Antep Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 14 Kasım’da başlatılan soruşturma kapsamında aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP)  il örgütü yöneticilerinin de bulunduğu 57 kişi hakkında gözaltı kararı verilmişti. Yapılan ev baskınlarında 54 kişi gözaltına alınmıştı. Adliye çıkarılanlardan HDP İl Eşbaşkanı Müslüm Kılıç ve DBP İl Eşbaşkanı Abdullah İnce’nin de aralarında bulunduğu 25 kişi tutuklandı. 

Gözaltına alınan ve tutuklananların avukatları, Antep Valiliği’nin açıklamasıyla birlikte iktidar medyası tarafından “PKK/KCK’ye büyük operasyon” şeklinde servis edilen soruşturmanın detaylarını anlattı. Avukatlardan Bülent Duran, soruşturmanın 6 aylık teknik ve fiziki takiple başladığını söyledi. Soruşturmada kısıtlılık kararı bulunmasından dolayı ifade işlemleri sırasında dosyayı görebildiklerini belirten Duran, soruşturma dosyasında delil bulunmamasına rağmen müvekkillerinin gözaltında “Etkin pişmanlıktan yararlanma” baskısına maruz kaldıklarını aktardı. 

SEÇİM ÇALIŞMALARI SUÇLAMA KONUSU OLDU

Müvekkili olan HDP İl Eşbaşkanı Müslüm Kılıç’ın 31 Mart yerel seçimleriyle birlikte “PKK’nin yerel seçimlere dönük siyasi çalışma yapacağı” iddiaları üzerine gözaltına alındığını dile getiren Duran, “6 ay boyunca 57 kişi hem fiziki hem de teknik takibe tabi tutuluyor. Müvekkilim Müslüm Kılıç HDP İl Eşbaşkanı olmasından dolayı HDP’nin yerel seçim çalışmalarını yürütmüştür. Yürüttüğü siyasi çalışmalarda şüpheli çalışmalar olarak değerlendirilmiştir. Dosya bütünüyle ceza hukuk usulüne aykırıdır. Herhangi bir şüpheli durum yokken, kuvvetli suç şüphesine dair emarelerle birlikte 6 ay boyunca delil elde etmeye yönelik izleme ve takip yürütülmüş. 6 ayın sonunda operasyon kararı verilmiş. Herhangi bir şüpheli durum olmamakla birlikte yerel seçimlerde HDP’nin yapmış olduğu siyasi faaliyetler suç unsuru olarak kabul edilip, soruşturma konusu edilmiştir” dedi. 

Dosyada Kılıç’la ilgili hiçbir yasadışı eylemin söz konusu olmadığına işaret eden Duran, “Müvekkilime yürüttüğü siyasi çalışmalar suçlama olarak yöneltilmiştir. Kanunun açıkça suç saymadığı bir eylemden dolayı hiç kimse yargılanamaz, soruşturulamaz ve mahkûm edilemez” diye belirtti. 

‘HDP İL BİNASINA GİRDİĞİNİZ TESPİT EDİLMİŞTİR!’

Duran, gözaltına alınanların siyasi faaliyetleriyle suçlandığını ve emniyetin yaptığı yer tespitlerinin seçim çalışmalarının yürütüldüğü yerler olduğuna dikkati çekti. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) “Kişilerin hukuki anlamdaki örgütlenme hakkını bir başka illegal örgütle ilişkilendirip suç olarak ileri sürüp mahkûm edemezsiniz” kararını hatırlatan Duran, “Dosyada, 57 kişinin HDP’de yürüttükleri seçim çalışmaları olduğunu gördük. HDP İlçe Eşbaşkanına ‘Sizin HDP il binasına girdiğiniz tespit edilmiştir’ denildi. Bu suça konu bir durum mudur? HDP İl Eşbaşkanına ‘HDP’de toplantı yaptınız’ deniliyor. Eşbaşkan HDP’de toplantı yapamaz mı? Onların siyaset yapmaları suç mudur?” diye sordu. 

Soruşturmanın hukuka aykırı olduğunu ifade eden Duran, tutuklamalara karşı itirazda bulunduklarını aktardı. 

‘OPERASYON HUKUKİ DEĞİL SİYASİ’

Avukat Sinan Taştekin, HDP ve DBP’lilerin parti binalarına gitmesinin suçlama konusu yapıldığını belirterek, “Sorulan sorular çok garip sorulardı. HDP yöneticisi bir müvekkilime ‘HDP’ye neden gidiyorsunuz?’ ‘Neden oradan çıkış yapıyorsunuz?’ soruları yöneltildi. DBP Antep İl Eşbaşkanı Abdullah İnce’ye ‘DBP’ye giriş çıkışınız tespit edildi’ gibi soruları yöneltildi. İnce’ye ayrıca ‘Mehmet Arslan’ı (DBP Eş Genel Başkanı) tanıyor musunuz?’ sorusu da soruldu. Biz bu sorgu ve ifadelerden sonra avukat arkadaşlarla operasyonun hukuki değil siyasi olduğu kanaatine vardık. Operasyon direkt olarak HDP ve DBP’ye yönelik gerçekleştirilmiştir” ifadelerini kullandı.

‘GÖZALTINDA DELİL ÜRETMEYE ÇALIŞTILAR’

6 ay süren teknik ve fiziki takibe rağmen dosyada delil bulunmadığını, gözaltına “mülakat” adı altında yapılan sohbetlerde delil üretilmeye çalışıldığını söyleyen Taştekin, “Hukuksal olarak bakıldığında, büyük olasılıkla gözaltına alınan kişilerin yüzde 90’ı beraat edecektir. Çünkü dosyada hukuksal anlamda tartışabileceğimiz hiçbir delil yok. Bu yüzden gözaltı süresi uzadı ve ön görüşme adı altında delil yaratmaya çalıştılar. Bu durum düzenlenen operasyonun fiyaskoyla sonuçlandığını gösteriyor” şeklinde konuştu.