Akil İnsanlar Heyeti, Diyarbakır'da halkla buluşmasının ardından Bingöl'ün Adaklı İlçesi yakınlarında 1995 yılında PKK ile TSK arasında çıkan çatışmalar nedeniyle ölen er Abdülvahap Çokur'un ailesini ziyaret etti.

Huzurevleri Semti'ndeki evde anne Hatun Çokur ve ağabey 'Diyarbakır Şehit Aileleri ve İnsan Hakları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği' Başkanı Ömer Çokur tarafından karşılanan heyet üyelerinden bazıları, anne Hatun Çokur'un elini öptü.

ANNE: AKAN KANI DURDURUN, BARIŞI GETİRİN ARTIK

Türkçe bilmeyen ve Kürtçe konuşan Hatun Çokur, Kezban Hatemi'nin kendisine verdiği mendille gözyaşlarını silerek, kendisine sorulan, "Barış sürecini nasıl değerlendiriyorsun?" sorusuna, "Tabii ki akan kanın durmasını istiyorum. Çocuklarımız birbirini artık öldürmesin. Kürt sorunu olmasaydı bu sorunlar olmazdı. Akan kanı durdurun, barışı getirin artık. Hepimiz Müslümanız, Müslüman Müslümanı öldürür mü?" dedi.

'KÜRT SORUNU OLMASAYDI ÖLÜMLER OLMAZDI'

Dernek Başkanı Ömer Çokur ise 1984 yılından beri ülkede kardeşin kardeşi öldürdüğünü belirterek, süreci desteklediklerini söyledi ve "Bu süreç daha önce başlamış olsaydı, belki de bunlar olmayacaktı" dedi.

"Zararın neresinden dönersek kardır," diye konuşan Çokur, "Geç atıldı ancak sonuçta bu adımın arkasındayız. İnşallah bu süreç yapılırken de bizleri, şehit ailelerimizi suistimal etmemelerini de istiyoruz. Bizi göz ardı etmesinler," diye konuştu.

"Bu süreci sonuna kadar destekliyoruz ancak bu sürecin mağdurları unutulmamalı. Annem Türkçe bilmiyor. Suçu ne? Bu Kürt sorunundan kaynaklandı. Hepimiz bu sıkıntıdan nasibimizi aldık. Kürt meselesi çözülmüş olsaydı niye kardeşimiz şehit edilmiş olurdu?" diyen Çokur, "Bu mesele çözülseydi insanlar ölmezdi. Birileri gariban insanların üzerinden rant elde ediyor, bedelini de biz ödüyoruz. Madem bu Kürt sorunuysa benim kardeşim Kürt, niye öldürdün kardeşim? Birileri bizleri kullanıyor. Bu annenin evladını aldın da ne oldu? Bir adım ileri atabildin mi?" dedi.

"KÜRTÇE ÖLDÜRÜYORUZ, TÜRKÇE KONUŞMAYA ZORLUYORUZ"

Kezban Hatemi ise, "Acınızı anlıyoruz. Buraya geliyorsun, bu ana perişan, bu ana da konuşamıyor, o ana da konuşamıyor. Zorla bu insanları Türkçe konuşturmaya çalıştırıyoruz. Kürtçe öldürüyoruz, Türkçe konuşmaya zorluyoruz" dedi.