Kemal Göktaş / Vatan

Gazetesinin önünde öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in kardeşi Orhan Dink, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Rüstem Eryılmaz’a ve temyiz sürecinin beklenmesi gerektiğini söyleyen hükümet üyelerine tepki gösterdi. VATAN’a konuşan Orhan Dink, isyanını “Bu adalet ne zaman gelecek bize?” sözleriyle dile getirdi.

“Örgütü iyi aradın mı?”

Orhan Dink, mahkeme başkanının ‘Örgüt yok diyemem, delil yok’ sözlerine tepki gösterdi: Peki ama sen iyi aradın mı bu örgütü de bulamadın? Bu kadar delil varken, taleplerimizi kabul ettin mi? Kamu görevlilerinin dosyaları ile bu davanın birleştirilmesi talebimiz başta olmak üzere taleplerimizi dikkate aldın mı?

Deliller saklandı, gizlendi

Bu soruşturmada deliller hep saklandı, imha edildi, gizlendi. Düşünün önemli bir siyasi cinayet işlenmiş. Poliste Yasin Hayal’in, Osman Hayal’in ve Hrant Dink’in telefon numarası var. Polis Yasin ve Osman Hayal’in cinayet günü nerede olduğunu cep telefonlarının kayıtlarına bakarak araştırmaz mı? Bunu bulmak birkaç saniyelik iş. Osman Hayal’in o gün Trabzon’da olduğu yalanı inandırılmak istendi. İfadeleri öyle aldılar. Ama avukatlarımız dosyadaki verilere bakınca gördüler ki, Osman Hayal cinayet günü İstanbul’daymış. Bu soruşturmanın nasıl yürütüldüğünü gösteriyor. Bu soruşturmanın başında Terörle Mücadele Şube Müdürü Selim Kutkan ve özel yetkili savcı Selim Berna Altay vardı. Ergenekon dosyalarında gördüm: Selim Kutkan 2009’da telefonla Ergenekon sanıklarına operasyon bilgisi verirken dinlemeye takılmış. Bu soruşturmayı yürüten adam bu. Sanık olabileceklere soruşturma yaptırdılar.

TİB kayıtları araştırılmadı

En son TİB’den gelen, ailenin çabasıyla bulduğumuz cinayet günü olay yerinde sinyal veren bazı cep telefonlarının sanıklarla görüşme yaptığına ilişkin bilgi var. Bu bile araştırılmadan nasıl örgüt için delil yok denir? Bu cinayetin öncesi de hiç tartışılmıyor. Abimin son iki yazısı delil niteliğindedir. Oraya bakın örgütü görürsünüz. Cinayetten sonra, savcılar bizi adliyeye çağırdı. Bütün aile, ben, Rakel, Arat, Delal, Sera gittik. Hepimiz Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz ve Levent Temiz’i kayda geçirdik. Ama savcılık usulen birinin bile ifadesini almadı.

Mahkeme Başkanı, duruşmalarda bizim taleplerimizi kabul etmiş olsaydı, delillerin peşine düşmüş olsaydı, şimdi vicdanı rahat olurdu. Vicdanım rahat değil diyor, merak ediyorum acaba benim gibi geceleri uykusuz mu kalıyor? O mahkeme ve başkanı bağımsız Türkiye Cumhuriyeti adaletini temsil ediyor. Onlar bu davanın bu hale gelmesinden sorumludur. Cesur olsalardı her şey farklı olabilirdi.

Ermeni diye öldürüldü


Bu cinayet bir nefret suçu. Bugün savcı da mahkeme başkanına karşı konuşmuş. Ben onu da eleştiriyorum. Delil var diyor, örgüt suçundan ceza verilmeli diyor ama duruşmada “Dink Ermeni olduğu için öldürülmedi” dedi. Hrant Dink, Ermeni olduğu için öldürüldü. Bunu bütün Türkiye görmek zorunda. Dink Anadoluluydu, sosyalistti, iyi bir aydındı ama bütün bunların ötesinde, Ermeni diye öldürüldü.