İngiliz Kraliyet Flarmoni Orkestrası'nın Şefi Vartan Melkonian, Muşlu bir Ermeni. 1915 soykırımında ailesi yaşamını yitirdi. Beyrut'ta yetimhanede büyüdü. Soykırım'dan 100 yıl sonra, kızıyla birlikte atalarının anısına Van'dan Beyrut'a kadar 1000 kilometrelik bir yürüyüş yapacak. Melkonian'ın bir mesajı var: "Ruhumuza acı çektirecek şey tarihimizin gerçeklerinin inkarıdır."

Melkonian, Şubat ayında kızı Veronica ile birlikte Türkiye ’ye gelecek. Amaçlarıysa atalarının izini takip ederek “Walking for Armenia” yani “Ermenistan için Yürüyüş” projeleri kapsamında Van’dan başlayıp Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta Birds’ Nest Yetimhanesi’nde sonlanacak 1000 kilometrelik hattı yürümek. Melkonian’lar için bugün en büyük tehlikeyse Suriye hattı. Fakat aile iç savaş ve IŞİD tehdidine rağmen bu yolu kat etmeye kararlı.

Vartan Melkonian, Radikal'den Serdar Korucu'ya planladıkları yürüyüşü anlattı:

“Walking for Armenia” yani “Ermenistan için Yürüyüş” projesine nasıl karar verdiniz? Sizin mi kızınızın mı fikriydi?

Fikir kızıma ait. Ermeni Soykırımı’nın 100. yılını anmak için atalarımızın izinden aynı mesafeyi yürümemizi önerdi. Tıpkı atalarımız gibi.


Vartan Melkonian, Beyrut’ta Birds’ Nest Yetimhanesi’ndeyken. Soldan ikinci sıradaki Melkonian.

Güvenlik kaygınız yok mu? 2007’de İstanbul’daki Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink suikasti ya da 2008 yılında “Barış Gelini” projesiyle Türkiye’ye gelen Pippa Bacca’nın öldürülmesi sizi tedirgin etmedi mi?

Hem Hrant Dink’in hem de Pippa Bacca’nın öldürüldüklerini biliyorum. Çok üüzücü olaylar. Ama kızım bana bu fikri bir yıl önce ilk sunduğunda hiçbir güvenlik endişesi yoktu. Özellikle bir üniversite öğrencisi olarak, İngiltere’de güvenli bir hayatı bu proje için arkasında bıraktığının bilincinde.

Fakat bugün tehlike sadece Türkiye ile de sınırlı değil. Suriye’de hala süren bir savaş ve IŞİD tehdidi var.

Proje onun ilk aklına geldiğinde durum farklıydı. Doğal olarak kaçırılanlar, kafaları kesilenler ve tecavüz edilenlerle ilgili haberler onun günlük hayatına ait değil. Bugünse bölge kutuplaşmış durumda.

Peki siz Şubat ayında bu rotayı takip edecek misiniz?

Planımız bu.

“PLANI YAPARKEN IŞİD YOKTU AMA ROTAMIZI DEĞİŞTİRMEYECEĞİZ”

Haritanıza göre Suriye’ye Kobani üzerinden geçeceksiniz. Son duruma göre planda değişiklik yapacak mısınız?

Biz projemize başlarken IŞİD yoktu. Bu aşamada rotamızı değiştirmek gibi bir planımız da yok.

Sizce 100. yıldönümünde soykırımı hatırlatan bu proje Türkiye’de nasıl karşılık bulacak?

Ben bütün halkların, herkesin böyle projelere hazır olması gerektiğini düşünüyorum. Bu projeyle bizler sevdiklerimizi tevazu ve incelikle anacağız. Ben ve kızım sadece atalarımızı hatırlayacağız.

Gelen ilk tepkiler nasıl? Web siteniz üzerinden sizinle iletişime geçenler var mı?

Sonuçta bu kişisel bir çaba. Tek yapmak istediğimiz de 100 yıl önce herhangi bir iz bile bırakmadan ölen aile bireylerimizi anmak. Bunun için dünyanın dört bir yanından destek mesajları yağdı. Ve biz hepsine müteşekkiriz.

Projenize Kilikya Katolikosu I. Aram da destek verdi.

Evet, kendileri de destek verdi ancak bizim yürüyüşümüzün güvenlik şartlarından endişe ediyor. Yine de yazdığı bir mektupla dünyaya mesajını iletti. Bu mektubu biz “www.walkingforarmenia.com” sitesinde yayınlıyoruz. Kendisi mesajında projemizin önemli bir inisiyatif olduğunu belirtiyor, dünyaya Osmanlı-Türk yönetimi tarafından Ermenilere karşı işlenen ve bir daha asla tekrarlanmamasını istediğimiz soykırımı yeniden hatırlatacağını ifade ediyor.


Vartan Melkonian, Prens William'a ödül verirken.

 “ANNEM VE BABAM NEDEN BEYRUT’TAYDI?”

Yürüyüşünüz sırasında hiç açıklamanız olacak mı? Bir mesaj verecek misiniz?

Benim politik, dini ya da felsefi bir mesajım olmayacak. Ben sadece yürüyüşümle hala içimde yanan soruları taşıyacağım: 100 yıl önce benim atalarıma ne oldu? Neden benim annem ve babam çok erken yaşlarda akrabalarını kaybedip, anavatanlarından, evlerinden uzakta bir yetimhanede yaşadılar?

Bu rotanın başlangıç noktası için neden Van’ı tercih ettiniz? Neden Erzurum, Harput ya da sınıra daha yakın olan Diyarbakır değil? Atalarınız nereliydi?

Van’ı pratik nedenlerden dolayı seçtik. Benim aile bireylerim Van doğumlu değil. Onlar Ermeniler için önemli tarihi figürlerimizden olan Vartan Mamigonian’ın memleketi Muş’ta doğmuşlardı. Yine de bizim amacımız 100 yıl önceki rotayı takip etmek.

“BABAMIN SON GÖRDÜĞÜ ETRAFLARINI ASKERLERİNİN ÇEVİRMESİYDİ”

1915’ten geriye size nasıl hikayeler kaldı?

Büyükanne ve büyükbabalarımla ilgili hiçbir şey bilmiyorum. İsimlerini, 1915 sırasında kaç yaşında olduklarını. Hiçbir şeyi… Babamdan onun anne ve babasına dair çok az hatıra dinledim. Büyük bahçeler ve evler hatırlıyordu. Her ne kadar ailenin en büyük çocuğu olsa da yaşananlar sırasında 6 yaşındaydı. Anne babasına dair hatırladığı tek şey, son kez etraflarını askerlerin çevirdiğinde görmesi.

Rotanız çocukluğunuzun geçtiği Beyrut’taki Birds’ Nest Yetimhanesi’nde sonlanacak.

Benim anne ve babam Beyrut’ta mülteci kampında evlendiler. Annem ben 4 yaşındayken hayatını kaybetti. Bu nedenle de beni Danimarkalı misyonerlerin Birds’ Nest yetimhanesine gönderdiler. Yetimhanedeki Maria Jacobsen, 1915’teki katliamın ardından yaşananların şahidi olmuştu. Biz de bu nedenle yürüyüşümüzü benim evimde, bildiğim tek ev olan bu yetimhanede tamamlayacağız.

Sizin için bugün Türkiye ve Doğu Anadolu ne ifade ediyor?

Benim için Doğu Anadolu yaslı topraklar. Ne zaman adı geçse duygulanırım. Ne de olsa tarihi Büyük Ermenistan’ın içinde yer alan Muş, benim atalarımın anavatanıydı.

Son olarak Türkiye’ye ve halkına yaşayanlarına mesajınız nedir?

Nasıl ki eğer geçmişte ailenizdekiler iyi şeyler yapmışsa bu sizi iyi bir insan yapmıyorsa, kötü şeyler yapmışlarsa da bu sizi kötü bir insan yapmaz. Ama sizi olumsuz etkileyecek, ruhunuza acı çektirecek olan şey tarihinizin gerçeklerini inkardır…