AYM’nin Hüseyin Caruş adlı vatandaşın açtığı davaya ilişkin Resmi Gazete’de yayımlanan kararında, kolluk kuvvetlerinin Anayasa’nın 17. maddesi kapsamındaki etkili soruşturma yükümlülüğünü ihlal ettiği ifade edildi.

Hüseyin Çaruş, 25 Haziran 2011’de Diyarbakır merkezde akrabasının evine giderken gösteri yapan bir grup ile karşılaştı.

Gruptan korkan Çaruş başka bir sokağa geçmek istediği sırada bir patlama meydana geldi ve Çaruş patlamanın etkisi ile bayıldı. Çaruş, sivil bir araçla hastaneye sevk edildi.

Polis, yapılan ihbar sonrası Çaruş’un bulunduğu hastaneye gitti. 26 Haziran’da kendine gelen Çaruş’un ifadesi alındı ve patlama nedeni ile sol gözünün görmediğini, sebep olan kişilerden şikayetçi olduğunu belirtti.

Yine aynı gün üniversite hastanesinde yapılan konsültasyon sonunda Çaruş’un plastik merminin isabet etmesi sonucu sol gözünün travma geçirdiği bildirildi.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, olay hakkında başlatılan soruşturmada, olayın fail veya faillerinin bulunamadığı gerekçesi ile 23 Ekim 2012’de 'Daimi Arama' kararı verildi.

Kolluk tarafından belirli zaman aralıklarıyla faillerin aranmasına devam edildiğinin Cumhuriyet Başsavcılığına yazı ile bildirilmesi dışında başkaca bir işlem yapılmadı.

İşkence ve kötü muamele yasağı ile etkili soruşturma hakkının ihlal edildiğini ileri süren Çaruş, AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.

AYM, gerekçeli kararında başvurucuların soruşturmanın yürütüleceği konusunda en ufak gerçekçi bir şans olmadığının farkına vardıklarında AYM'ye yaptıkları bireysel başvuruların kabul edilmesinin gerektiğine vurgu yaptı.

Devletin her türlü fiziksel ve ruhsal saldırı olayının sorumlularının belirlenmesi ve gerekiyorsa cezalandırılmasını sağlayabilecek etkili soruşturma yapmakla yükümlü olduğunu belirten AYM, kötü muamele iddialarına ilişkin soruşturmaların bağımsız ve hızlı bir şekilde yürütülmesi gerektiğini kaydetti.

Devletin pozitif yükümlülüğü kapsamında bazen tek başına soruşturma yapılmamış olması yahut yeterli soruşturma yapılmamış olmasının da kötü muamele teşkil edeceğini kaydeden AYM, kötü muamele niteliğindeki bir olayın zamanaşımına uğramaması için tüm gayretlerin sarf edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Başvuru konusu olayda muhtemel olan maddi delillerin bulunması ve kaybolmaması yönünde hiçbir tedbir alınmadığını ifade den AYM, söz konusu delillerin kaybolduğu yönünde kuvvetli şüphenin bulunduğunu kaydetti.

Anayasanın 17. maddesinde güvence altına alınan usul yükümlülüğü kapsamındaki etkili soruşturma yürütme yükümlülüğünün ihlal edildiğine karar veren AYM, başvurucuya 15 bin TL manevi tazminat ödenmesine ve kararın bir örneğinin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine hükmetti.