Ahmet Aslan / Demokrat Haber Erbil

IŞİD’ın Kürdistan’a saldırısıyla ilgili yapılan birçok değerlendirmede ortaya çıkan gerçeklik şu: IŞİD, hiç beklenmeyeni yaparak hiç beklemediği bir durumla karşılaştı.

Bu savaşta “Cuma namazanı Erbil’de kılmak” hayali IŞİD’i motive etmiş olabilir ama istediği şeyin Kürdistan’a saldırmak olması akıllıca değil. Çünkü IŞİD saldırılarına bakıldığında ağırlıklı olarak toplumsal destek bulabileceği noktaları seçtiği görülebilir. Bu destek IŞİD’in bölgeyi kontrol etmesini sağladığı gibi yeni yerlerin ele geçirilmesinde de insan kaynağı oluyor.

ÖN CEPHE 2200 DOLAR

Ekonomik desteğin büyük oranda devlet eliyle ve temel gıdanın karnelerle dağıtıldığı Irak’ın yoksul kesimlerinde IŞİD için şoförlük yapanların 700, orta cephede lojistik ve cephane desteği sağlayanların 1200, ön cephede savaşanların 2200 dolar aldığı bir savaşta üstelik ölünce “şehitlik” rütbesi, sağ kalınca bolca ganimetin alındığı bir çatışma eğitimsiz yoksullar için yeterince motive kaynağıdır.

Şunu söylemek yanlış olmasa gerek: IŞİD’in Irak’a taşınmasıyla birlikte kontrol eski Baasçılara geçti. Tarihsel olarak Arap milliyetçiliğinin merkezi olan Musul’da IŞİD’in örgütsel yapısı ve amaçları Irak özelinde değişim yaşadı. IŞİD, Baasçıların yeniden iktidar tutkusunu, Sünni aşiretlerin güç arayışını ve yoksul kesimlerin para umudunu canlandıran bir harekete dönüştü. Bu kesimler IŞİD’in korku ve dinamik gücünü IŞİD ise bu grupların isteklerini kendi hedeflerine aracı kıldı.

Ağırlıklı olarak Suriye Baas rejimine karşı savaşan ve dinamik kadrosunu eski El Kaideciler ile “küresel cihat” argümanının beslediği insanlardan alan IŞİD, Irak’ta aşiretler ve Baasçıların katılımı ile alan hakimiyetini pekiştirirken yeni katılımlarla örgütün yapısı da değişme uğradı.

“ASIL İHANETİ KOMŞULARIMIZ VE KİRVELERİMİZ YAPTI”

Farklı uluslardan ve ülkelerden birçok savaşçının yanında ağırlığı giderek artan Sünni Araplar örgütte etkin olmaya başladı. Şengal’de Ezidi Kürtlere saldırı sonrası, Ezidi Milletvekili Vilan Daxîl’in “Bize asıl ihaneti komşularımız ve kirvelerimiz yaptı. IŞİD’i onlar getirdi” demesi boşuna değildir.

IŞİD’de etkili olmaya başlayan Baasçılar Bağdat’a yürüyen ve direnişle karşılaşan IŞİD’in Kürdistan’a yönelmesindeki temel etkendir. IŞID’in hunharca kafa kesmesi, acımasızca şiddet uygulaması, gittiği her yerde kendi sistemini kısa sürede dayatması bile stratejik ve hunharca bir aklın ürünü iken toplumsal hiçbir destek bulamayacağı aksine sokak sokak, ev ev direnişle karşılaşacağı Kürdistan’a saldırması başka neyle açıklanabilir?

Farz edelim IŞİD Erbil’i ele geçirdi. IŞİD, Duhok’tan, Zaho’dan, Süleymaniye’den, Erbil’e akın akın destek geleceğini hesaplayamıyor mu ya da Musul’da halkın, çocukların Irak askerini taşladığı gibi Kürtlerin kendi askerini taşlayacağını düşünecek kadar sığ mı hareket ediyor?

Değil tabi ki. IŞİD’in aklı barbarlığı kadar büyük. Ama Baasçıların çok zeki olduğunu söylemek büyük iddia olur. Bu akılsızlık 2003’te ABD’nin müdahalesinde aktif rol oynayan Kürtlerden intikam almayı hedefledi. Bağdat’ta dışlanan Şiiler ve Sünnilerin her daim sığınağı olan Erbil bu sefer dışlanan Sünniler için bir sığınak olmaktan artık çıktı.

Baasçılar, Irak’taki zorba geleneklerini tekrar canlandırma yolunu IŞİD terörüyle denemeye kalktılar ve bunun bir çıkmaz olduğunu yine IŞİD eliyle öğrenecekler.

Evet, IŞİD er geç Kürdistan’a saldıracaktı ama o günün bu tarihlerde olmasını kimse beklemiyordu. Baas etkisi bu saldırıyı hızlandırdı. Amaç, Erbil ve Kerkük’te IŞİD etkisiyle toplanacak yeni güçlerle Bağdat’ın ele geçirilmesini kolaylaştırmaktı. Çünkü Baasçılar Erbil’de denetim kurmanın tüm Irak’ta denetim kurmak olduğunu gayet iyi bilir. Öte yandan bu saldırıyla uluslararsı güçlerin tepkisi de test edilmiş olacaktı.

İLK SALDIRILAR

Bu hedeflerle başlayan IŞİD’in ilk saldırısında panik ve koordine olamamaktan dolayı çekilen peşmergenin durumu IŞİD’i cesaretlendirerek saldırılarını yoğunlaştırmasına yol açtı. Cesaret, fedakarlık ve savaşçı özellikleriyle bilinen peşmergenin çekilmesi IŞİD’in beklemediği bir durumdu ama beklemediği bir başka durum Rojava’nın silahlı gücü YPG’nin hızlı müdahalesi oldu. YPG’nin bu müdahalesi panikle güç kaybeden peşmergenin de toparlanmasına yol açtı.

Şengal’de ilk başlarda ilerleyen IŞİD bu moralle Erbil’e çok yakın olan Mahmur kasabasına ve BM denetimindeki Mahmur Kampına saldırdı. Saldırı olasılığını önceden hesaplayan PKK ve peşmergenin 12 bin kişilik kampı çok hızlı bir şekilde hem de gece karanlığında kamyon ve pikaplarla 2-3 saat gibi kısa bir sürede boşaltması top atışları ile oluşabilecek olası büyük can kaybını önlerken IŞİD’in çok kullandığı panik ve kargaşa ortamının oluşmasını da engelledi.

Kampın boşaltılması üzerine Mahmur’a sırtını veren dağlardaki stratejik noktaları ve boğazı tutan PKK ve kent çevresini saran peşmerge ilçeye ve kampa saldıran IŞİD’lileri çembere alıp ağırlıklı olarak ta PKK gerillalarının sızma hareketiyle IŞİD’i püskürttü.

ABD’nin hava saldırıları genel olarak geri çekilen IŞİD’in daha büyük bir güçle tekrar saldırmasını engellerken Baasçılar ve IŞİD, Kürtlerin 10 yıllık çaba ve gayretle ilmik ilmik oluşturdukları diplomasinin sonuç verdiğini gördüler.

IŞİD’in Suriye’de birçok bölgeyi, Irak’ta Musul, Tikrit, Telafer, Ramadi ve Felluce’yi ele geçirmesi üzerine Bağdat Hükümeti’ne sadece havadan istihbarat, askeri uzman desteği, cephane ve çeşitli yardımlar sunan ABD, Kürdistan Hükümeti’ne sadece cephane ve silah yardımında bulunmadı bizzat IŞİD’e saldırarak yanında olduğunu gösterdi.

ABD’nin yanında Fransa, Almanya, Kanada, İtalya gibi güçlü devletlerin desteğini açıklaması Kürtlere moral kaynağı olurken Kürdistan’ın siyasal ve ekonomik kurumsallaşmasını yıkarak Bağdat’ı ele geçirmeyi hedefleyen eski Baasçıları, Irak’ta gücünü pekiştirmeyi hedefleyen IŞİD’i ve bunun sonuçlarından faydalanmayı uman güçlerin stratejik hesaplarını yıktı.

ABD’nin havadan, peşmergenin karadan, PKK ve YPG’nin çeşitli noktalardan desteği (Şengal, Mahmur, Kerkük ve Celavle) ile gücü kırılan IŞİD’in topyekün yok edilmesi ise, IŞİD’in barbarlığından güç ve alan kazanmaya çalışan Sünni aşiretler ve Baasçılar ile onların Bağdat’ın siyasal ve ekonomik yapısından dışlanmasından kendisine destek kuran IŞİD’in iç çatışmasıyla olacak.

İlgili yazı:

ASLINDA NE OLDU-2: IŞİD, KOMPLOLAR VE YALIN GERÇEKLER