Brüksel’de gerçekleşen Barış ve Demokrasi Konferansı’nda örgütlenme modelleri üzerine tartışmalar yürütüldü, Avrupa Barış ve Demokrasi Meclisi önerisi yapıldı. Bu öneri oylama sonucu kabul edildi.

Brüksel’de yüzlerce delege ve katılımcının yer aldığı Barış ve Demokrasi Konferansı’nın öğleden sonraki bölümünde Avrupa’da yaşayan Türkiye ve Kürdistanlı halkların sürece katılım mekanizmaları tartışıldı. 

Örgütlenme modelleri üzerine Alman Demokratik Güç Birliği adına bir sunum yapan Ali Mitil, “Halklar arası gerçek bir barışın sağlanması, bugünden başlayarak geçmişe kadar uzanan tüm katliamlarla, faili meçhullerle, kayıplarla, soykırımlarla yüzleşmek ve günümüzden geriye doğru, insanlığa karşı işlenmiş bütün suçları zaman aşımı olmaksızın ortaya çıkarmak ve adaletin tesis edilmesiyle mümkün olacaktır” dedi.

Mitil, “Demokratik hak ve özgürlüklerin sağlanması, Kürt halkının kendi kaderini de belirleme hakkı dahil, anadilde eğitim, kimlik ve kültürel haklarının tanınması, yaşanmış olan ve hala yaşanmakta olan mağduriyetlerin ortadan kaldırılmasıyla, koruculuk sistemi, karakol yapımı, polis teşkilatının güçlendirilmesi gibi güvenlikçi politikaların terkedilmesiyle demokratikleşmenin yolu açılabilecek ve barış ortamına doğru yürünecektir” diye ekledi.

Demokratikleşme sürecinin her alanda kitle hareketinin geliştirilmesiyle ilerleyeceğinin altını çizen Mitil, “AKP iktidarı kitle hareketinin basıncı sonucu geri adımlar atacaktır” vurgusunu yaptı.

Avrupa’da yaşayan Türkiye ve Kürdistanlıların örgütlenme sorunları üzerinde de duran Mitil, şunları ifade etti: “Avrupa’da yaşayan Türkiye’den ve Kürdistan’dan göçmen işçi ve emekçilerin kendi kimlik, inanç veya dünya görüşü temelinde örgütlendikleri de bir gerçektir. Bir bakıma doğal olan ve her birinin kendi öncelikleri temelinde mücadele yürüten bu örgütlenmelerin gerek Türkiye ve Kürdistan’daki demokrasi mücadelesine sundukları katkı da ve gerekse de yaşadıkları Avrupa ülkelerinde hak alma mücadelesine katılımlarında ortaklaştıkları ve ortaklaşabilecekleri önemli bir zemin vardır. Avrupa demokrasi ve barış konferansı, çok farklı kesimleri bir araya getirmesiyle bu zemini güçlendirmektedir.”

“Türkiye’de demokratikleşme sürecine sunacağınız katkı, Avrupa ülkelerinin de baskılarıyla, yasalarıyla yüzleşmesini sağlayacaktır” diyen Mitil, şöyle devam etti:

“Avrupa’da yaşayan Kürdistan ve Türkiye kökenli insanların Türkiye’deki demokratikleşme ve barış sürecine aktif katılımını sağlamak aynı zamanda Avrupa ülkelerindeki demokratik hak ve özgürlükler mücadelesine katılımını sağlayacaktır.”

Avrupa’da yaşayan Türkiye ve Kürdistanlı halkların sürece katılımını sağlamanın yolunun örgütlülükten geçtiğini vurgulayan Mitil, şu örgütlenme modellerini önerdi:

-Türkiye’deki demokratikleşme ve barış sürecine Avrupa’da yaşayan Kürdistan ve Türkiye kökenli farklı siyasi görüş ve inanç kurumlarının ve bireylerini katılımını sağlamak için, konferansa katılım sağlayan tüm demokratik kurumların, siyasi örgütlerin, inanç kurumlarının ve bireylerin içinde yer aldığı bir örgütlenme olarak Avrupa Barış ve Demokrasi Meclisi oluşturmalıyız. Bu meclise katılmak isteyen tüm kurumlar ve 20 şahsiyet yer alabilir. Bu Meclis yeni katılımlara açık olmalıdır.

-Aşağıdan yukarıya örgütlenmeyi geliştirmek, Konferanslar arasında eşgüdümlü çalışmayı, Avrupa’da yaşayan Kürdistan ve Türkiye kökenlilerin sürece aktif katılımını sağlamayı, Avrupa’daki kamuoyu ile siyasetin Türkiye’deki demokrasi ve barış sürecine duyarlı kılınmasını sağlamak için aşağıdaki komisyonların kurulmasını öneriyoruz:

a-Hakikat, Yüzleşme ve Adalet Komisyonu

b-Avrupa Kamuoyuna yönelik çalışma komisyonu

c-Halkla ilişkiler komisyonu

d-Hukuk, yol temizliği ve yeni Anayasa komisyonu

KADIN KOMİSYONU

Bu önerilere ilişkin yürütülen tartışmalarda, özellikle kadının bu komisyonlardaki yeri ve izleme komisyonlarında yer almaları üzerinde görüşler belirtildi. Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Eşbaşkanı Nülifer Koç, bir alt komisyon olarak değil de temel bir komisyon olarak “Kadın özgürlük Komisyonu”nu önerdi.

Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB) Başkanı Esra Güben, “Kadın inisiyatifi geliştirilmeli” diyerek, tüm müdahale süreçlerinde kadının yer almasını istedi. Güben, “Meclis ve yürütme içerisinde bir kadın kotası oluşturulmalı” derken, yüzde 40’lık bir kadın kotası önerdi.

Demokratik Halk Meclisi’nden Arzu Peşmen, özellikle tarih birimi kurulmasını önerirken, gerçek tarihin arşivleneceği bir hedefin belirlenmesini istedi.

MECLİS KURULACAK

Barış ve demokrasi Meclisi kurulması divan tarafından onaya sunuldu ve kabul edildi. Konferans, meclisin kurulması yönünde böylece karar almış oldu.

(ANF)