararı Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.

AYM kararında, öğretmenin olaya tanıklık ettiğini düşündüğü 3 kişinin ismini vermesine rağmen savcılığın tanıkların ifadesine başvurmadığına dikkat çekilerek, "Söz konusu tanıkların ifadelerine neden başvurulmadığı konusunu açıklığa kavuşturabilecek bir gerekçeye rastlanmamıştır. Kaldı ki başvurucunun sanık olarak yargılandığı davada adı geçen tanıkların beyanlarının mahkeme tarafından alındığı ve başvurucunun ifadesini teyit ettikleri görülmektedir. Başka bir ifadeyle, 'Olaylar ve Olgular' kısmında zikredilen adli muayene raporlarındaki yaralanma bulguları ve özellikle mahkeme huzurunda ifade veren tanık beyanları, kimlik kontrolü sırasında polislerin fiziki saldırısına maruz kaldığını belirten başvurucunun darp iddialarını destekler mahiyettedir" denildi.

'ANAYASADAKİ ASGARİ AĞIRLIK EŞİĞİ AŞILDI'

Polis tarafından gerçekleştirilen muamelenin belli bir ağırlık derecesinde olduğu ve Anayasa'nın 17'nci maddesinin gerektirdiği 'asgari ağırlık eşiğinin' aşıldığı kanaatine varılan kararda, şu tespitler yer aldı:

"Olayın başvurucunun şikayetine konu edilen gerçekleşme koşullarının ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için savcılıkça tanık ifadelerine başvurulmaması, polis tutanağında yer alan çelişkilerin giderilmemiş olması ve şikayet edilen doktor hakkında -makul bir şüphenin varlığına rağmen- soruşturma yürütüldüğüne dair bir bilginin bulunmadığı hususları bir bütün olarak gözetildiğinde soruşturmanın tam ve etkin şekilde yürütülmediği sonucuna varılmıştır. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun kolluk tarafından yakalanması sırasında yaralanması nedeniyle Anayasa'nın 17'nci maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının maddi -negatif yükümlülük- boyutunun ve usul boyutunun ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir."