BİRİNCİ Ergenekon davasında tanık olarak dinlenen Fikri Cora, "Avukat arkadaşımız Burhan Gür kendisini ziyaret ettiğinde (Alparslan Arslan) ’2-3 yıl yatar çıkarım’ demiş. Avukat Gür Alparslan’a işlediği suçun vahimliğini anlatınca Alparslan kendisine gelmiş" dedi.

Birinci Ergenekon davasının 171’inci duruşması, Danıştay saldırısı tetikçisi Alparslan Arslan’ın üç yıl aynı evi paylaştığı avukat arkadaşı Fikri Cora’nın tanık olarak ifadesinin alınmasının ardından sona erdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen davada tanık olarak dinlenen Fikri Cora, "Avukat arkadaşımız Burhan Gür kendisini ziyaret ettiğinde '2-3 yıl yatar çıkarım’ demiş. Danıştay binasına yapılan saldırıda bir kişi ölmüş, birkaç kişi de yaralanmış. Bir avukat böyle bir eylem sonunda 2-3 yıl ile kurtulamayacağını bilir. Avukat Gür Alparslan’a işlediği suçun vahimliğini anlatınca Alparslan kendisine gelmiş" diye konuştu. Arslan’ın bu şekilde bir eylem yapacak İslami hassasiyeti olduğunu düşünmediğini belirten Cora, "İnsan öldürülmesinin İslamda yeri olmadığını Alparslan’ın bilmesi lazım" dedi.

"KENDİSİNE BİR VAATTE BULUNULMUŞ OLABİLİR Mİ?"

Savcı Mehmet Ali Pekgüzel’in "Kendisine bir vaatte bulunulmuş olabilir mi?" sorusu üzerine Cora, hukuk eğitimi almış bir avukatın herhangi bir vaade kanmayacağını ifade etti. Savcı Nihat Taşkın’ın "Kızıl elma ülküsü nedir? Alparslan Arslan bu düşüncede miydi?" sorusunu Cora, "Kızıl elma, ırkçılık eğilimli bir ideolojidir. Irkçı Türkçülüğü savunanlar bu terimi kullanır. Ben Kızıl elma düşüncesinde değilim. Alparslan Arslan’ın görüşünü bilmiyorum" diye konuştu.

"VAR DA DESEM YALAN OLUR YOK DA DESEM YALAN OLUR"

Tutuklu sanıklardan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, tanık Fikri Cora’ya Aydınlık dergisini okudukları dönemde, şiddeti ve darbeyi destekleyen bir haberle karşılaşıp karşılaşmadıklarını sordu. Aydınlık dergisinin yargıyı, Danıştay’ı ve Danıştay kararlarını hedef alan bir yayın yapıp yapmadığı konusunda yayınları ayrıntısıyla inceleyip böyle bir ima olup olmadığına bakmak gerektiğini belirterek, "Var da desem yalan olur yok da desem yalan olur" diye konuştu.

"HAKKIMIZDAKİ SUÇLAMALAR KURGUDAN İBARET"

2002 yılında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde gördüğü tedaviye ilişkin Aydınlık Dergisi’nde yayınlanan haberlerin Bülent Ecevit kaynaklı bilgilere dayanılarak yapıldığını belirten Perinçek, "Mehmet Haberal, bu haberlere ilişkin bize dava açtı. Mahkeme bizi 50 bin TL tazminata mahkum etti. Ancak Yargıtay, bu kararı bozdu. Sayın Haberal ile aynı suçlama ile karşı karşıyayız. Dikkat ederseniz yönetici olarak üç kişi yargılanıyoruz ve üçümüz de birbirimizin karşısında yer almışız. Biz o fiillerin karşı tarafındayız. Mesela emekli Orgeneral Şener Eruygur ile ADD toplantılarında karşı karşıyaydık. 2007 yılında yapılan Cumhuriyet mitinglerinde de Tuncay Özkan ile hep karşı karşıya olduk. Bu durum da hakkımızdaki suçlamaların kurgudan ibaret olduğunu gösteriyor" diye konuştu.

"AYDINLIK DERGİSİ DE LEGAL BİR YAYINDIR"

Tanık Fikri Cora’nın ifadesinin alınmasının ardından tutuklu sanık Alparslan Arslan söz alarak Aydınlık Dergisi’ni takip etmesiyle ilgili konuştu. Arslan, "Bu süreli yayınlar Anayasa, TCK gibi kanun kitapları da olabilir, Cin Ali kitapları da olabilir. Art niyet, kötü niyet yok. Aydınlık Dergisi de Türkiye devleti sınırları içinde, belki dünyanın herhangi bir yerinde Türkiye Cumhuriyetinin kanunlarına uygun olarak çıkartılan legal bir yayındır." diye konuştu.

ALPARSLAN ARSLAN DURUŞMA SONUNDA RAHATSIZLANDI

Bu arada tutuklu sanık Alparslan Arslan, rahatsız olduğunu söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, sağlık görevlilerinin duruşma salonuna çağrılmasını istedi. Arslan’ın mide bulantısı şikayeti bulunduğu ancak durumunun ciddi olmadığı öğrenildi.

Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, gelen başka tanık olmadığı gerekçesiyle duruşmayı Perşembe günü saat 09.00’a erteledi.

Hürriyet