AKP Hükümeti döneminde kaybolan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Tolga Baykal Ceylan’ın hikayesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı da nihayet harekete geçirdi.

Anne Ceylan'ın TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyon Başkanı Zafer Üskül ve AK Parti Grup Başkan Vekili Ayşenur Bahçekapılı'ya daha önce bu konuyu ilettiği, ancak bu başvurunun Başbakanlığa iletilmediği ortaya çıktı.

 

ANKARA - Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta sonu Cumartesi Anneleri ile yaptığı görüşmede haberdar olduğu Tolga için, annesi Kadriye Ceylan’ın defalarca başvuru yaptığı, hatta AKP’nin yönetim kadrosundan isimlerle görüştüğü öğrenildi. İlk defa bir Başbakan’ın kendilerini dinlediğini ve umutlandıklarını ifade eden Ceylan, görüşmeyle ilgili hislerini “Kendimi incinmiş bir çocuk gibi hissettim. Başbakanı da bir baba gibi gördüm. Hıçkıra hıçkıra ağlamamak için kendimi zor tuttum” sözleriyle anlattı.

Geçtiğimiz hafta sonu Başbakan Erdoğan bir ilki gerçekleştirerek her Cumartesi gözaltında kaybedilen veya katledilen yakınları için Galatasaray Lisesi önünde toplanan Cumartesi Anneleri ile bir araya geldi. Onların evlatlarının hikayelerini dinleyen ve konuşmaları not alan Erdoğan, ertesi gün yaptığı açıklamada AKP hükümeti döneminde kaybolan Tolga Baykal Ceylan ile ilgili yapılan başvurulardan kendisinin haberi olmadığını açıklamıştı.

Görüşmenin ardından ANKA’ya açıklamalarda bulunan Tolga Baykal Ceylan’ın annesi Kadriye Ceylan, oğlunun kayboluş hikayesini ve Başbakan ile görüşmeyi anlattı. İlk defa bir Başbakan’ın kendilerini dinlediğini ve samimi bir şekilde ilgilendiğini ifade eden Ceylan, “7 yıldır bekliyordum. 30 yıldır devletten yanıt bekleyen aileler var. Her hafta sonu sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.
Çığlıklarımızı kimse duymamıştı. İlk defa devletin kaybettiği insanların annelerini dinleyen bir başbakanımız oldu. O gün o kapıdan girerken kendimi incinmiş bir çocuk gibi hissettim. Başbakanı da bir baba gibi gördüm. Hıçkıra hıçkıra ağlamamak için kendimi zor tuttum”
diye konuştu.

BAHÇEKAPILI VE ÜSKÜL HABER VERMEMİŞ

Başbakan Erdoğan’ın AKP hükümeti döneminde kaybolan Tolga’nın hikayesini “şaşkınlıkla” dinlediğini ifade eden Ceylan, yaptığı başvuruların ve bizzat Başbakan Erdoğan’a yazdığı mektubun yerine ulaşmamış olduğunu öğrendiğini söyledi.

BİR DE İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU BAŞKANI OLACAK

Daha önce Ankara’da TBMM’de AKP Grup Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül ile görüştüklerini dile getiren anne Ceylan, “O zaman da kaybediliş öyküsünü anlattım. Kayıpların öyküleri kaybediliş öyküleri hepsi bir dosyanın içindeydi. Neler talep ettiğimiz de yazılıydı. Hemen Başbakana iletiyoruz demişlerdi. Ancak o zaman da gitmemiş Tolga’nın öyküsü” şeklinde konuştu.

CUMHURBAŞKANI SEZER DE AYNI

Anne Kadriye Ceylan oğlunun üniversitede okurken bilim adamı olmak istediğini, siyasi gruplara katılmaktan uzak durduğunu söyledi. Bir defa türbanlı arkadaşları okula alınmadığı için üniversite içinde bir bildiri dağıtımında bulunduğunu söyleyen Ceylan, “Bu olaydan sonra okula girişinde bir görevli okula almadı oğlumu. Hatta oğlum bana durumu anlatırken morali çok bozulmuştu. Küfür ettiklerini söyledi. Bunun üzerine o dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e bir mektup yazmış oğlum. ‘Bu ülkeyi yönetemiyorsan beni de vatandaşlıktan çıkar’ şeklinde ifadeler kullanmış. Bu olaylardan sonra izlenildiğini fark ettik. Zaten kaybedildiği İğneada’ya da bir plan dahilinde götürüldüğünü düşünüyorum” dedi.

55 YAŞINDA BİR CESEDE MAYOSUNU GİYDİRDİLER

Oğlunun 2004 yılı Ağustos ayında kaybolduğunu ifade eden Kadriye Ceylan, kaybolmasının ardından işyerine bazı telefonlar geldiğini, birilerinin bağırma seslerinin dinletildiğini söyledi. Olayları araştırması için Jandarma’ya başvuran ve Jandarma’dan her defasında farklı senaryolar duyduğunu öne süren Ceylan, “Demirköy savcısı arayıp oğlumun Amerika’da yaşadığını söyledi. Bir TV kanalında ‘Anne seni çok seviyorum’ diye pankart açmış görüntüsünü gösterdiler. Hakikaten de oğluma benzetmeye çalışmışlar ama o benim oğlum değildi. 10 gün sonra da ‘denizde bir ceset bulduk’ dediler. Cesedin üzerinde oğlumun mavi mayosu vardı. Adli tabibe getirdiler ancak tanınmayacak haldeydi. Dişlerine baktık. Ağzında kaplama dişleri vardı. Oğlumun dişleri eksiksizdi. DNA testi de negatif çıktı ve doktor da bu cesedin 50 yaşlarında olduğunu söyledi. Mayo oğlumundu ama o mayoyu niye 50 yaşlarında bir adama giydirdiler onu anlamadım. Sonra o mayoyu yok ettiler” ifadelerinde bulundu.

TOPLU MEZARLAR AÇILSIN

Anne Kadriye Ceylan, Başbakan Erdoğan’dan Birleşmiş Milletler’in zorla kaybetmelere karşı hazırladığı sözleşmenin Türkiye tarafından da imzalanmasını istediklerini ayrıca kaybolmaların faillerinin belli olduğunu ancak yasalar sebebiyle yargılanamadıklarını dile getirdiklerini kaydetti. Faillerin yargılanmasını engelleyen yasaların kaldırılmasını isteyen Ceylan, “Toplu mezarlar tespit edilip açılsın istiyoruz. Arşivlerde kaybettikleri kişilerin bilgileri mutlaka var. Kimsesizler mezarlarına gömüldü çocuklarımızın çoğu. Belediyelerden arşivlerden elde edilecek bilgilerle bu mezarlar açılsın, DNA testleri yapılsın. ‘Masraf olacak’ gibi bir bahane ileri sürülecekse buna da kimsenin hakkı yok. Devlet cinayet işleyerek bizim çocuklarımızı kaybetti” dedi.

Gazeteport