Ankara Katliamı'nda yaşamını yitirenleri anmak ve katliamı protesto etmek için 13 Ekim 2015'te Sirkeci Garı'nda bir araya gelenlerin yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme bazı sanıkları hapis cezasına çarptırarak, bunu para cezasına çevirdi. Bazı sanıklara verilen cezada ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi.

Sirkeci'de 10 Ekim Katliamını protesto eden DİSK, KESK, TMMOB ve TTB üyeleri arasında bulunan Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şube eski Başkanı Beyza Metin, Erdoğan Demir, Gürsel Kaya, Mehmet Şamil Altan, Nebile Irmak Çetin ve Önder Atay hakkında 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçlamasıyla açılan davanın duruşması İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

'BU KADAR İHMAL VARKEN BİZİM YARGILANMAMIZ UTANÇ VERİCİ'

Duruşmada savunma yapan sanıklardan Beyza Metin, "Yargılandığımız dava Türkiye'nin en büyük katliamına ilişkin protestomuz sırasında söylediğimiz sözlerden kaynaklanmaktadır. O katliamda arkadaşlarımı, yakınlarımı kaybettim. Bombaların bir kısmı benim yanımda patladı. Ben de ölebilirdim. Bu olay bizi derinden yaraladı. Bu miting çağrısını bizler yapmıştık. Bunu yaparken devletin gerekli önlemleri aldığını düşünmüştük. 103 arkadaşımızı kaybettik. Biz sadece yasal protesto hakkımızı kullandık. O kadar çok ihmal varken bizim yargılanmamızı utanç verici olarak görüyorum. Beraatımı istiyorum" dedi.

'KATLİAMDA SİYASİ VE İDARİ GÖREVLİLERİN SORUMLULUĞU VAR'

Sanık Mehmet Şamil Altan da savunmasında, "10 Ekim katliamından, protestonun olduğu güne kadar biz İstanbul'da 30'dan fazla arkadaşımızı defnettik. Toplum vicdanı ve hafızasında bu büyük bir yer tutacaktır. Burada siyasilerin ve idari görevlilerin sorumlulukları vardır. Biz siyasetle uğraşan insanlarız. Meslek örgütü sorumlularıyız. Böyle bir olay karşısında tavır almamız kaçınılmazdır. Beraatımı talep ediyorum" dedi.

'KATLİAMI PROTESTO İNSANİ GÖREV'

Şamil Altan ve Beyza Metin'in avukatı Yıldız İmrek ise "Burada dünyanın en vahşi terör örgütü bir katliam gerçekleştirmiş, müvekkiller de buna karşı insani protesto görevini yapmıştır. Nefret örgütleri, terör örgütleri tüm insanlığa karşı bir tehdittir. Dünyada bunun örnekleri görülmektedir. Fransa ve Almanya’da da olmuştur. Oradaki katliamlardan sonra siyasiler vatandaşlarıyla birlikte bu katliamları protesto etmiştir. Burada da olması gereken budur. Ancak bu yapılmayıp insanların bir kez daha yaralanması doğru değildir. Tüm siyasiler bu katliamı lanetlemelidir. Durum böyleyken bu yargılamanın ve açılan kamu davasının doğru olmadığını düşünüyoruz. Müvekkillerin derhal beraatına karar verilmesini istiyoruz" dedi.

'SUÇ İŞLEMEDİK, VERECEĞİNİZ CEZA MADALYADIR'

Sanık Gürsel Kaya ise savunmasında şunları söyledi:

"Ben bir sendikanın genel sekreteri olarak görev yapmaktayım. Konfederasyon bir barış çağrısı yaptı. Bahse konu miting düzenlendi. Biz de katıldık. Ancak bu mitingde hiçbir önlem alınmadı. Bu nedenle yüzden fazla arkadaşımız öldü. Biz de ölebilirdik. Ne karar verilirse verilsin vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamak yöneticilerin görevidir. Bu yapılmamıştır. Buna karşı bizim de eleştiri hakkımız vardır. Ben suç işlediğimize inanmıyorum. Mahkemeniz ne ceza verirse verirsin ben bunu ölen arkadaşlarıma karşı bir onur madalyası olarak kabul ediyorum. Beraatımı talep ediyorum."

Diğer sanıklar ve avukatları da önceki beyanlarını tekrarladıklarını belirterek beraat talebinde bulundu.

'İHMALİ OLANLAR YARGILANMALI'

Avukat Osman Zeki Erdoğan ise katliamda pek çok insanın hayatını kaybettiğini belirterek, "Bu katliamı gerçekleştirenlerin Ankara'ya ne şekilde geldiklerinin düşünülmesi gerek. Ankara 12. İdare Mahkemesi dün bir tazminat kararı verdi. Burada mahkeme başkanı şerh koyarak 'ağır hizmet kusuru' olduğunu bildirdi. Tazminata hükmedildi. Benim hakkımda da bu konuyla ilgili çeşitli soruşturmalar yapıldı. Ancak ihmali olan asıl şahıslar hakkında herhangi bir soruşturma yapılmadı. Bizce burada en alttan en üste kadar devlet aygıtının sorumluluğu vardır. Ölenler bu ülkenin insanlarıdır. Ben olaydan sonra bizzat o insanların parçalanmış bedenlerini gördüm. Bunun sorumlusunun kim olduğu konusunda elbette protesto açıklamaları olacaktır. Taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler gereği de bu böyledir. Bu ağır bir siyasi eleştiri kabul edilmelidir ve müvekkillerin beraatına karar verilmelidir" dedi.

MAHKEME KATLİAMI PROTESTO EDENLERİ CEZALANDIRDI

Sanık ve avukatların savunmalarının ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Beyza Metin, Erdoğan Demir, Mehmet Şamil Altan, Gürsel Kaya hakkında TCK'nın 299/1 maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası verdi. Sanıkların cezasını TCK'nın 299/2 maddesi uyarınca 1/6 oranında arttıran mahkeme heyeti cezayı önce 1 yıl 2 aya çıkardı. Daha sonra ise sanıkların 'yargılama sürecindeki davranışlarını' nazara alarak cezayı 11 ay 20 güne düşürdü. Mahkeme sanıkların 'yeniden suç işlemeyecekleri hususunda olumlu bir kanaate varılmadığı' gerekçesiyle CMK 231. maddenin uygulanmasına yer olmadığına hükmetti. Heyet sanıklara verilen cezayı 7 bin lira para cezasına çevirdi.

Sanıklar Nebile Irmak, Önder Atay için de 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptıran mahkeme, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.