Eski Ak Partili Alevi vekil Reha Çamuroğlu, “Hükümetin Alevi çalıştayı raporu bizi aptal yerine koymaktadır” dedi.

Gülen Cemaati’ne yakınlığıyla bilenen Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın alt kuruluşu olan Abant Platformu'nun 'Aleviler ve Sünniler: Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak' konulu toplantısının ikinci gününde 'İnanç ve Vicdan Özgürlüğü, Hak ve Hürriyetlerde Eşitlik' konulu oturumda görüşler bildirildi.

Yazar Reha Çamuroğlu ile Prof. Dr. Cengiz Güleç'in katıldığı oturumun moderatörlüğünü Ertuğrul Günay yaptı.

Ertuğrul Günay, yurttaşların yasalar önünde eşitliğinin tüm anayasalarımızda istisnasız yer aldığını ifade ederek, "İnsanların doğuştan gelen hak ve özgürlükleri de eşitliği de tüm evrensel bildirgelerde, insan hakları bildirgesi başta olmak üzere yer almıştır, ama ne yazık ki yasalarda ve teoride ifade edilen bu vaat, insanlığın bu güzel öyküsü yeterince günlük hayat içerisinde gerçeklik kazanamamıştır. Geriye dönüp baktığımız zaman cumhuriyetin geride kalan 90 yılında en temel eksiklerden, en temel sorunlardan biri de bu noktada gözükmektedir. İnsanlar arasındaki eşitliğin bir türlü kuramsallıktan veya kağıt üzerinde yasallıktan hayatın içerisinde yeterince gerçekliğe kavuşamaması" dedi.

Ertuğrul Günay eşit yurttaşlık, düşünce ve vicdan özgürlüğünün hiçbir zaman gerçekliğe kavuşmadığını söyledi. Günay, "Lozan'ın belirleyici bir unsur olması nedeniyle öncelikle gayri müslimler hiçbir zaman için yurttaşlık haklarına ve uygulamasına kavuşamamışlardır ülkemizde. Ve onların bu sorunu 40'larda 50'lerde çok yakıcı biçimde gündeme gelmiştir ve bugün hala bu sorunun eşit yurttaşlık sorununun gayri müslim Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları için sorunsuz bir hale getirildiğini söylemek maalesef mümkün değildir. Onun dışında, laiklik 1930'larda anayasaya girmesine rağmen bu sorun devam etmiştir. Eşit yurttaşlık ve düşünce ve vicdan özgürlüğü hiçbir zaman gerçekliğe kavuşamamıştır" diye konuştu.

Eşit yurttaşlığın hayat içerisinde filizlenmesini umduklarını ifade eden Günay, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Devlet bir din yapısı tarif etmeye ve onun sınırları içerisinde herkesi davranmaya zorlamıştır. Son yıllarda bu alanda akıl almaz bazı uygulamalar ortadan kalkıyor gibi gözükse de, İslam içindeki daha ikinci unsurlar için de yani sayısal olarak kast ettiğim ikinci unsurlar için de bu devletin belirleyici tavrı, devletin yasakçı tavrı devletin bir anlamda onlara din tarif eden, dayatan tavrı, 'bu formatta kalacaksınız, sizin inançlarınız ancak bu format içinde, benim verdiğim sınırlar içinde, izin verdiğim sınırlar içinde yaşayabilirsiniz' tavrı ne yazık ki hala sürmektedir. Bu etnik açıdan da inanç açısından da Türkiye Cumhuriyeti'nin eşit yurttaşlık anlayışı, idari yasalarda bahsedilen bu hüküm hayat içerisinde bir gerçekliğe kavuşmamıştır. 21'inci yüzyılın başındayız, bu önemli idealin kağıt üzerinde kalmasından hayat içinde gerçekten filizlenmesine doğru yol yürürüz. Umudumuz budur, olması gereken de budur."

ALEVİ ÇALIŞTAYI RAPORU BİZİ APTAL YERİNE KOYMAKTA”

Eski Ak Partili Alevi vekil Reha Çamuroğlu, “Hükümetin Alevi çalıştayı raporu bizi aptal yerine koymaktadır” dedi. Çamuroğlu şöyle devam etti:

-Sayıca Azınlıkların bazı özgürlüklerinden kendi rızalarıyla vazgeçmeleri anlayışı son derece sakattır.

-Hükümetin 7 Alevi çalıştayının sonuç raporu, sorunun çözümü adına neler yapılmaması gerektiğini bize göstermektedir.

-Hükümetin Alevi Çalıştayı Raporu bizi aptal yerine koymaktadır.

- Alevilerin karşısına çıkarılan zorlu yokuşlar, Alevi taleplerinin abesliğinden kaynaklanmamaktadır.

-Alevilerin karşısına çıkartılan zorlu yokuşlardan kasıt, taleplerin abesliği değil başka vatandaşların direnmesidir.

-Aleviliğe dışardan bir tanım ve sınır getirilmeye çalışılması doğru değildir.

-Aleviliğin temel ilkelerinden biri tevella ve teberra. Hz. Ali’yi sevenleri sevmek, onu sevmeyenlerden uzak durmaktır. (Haber3, Dipnot.tv)