Mesut Hasan Benli / Radikal

Eski özel harekatçı polis Ayhan Çarkın, Abdülmacit Baskın'ın öldürülmesiyle ilgili davada verdiği ifadede çarpıcı açıklamalarda bulundu. 90'lı yıllardaki cinayetlerin MGK kararıyla işlendiğini iddia eden Çarkın "tertemiz ve namuslu olan Kürt toplumu karşımıza bölücü olarak getirildi ve zulüm gördü" dedi.

Altındağ Nüfus Müdürü Abdülmacit Baskın’ın ölümüyle ilgili davanın ilk duruşması Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlandı. Davanın bir numaralı sanığı Mehmet Ağar sağlık gerekçesiyle duruşmaya katılmazken diğer sanıklar Korkut Eken, Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ercan Ersoy, Seyfettin Lap, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Uğur Şahin ve Ziya Bandırmalıoğlu hazır bulundu. Tutuksuz sanık Çarkın yaptığı savunmasında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

AĞAR’A TUĞLA YANITI

Susurluk davası kapsamında haksız yere ceza aldığını ileri süren Çarkın, Mehmet Ağar'ı hedef alarak “Biz yargılanırken Ağar da dışarda siyasi entrikalar içinde kahramanlık taslıyordu. Vatan, millet Sakarya diyerek kahramanlık taslıyordu. Madem o kadar kahramandı niye bir kere mahkemeye gelmedi. ‘Tuğla çekersem duvar yıkılır’ diyor. Ben duvarı oynattım. Bir de utanmadan bana küfür ediyor. Cesareti varsa şimdi çıksın. Hangi namussuz duvarın altında kalacaksa kalsın” dedi.

EKEN’E KAYIP SİLAH SORUSU

Çarkın, vatan millet adına cinayetler işlendiğini savunarak, “Bankalar soyuldu devlet sırrı denildi. Vatan millet adına cinayetler işlendi, devlet sırrı denildi. Ben şimdi soruyorum Sayın Korkut Eken, ‘kayıp silahlar nerede’” dedi. Çarkın’ın bu sorusuna oturduğu yerden Eken “Seni alakadar eden bir durum yok” yanıtını verdi.

KÜRTLERE ZULÜM UYGULANDI

Güneydoğuda görev yaptığı dönemde tertemiz bir halk gördüğünü ifade eden Çarkın “Namuslu olan Kürt toplumu baskı ve zulüm gördü. Karşımıza bölücü ve yıkıcı olarak getirildi. Halkına dışkı yediren zulüm eden zihniyetin cumhuriyetle alakası yoktur. Bu zihniyetin hesap sorulması gerekiyor” diye konuştu.

PİSLİĞE BATMIŞIM

Çarkın ifadesinde devlet kimliği alan kişilerin suç işlediğini de iddia ederek, ”Ayhan Çarkın bir karınca bile incitmedi. Devlet kimliğine sahip oldum. Devletten yıldız topluyorum sandım. Meğer boğazıma kadar pisliğe batmışım haberim yok” dedi.

CİNAYETLER MGK KARARIYLA İŞLENDİ

İfadesinde Abdülmacit Baskın’ın gözaltına alındıktan sonra diğer özel harekatçı polislere teslim ettiğini anlatan Çarkın, şunları belirtti: “İbrahim Şahin bize Abdülmacit Baskını gözaltına almamız talimatını verdi. Ben ve Oğuz Yorulmaz gidip hukuk müdürlüğünde Baskın’ı teslim aldık. Sonra orada bekleyen diğer özel harekatçı arkadaşlara teslim ettik. Daha sonra biz daireye döndük. Geldiğimizde İbrahim Şahin ‘siz niye onlarla gitmediniz’ diye sordu. Bunun üzerine biz de diğer o polislerle buluştuk. Gittiğimizde Baskın’ın öldürüldüğünü gördük. Bu cinayete tepki gösterdim. Bunun üzerine İbrahim Şahin ‘MGK kararları var onlar doğrultusunda yapılıyor bu işler, beğenmeyen gitsin’ dedi.”

DEMİREL VE ÇİLLER DE BURADA OLMALI

Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in “Devlet rutinin dışına çıktı” şeklinde açıklamalar yaptığını hatırlatan Çarkın, “93-95-96 yıllarında görev yapan bütün özel harekatçıların tamamının burada şüpheli olması lazım. ‘Devlet rutini dışına çıktı’ diyen Demirel ve Kürt işadamları listesiyle ilgili olarak da Çiller’in burada yargılanması gerekir. İnşallah bir gün burada sanık olarak yargılanırlar” dedi.

O MEZARIN ÜZERİNDE ZIPLARKEN BEN DE FATİHA OKUDUM

Çarkın ifadesinde, İstanbul ’da işkence sırasında hayatını kaybeden Ayhan Efeoğlu’nun ölümünü hatırlatarak, “Ben Ayhan Efeoğlu olayından sonra tiksindim. Ayhan Efeoğlu’nun cesedini Ayhan Özkan ile birlikte kendi ellerimizle gömdük. Ayhan Özkan mezarın üzerinde zıplarken ben de başında Fatiha okuyordum” diye konuştu.